Kanseri 4 kez yenen oyuncu, lösemili çocukların hayatına dokunuyor
Kanseri 4 kez yenen ve 2 kere ilik nakli olan oyuncu Açelya Elmas, tiyatro eğitimi vererek ve yaşam koçluğu yaparak lösemili çocukların hayatlarına dokunuyor.
Oyuncu Açelya Elmas’a, 2003’te konulan lenf kanseri teşhisi genç oyuncunun hayatını değiştirdi. Bir yandan oyunculuk hayatını sürdürürken bir yandan da kanserle mücadele eden Elmas, kanseri 4 kez yenmeyi başardı.
Bu süreçte iki kez ilik nakli olan Elmas, şimdi kendisi gibi kanser hastalarına umut verebilmek için pandemi nedeniyle ara verdiği eğitimlerine online platformda devam ediyor.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Elmas, kanser olduğunu öğrendiğinde Ayvalık’ta çekimleri süren “Kurşun Yarası” adlı dizide oynadığını aktardı.
Elmas, zor şartlarda çalıştıkları için ilk başlardaki belirtileri yorgunluk olarak nitelendirdiğini dile getirerek, doktor kontrolüne gittiği zaman lenf kanseri teşhisi aldığını söyledi.
Hastalığı öğrenmelerinin ardından kemoterapiye başlandığını belirten Elmas, şunları anlattı:
“Doktorumun isteği benim İstanbul’da kalmam ve dinlenmemdi ama ben setimi bırakamadım ve hep işimin başında olmak istedim. 2 seneye kadar hiç yürüyemediğim halde buna rağmen setimi bırakmadım. Bu, tedavim sürerken benim yaşama tutunma şeklimdi. Sonrasında 2005’te hastalığım nüksetti ve ilik nakli oldum. 5 yıl kadar, hiç hastalıkla alakam olmadı ve sağlıklı bir hayat sürüyordum. 2010’da ise hastalığım tekrardan nüksetti. Nüksettiği zaman tekrar bir ilik nakli oldum.”
“Onların yüzlerini güldürmeye çalışıyoruz”
Açelya Elmas, sevdikleriyle beraber doktorunun çabalarıyla kanseri yendiğini ifade ederek, her zaman iyileşeceğini umut ettiğini ve aklına kötü şeyler getirmediğini vurguladı.
Kanseri yendikten sonra geçirdiği evreleri diğer hastalarla da paylaşmak istediğini belirten Elmas, bu süreçte sürekli hasta ve hasta yakınlarıyla görüşmeye başladığına değindi.
Elmas, “Benim gibi kansere yakalananlar için umut oldum. Kanserde hangi evrelerden geçtiğimi ve ne şekilde yendiğimi merak ettiler. Onlara yaptığım tedavileri anlattım. Doktorları izin verdiği sürece yüz yüze hastanede görüştüm. Bu bana çok iyi geldi ve benim de yaralarımı tedavi etti.” dedi.
Hastalığını yendikten sonra lösemi çocuklar için olabildiğince sosyal sorumluluk projelerinde yer almaya çalıştığını ifade eden Elmas, “Çocuklar bizim geleceğimiz ve umutlarımız. Minicik canlar, olabildiğince onların yüzlerini güldürmeye çalışıyoruz.” diye konuştu.
“Bazen hiç konuşmadan gözlerimizle anlaşıyoruz”
Kanserle savaşmayı başardıktan sonra farkındalık çalışmalarında yer almayı kendine ilke edindiğini dile getiren Elmas, özellikle kanser hastası çocuklarla görüştüğünü anlattı.
Lösemili çocukların gülmeye ve yanlarında olunmaya ihtiyaçları olduklarına dikkati çeken Elmas, şunları kaydetti:
“Ben dört defa lenf kanseri atlattım. Hasta ve hasta yakını hayatlarını çok iyi bildiğim için onların neler hissettiklerini en iyi anlayanlardan biriyim. Bu nedenle lösemili çocuklarla konuşarak ailelere umut verebilmek adına hastaneleri ziyaret edip onlarla sohbet ediyorum. Pandemi nedeniyle olabildiğince çocuklar ve ailelerle sosyal medya ve online olarak görüşmeye çalışıyorum. Elimden geldiği kadar çocuklara umut olmaya ve yüzlerini güldürmeye çalışıyorum. Tiyatro eğitimlerimde lösemili çocuklarımızla buluşuyoruz. Pandemi dönemiyle evden çıkamadıkları için onlara online eğitim vermeye başladım. Şu anda zoom üzerinden tiyatro, kamera önü oyunculuk, yaratıcı drama, iletişim, beden dili gibi dersler veriyorum. Bazılarına yaşam koçluğu yapıyorum. Pırıl pırıl kız çocuklarından oluşan grubum var. Çocuklar için güzel ortam oluyor ve biraz olsun yaşadıkları ortamdan kurtulup başka şeylere adapte olabiliyorlar. Onlarla beraber tiyatro yapıp skeçler oynayarak iletişim ve hayat hakkında konuşuyoruz.”
Bir çocuğun hayatına dokunabilmenin kendisine de terapi gibi geldiğine değinen Elmas, “Çocuklarla aramızdaki bağı onlar da ben de çok net hissediyoruz. Bazen hiç konuşmadan gözlerimizle anlaşıyoruz. Bu çok büyük mutluluk. Onlar bana baktıkları zaman benim o yollardan geçtiğimi ve ne hissettiklerini anladığımı biliyorlar. Ben de onlara baktığım zaman ‘Evet ne hissettiğinizi biliyorum ama geçecek. Siz de burada olacaksınız. Üzerinizde çok güzel bir hayat var.’ diyebiliyorum. Bunun tarifi yok ve çok güzel bir mutluluk. Lösemili çocuklar ve aileleri benimle iletişime geçerlerse hem derslerimden hem de yaşam koçluğumdan ücretsiz faydalanabiliyorlar.” diye konuştu.
Çocuklarla eğitimlerinde vermek istediği mesajlara da değinen Elmas, verdiği derslerde hastalara her zaman bir umut olduğunu göstermek istediğini söyledi.
“İlik nakli ile çocukların hayatını kurtarın”
Elmas, ilik naklinin kendi hayatında önemli bir yeri olduğunu ve ilik bağışı konusunda pek çok söyleşiler yapıp projelerde yer aldığını anlattı.
İnsanların 3 tüp kanla bir can kurtarabileceklerini ifade eden Elmas, sözlerini şöyle tamamladı:
“Benim derdim insanların evlerinde oturmaktan vazgeçip gidip Kızılay’a 3 tüp kan bağışında bulunmaları ve sonrasında donör oldukları zaman kaçmamalarıdır. Çünkü çok haber alıyoruz, bir lösemili çocuğumuzun hikayesi var. Donör bulunuyor ve son anda vazgeçiliyor. Bu bir çocuğun umudunu ve sevincini kırmaktır. Ne kadar çok insan kan verir, ilik bağışında bulunursa o kadar çocuğun hayatı kurtulacak. İnanıyorum ki onlar da yepyeni bir dünya kuracaklar. Çocuklarımız için olabildiğince büyük ilik bağış noktalarının ve kan bankalarının olmasını hayal ediyorum. Sadece Türkiye değil, dünyadaki çocuklara yetebilecek kadar kök hücremiz ve iliğimiz olsun istiyorum.”
(AA)