Uygur Türk’ü…

28.01.2021
A+
A-

Kaşgarlı Nursimangül Abdurraşid’in feryadı…

Doğu Türkistan Uygur Özerk Bölgesinde, Çin devletinin uyguladığı zulümden dolayı topraklarını terk etmek zorunda kaldılar.

Uygur Türkleri, Çin zulmünden sığınabildikleri ülkelere dağılırken kardeş gördükleri Türkiye’ye de geldiler ama bu günlerde büyük sıkıntı içindeler; çünkü Çin ile Türkiye arasında imzalanan, ‘Suçluların İadesi Anlaşması’nın 2020 Aralık ayı sonunda Pekin yönetimi tarafından onaylanması, fakat Türkiye henüz TBMM’de bu antlaşmayı onaylamadı.

İYİ Parti’nin TBMM’de yapılan son grup toplantısında Genel Başkan Meral Akşener’in gündeminde Uygur Türklerinin yaşadığı zulümler vardı.

Akşener partisinin grup toplantısında, “Üç kuruş için kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar uğruna kardeşini yüz üstü bırakan vicdansız bir iktidarla karşı karşıyayız. Görüyoruz ki Çin Merkez Komitesi Türkiye Komiseri, nam-ı diğer ‘kısmen iktidar’ Sayın Cinping Perinçek; Müslümanım diye gezen Erdoğan’ı da, Türk milliyetçisiyim diye diye gezen Sayın Bahçeli’yi de, nasıl olduysa esir almış” diyerek sert eleştirilerde bulundu.

İYİ Parti lideri Akşener, Uygur Türkleri konusunda Cumhur ittifakına karşı sert eleştirilerle yetinmeyip Çin zulmünden Türkiye’ye sığınmak zorunda kalan Kaşgarlı Nursimangül Abdurraşid’e kürsüde söz vererek Türkiye’de ikamet eden Uygur Türklerinin ilk ağızdan sorunlarını gündeme taşıdı. Tabi bu arada TBMM TV yayını kesti ama Akşener’in hesabından konuşma tam olarak yayınlandı.

Uygur Türklerinden Kaşgarlı Nursimangül Abdurraşid, İYİ Parti grup toplantısında kürsüde, “Doğduğum topraklara faydalı bir evlat olmak için çok çalıştım. Bu uğurda Türkiye’ye geldim. Mezun oldum ve şu anda prestijli bir firmada çalışıyorum. Fakat bu sevincimi ailemle paylaşamıyorum. Ailem toplama kamplarına götürüldü. Kardeşlerimiz toplama kampında. Benim Türkiye’de bulunmam ailemin başına gelen zulmün nedeni. 4 senedir annemin bile sesini duyamadım. Beni canından çok seven babam ve kardeşlerimin nerede olduğunu bilmiyorum. Uygur gençleri köle olarak çalıştırılıyor, çocuklar anne ve babalarından koparılarak toplama kamplarda Çinli olarak yetiştiriliyorlar. Gerçekten sizin bu suskunluğunuz Doğu Türkistan’daki kardeşlerimin silinmesine sebep olursa, ben nasıl inanırım ki insan haklarının olduğuna. Nasıl inanırım ki Müslüman ve Türklerin kardeş olduğuna. Bu zulme hep birlikte bir dur dememizi istiyorum” dedi.

Uygurlu karındaşlarımızın yaşadığı zulümleri bilmiyoruz, bilmek istemiyoruz. Gözümüz görmüyor, görmek istemiyoruz ama Türkistan ağlıyor ve ölüyorlar.

Uygurlu kardeşlerimiz için söylenecek çok söz var; sözden anlayana, vicdanı olana… Lakin sözünde, vicdanında hükmü kalmadı yaşadığımız şu zamanda.

Aklıma Aşık Sefai’nin sözleri geldi:

Azizim su diye ağlar

Mecnun Hu diye ağlar

Deryada bir gül açmış

O da su diye ağlar

 *** 

Ya Türkistan niye ağlar

Ağlar yüreğimi dağlar

Başucumda Musul Kerkük

Anadolum diye ağlar

 ***

Bülbül gülüm diye ağlar

Gül bülbülüm diye ağlar

Sefai’yem Karabağım

Bitsin zulüm diye ağlar.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.