Saraylar ve Sultanlar
Yüksek duvarlar çevirir sarayı.
Demir parmaklıklar.
Yüksek güvenlikli, yüksek kapılar.
Kalın kadife perdeler.
Panjurlu pencereler.
İzinsiz gün ışığı dahi giremez içeri.
Bağırsan, sesin duyulmaz.
Ağlasan duyan olmaz.
Kapısında durup baksan;
İnsan karınca gibi küçük hisseder kendisini.
***
Otoriter yönetimler,
Tek adamlar ihtişamlı yaparlar saraylarını ki;
Sarayın karşısında birey, anlasın ne kadar değersiz olduğunu.
İşte tam da o nedenle;
Her şeyden tasarruf olur, İtibardan olmaz…
***
Wikipedia, özgür ansiklopedi diyor ki;
Tam 1100 odası vardı sarayının.
Guinness Rekorlar Kitabı’na göre;
Dünyanın en büyük sivil yönetim;
En pahalı yönetim
Ve en ağır binası idi.
Yapımında;
1 milyon metre küp mermer;
3,500 ton kristal;
700,000 ton çelik ve bronz;
900,000 m³ ahşap kullanılmıştı.
480 şamdan ve 1,409 devasa avizesi vardı.
700 mimar,
25.000 işçi çalışmıştı yapımında.
***
Sarayın first ladysi ilkokul mezunu idi.
Altında eşinin imzası olan bir kararnamesi ile “Bilimsel Araştırma Enstitüsü” başkanlığına atandı.
İki yıl sonra Enstitü’de görevli hocalar tarafından;
Kendi adına hazırlanan doktora tezi ile kimya doktoru ünvanını aldı.
Üniversite rektörlerini, profesörleri karşısına dizer;
Danışmanları tarafından yazılmış, ne olduğunu pek de anlamadığı metinleri onlara ders verir edası ile okurdu.
Sayısı tam olarak bilinmeyen saraylarında halkın sefaleti ile tezat lüks bir hayat yaşadı.
***
Benzerlikler sizi şaşırtmasın.
Yazılanların Türkiye ile ilgisi yok.
Romanya’nın son diktatörü Nikolay ve Elena Çavuşesku yazılanların muhatabı.
Saray da onların sarayı.
***
Bizim saray mı?
Adı gibi oda sayısı da tartışmalı.
Kimilerine göre kaçak saray.
Kimilerine göre Ak Saray.
Ya da Külliye…
Basında 1000 odalı saray olarak yer aldı.
Sayın Erdoğan, 1150 oda olduğunu söyledi.
Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ise sarayın 2250 oda ile dünya şampiyonu olduğunu ileri sürdü.
Yapımında 10.000 ağacın söküldüğü söylendi.
Bahçesinde Ankara’nın soğuk kışlarına dayanabilmesi için alttan ısıtmalı hurma ağaçlarının olduğu söyleniyor.
***
Wikipedia kullanım alanı itibari ile yaptığı sıralamada 5. sıraya koymuş.
İlk sırayı Çavuşesku’nun sarayı almış.
Onu Avusturya’nın Hofburg, İtalyanın Royal, Fransa’nın Louvre sarayları izliyor.
42 sarayın yer aldığı listede Türkiye 5 saray ile en çok sarayı bulunduran ülke.
Ak Saray, Çırağan, Topkapı, Dolmabahçe ve Yıldız…
Amerikalıların beyaz evi ise listede kendine yer bulamamış.
Kıskanmasınlar da ne yapsınlar!
***
Osmanlı İmparatorluğu’nun ihtişamlı günlerine ev sahipliği eden Topkapı 70.000 metrekare.
Ak ya da Kaçak Saray 200.020 metrekare.
Ecdat 70 bin metrekareden üç kıtayı yönetmiş.
Bizimkiler 200 bin metrekareden 81 vilayeti yönetemiyor.
***
İtibardan tasarruf olmaz anlayışı Osmanlı’dan kalan bir miras.
Sultan 1. Abdülmecit (1823-1861) zamanında batıdan yüksek faizle alınan borç para;
Dolmabahçe (1843-1856)
Beylerbeyi (1861-1865) ve
Çırağan (1863- 1871) saraylarının yapımı için harcanmış.
Dolmabahçe Sarayı yaklaşık 5 milyon altına mal olmuş.
Zor durumda kalan Maliye, aylıkları, ay başı yerine ay ortalarında ödemeye başlamış.
Sonraları ise 3-4 ayda bir ödemek durumunda kalmıştır.
Sultan Abdülmecit bu sarayda sadece altı ay yaşayabilmiş.
Netice malumunuz…
***
Sayın Cumhurbaşkanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde konuştu.
Onların da bir saray inşa etmelerini tavsiye etti.
Söylediğine göre;
İhtişamlı saraylar ülkelerin bakış açısını değiştiriyormuş…
Aslına bakarsanız yaşadıkları ekonomik kriz yeni bir saray yapımı için çok uygun.
Ve merak edenler ülkelerin bakış açısının nasıl değiştiğini ABD’li komedyen John Oliver’in Youtube videosundan seyredebilir.
***
Ne güzel söylemiş Mehmet Akif Ersoy;
”Tarihi “tekerrür” diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?”