Başımıza gelenler…

Başımıza gelenler…
14.12.2019
A+
A-

Ey efendiler!

Partilerin genel başkanları!

Sözde milletvekilleri!

Devlet kaynaklarını sömürenler!

Bankamatik soyguncuları!

Koltuğu beka sorunu olarak yutturanlar!

Milletin varlıklarını, yandaşlarına peşkeş çekenler!

Adrese teslim ihale verenler ve alanlar!

Havuz medyasının tasmalı, yüzsüz asalakları!

“Hepiniz insanlığı değiştirmeye çalışıyorsunuz.

Fakat, kendinizi değiştirmek aklınızdan geçirmiyor.”

****    

Allah, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır.

Yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini, hakim kılmak için Allah’ı kullanır.

****

Onun için de başımıza gelenlerin sorumlusu oluyorsunuz.

Bugüne nasıl geldik? İyi düşünün, korkuttuğunuz toplumu görün.

Yalan duvarlarının temelsiz olduğunu en iyi bilen sizlersiniz.

Beraber ördüğünüz duvarlara, ilk kazmayı vuran içinizden biri oldu.

Haramın binası olmaz, yaptıklarınız ayağınıza dolaşacaktır.

Yarınlarda birbirinizi suçlayacak ve kurtuluş bekleyeceksiniz.

Hırsızların açığa çıkmadığı malum çünkü adalet işlemiyor.

Ektiğiniz hiç olmadı, bunun için de biçilecek ekininiz olmayacak.

Hepiniz kendi çıkarlarınız için, intikam hırsıyla yağmaladınız.

Bugün kasalarınız dolu, gücünüz var!

Keyfiniz yerinde mutlusunuz.

Size, Mehmet Akif Ersoy’un sözleri ile sesleniyorum:

İnsan iki şeyi bilmelidir. Biri haddini, diğer hesabını…

Ben haddimi bilir, hesabımı bilmem.

Bu devran böyle gitmez, Para ve servet için her şeyi yaptınız.

Bakalım bundan sonra ne yapacaksınız?

****    

Atatürk’ü dinlemenin tam zamanı.

Çamur siyasetinin solucanları, cesaretiniz varsa köşem size hazır.

Havuz medyası hala iş başında, ekranlarda reise övgüler devam ediyor.

Ülkemize yapılan kötülüklerin, başlıca sebebi basındır.

İşte, Ulu Önder’in 1922’de söyledikleri:

Basın milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatmanın ve irşatta, muhtaç olduğu fikri gıdayı vermekte, hülasa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın bir kuvvet, mektep ve bir rehberdir. Basın hürriyetinden doğacak mahzurların izalesi bizzat basın hürriyeti ile kaim olduğuna dair, Büyük Meclis’in yol gösterici olduğu bilinmeli.

Eğer, cumhuriyetin ruhu olan faziletten mahrum cüret erbabına basın içinde eşkıyalık fırsatı verirse, TBMM’nin terbiye edici ve kahredici elinin müdahale ve tenbih etmesi elbette zaruridir.”

Ey efendiler,

Sınıfının imtiyazlı muhteremleri, bizleri konuşturan dertlerimizdir.

Şahsi dertlerimizi dahi unutturdunuz. Ben şu altı yüz kişiye diyorum. Siz de mi başımıza gelenlere ve nereye gittiğimize daha ne kadar sessiz kalacaksınız?

‘Kağnı devrilmeden yol göstereyim’ dedim.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.