Efkan…

03.11.2020
A+
A-

Yıl; 1990, yer; İzmir Eski Foça Amfibi Alayı… Destek Taburunun Savaş İstihkâm Bölüğünde âcizane çavuşum, hem de depolardan sorumlu. Ne büyük sorumluluk, arazi olmak için en güzel görev hâsılı kelam.

Yine arazi vaziyetlerindeyken haber verdiler; ‘karşı taburdan seni görmek isteyen iki kişi var’ diye… Tam da zamanı dediğimi hatırlıyorum ama aldığımız terbiye gereği geleni kabul etmemek olmaz, arazi vaziyetlerinden gayri nizamı asker pozisyonuna geçiş yapıp tabura gittim.

Beni görmeye gelen iki askeri hayatımda ilk defa o gün gördüm.

Biri Sıba Efkan Çağlı, diğeri ise Recep Azun’du. İkisi de Sakarya’dan gelmişlerdi, gerçi isimlerini söyleyince hemen Abhaz olduklarını anlamıştım.

Efkan, oldukça yakışıklı üzerine giydiği üniformanın hakkını veren Amfibi askeriydi, benim gibi derede yüzme öğrenmiş komando değildi.

Sonraları başka kimler var derken, Amfi Alayından mızıka sesleri apsuva oyunuyla yükselmeye başladı. Gördüm ki o dönem çok sayıda Kafkas kökenli asker alayda toplanmıştı. En fazla Kayseri’den gelenler vardı ve acı bir gerçek Bilecik’ten ilaçlık tek ben vardım.

Sayımız az olsa da etkimiz fazlaydı ama Efkan bir araya geldiğimizde Ata Vatanımız Abhazya’dan bahseder arkadaşları motive ederdi, anladım ki Efkan için ruhun sılası Abhazyaydı ve onun için başka gerçek yoktu.

Çoğu zaman oturup konuştuğumuzda karşımızda Ege denizi, derdi ki; “Acgun hadi gemilerden birini alalım hiçbir yere uğramadan Çanakkale ve İstanbul boğazını geçelim, Karadeniz’e çıkalım, Sohum’a demir atalım ama öyle demir atalım ki bir daha geri dönmeyelim” derdi.

Ben ise ‘bu hafta sonu İzmir Alsanacak’ta nereye gidelim’ diye takılırdım ama o hep Abhazya’yı anlatırdı.

1991 yılında terhis olduğumuzda Bursa’ya geldi ve ‘gidiyorum acgun benim artık geriye dönüş yok’ dedi, öyle de oldu.

Efkan, 14 Ağustos 1969 senesinde Adapazarı’nda doğmuştu. Abhazya Gürcistan tarafından işgal edildiğinde henüz 22 yaşındaydı. Ata vatanın bağımsızlığı için ilk grupta yerini aldı, 3 Kasım 1992’de Şrom bölgesinde yapılan çatışmada Rusya Federasyonu’nun Gürcistan’a sağladığı bir helikopterden açılan ateşle şehit edildi kardeşim, silah arkadaşım.

Naaşı Abhazya’dan Sakarya Hendek Soğuksu köyüne getirildiğinde yedi bin yıllık bir kültür ve medeniyetin bağrına defnedildi, Efkan’ın şahadeti Türkiye ve Abhazya’da yaşayanlar için bir milat oldu ve şimdi her 3 Kasımlarda Türkiye’den ana vatana gidenlerin şahadeti saygı ve minnetle anılıyor.

***

Sevgili Efkan,

Henüz Abhazya’ya gitmeden söylediklerin şimdilerde yeni nesiller tarafından yapılıyor, Türkiye’de yaşayan kardeşlerin senin ve silah arkadaşlarının sayesinde ata vatanlarına çok rahat gidebiliyorlar. Hatta ailece gidiyorlar, çocuklarıyla ve bazıları çocuklarına seni anlatıyor, fotoğrafını gösteriyor, bil istedim.

On yedi yaşındaki kızıma ve dört yaşındaki oğluma Abhaz pasaportu aldığımda seninle Eski Foça Amfibi çıkarma bölgesinde yaptığımız sohbetler aklıma geldi, senin de dediğin gibi Acgun hiçbir şey boşuna değildir, bizden sonrakiler bunu bizden daha iyi anlatacaklar ardımızdan gelenlere.

28 yıldır yazmak istedim bunları, kısmet bu güneymiş.

Seni hiç unutmadık her an aklımızdasın, diğer şahadet şerbetini içenler gibi, anılarımızdasınız, unutulmadınız.

Ruhlarınız Şad, Mekanlarınız Cennet Olsun.

Sevgili Efkan,

1990 yılında Abhazya için ne diyorduk;

“Vatan için ölüm bir son değildir”

Sevgiyle can arkadaşım…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.