‘Yolun Yolumuzdur Şehzadem’ derken!

20.02.2021
A+
A-

Selam tüm okuyuculara, Cumhuriyet’in değerini hakkıyla bilen tüm güzel yüreklere…

***

Geçen hafta yok artık! dedirten, olmaz bu kadar dediğimiz ama olan ve bizim de şaşkınlıkla izlediğimiz bir habere maalesef şahit olduk…

Haber kiminle ilgiliydi önce ona değinelim:

Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu…

Osmanlı Devleti’nin 34. Padişahı Sultan İkinci Abdülhamid’in 4. kuşak torunu…

3 Mart 1924 yılında Osmanlı hanedanı Türkiye’den sürgün edilmiş, 50 yıl sonra 1974 yılında ilk kez bir Osmanlı hanedanı Türkiye’ye geri dönmüştü.

Abdülhamid Kayıhan Osmanoğlu, 1979 yılında İstanbul’un Fatih semtinde doğdu. Sürgünden sonra Türkiye’de doğan ilk Osmanlı hanedan mensubudur. Bir dönem gazetecilik, tiyatro senaristliği yaptığı ve birkaç oyunda sergilediği bilinmekle beraber asıl işi tekstildir.

Buraya kadar doğal bir süreç…

Doğal olmayan yani haber olan ve keşke bu da bir tiyatro oyunu olsaydı dedirten olay ise şu:

Vefatının 103. yıldönümü için 2. Abdülhamit’in türbesi önünde toplanan Devlet-i Aliyye Ocakları üyeleri, 2. Abdülhamid’in 4. kuşaktan torunu ve kurucu başkanları Kayıhan Osmanoğlu’nu mehter takımı eşliğinde ve “yolun yolumuzdur şehzadem” sloganlarıyla karşıladı.

Allahım nasıl bir coşku…

Daha sonra Osmanoğlu’nun öncülüğünde Ayasofya’ya bir de yürüyüş geçekleştirildi. Evet gerçekten aynen böyle başlarında feslerle gelen bu topluluk ellerini kollarını sallayarak  “yolun yolumuzdur şehzadem” nidaları eşliğinde slogan atarken, şehzade de (!) mütevazi bir şekilde selamlıyordu bu coşkulu kalabalığı…

Ne oluyoruz? Siz nerden geldiniz? Bu rahatlık da neyin nesi?

Abdülhamid Kayıhan beyin ne zaman şehzadeliği ilan edildi de bizim haberimiz yok! Veya bizim yönetim şeklimizin ‘Cumhuriyet’ olduğunu bu kişiler henüz duymamış mı? Ordan birileri, “aşağı bakın” demesi gerekmez miydi?

Aşağı bakın!

Çünkü sizin şu an savunduğunuz değerler yerin altına gömüleli yüzyıl oldu… Ve “akıllı olun” denmeliydi; 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırıldı ve 29 Ekim 1923’te ”Türkiye Devleti’nin yönetim şekli Cumhuriyettir” yasa tasarısıyla cumhuriyetin ilan edildiği bu kişilere bilmiyorlarsa anlatılmalıydı.

Belki bilmiyorlar!

Belki akılları ermiyor!

Belki Cumhuriyetin cehaletin en büyük düşmanı olduğundan dolayı, onlar kolayına kaçmak istiyor! Kul olmak, birey olmaktan daha rahat geliyor belki…

Malum; birey olmak düşünmek, çabalamak, zekanı aklını kullanmayı gerektirir. Kul olmaksa rahat iştir! Birileri düşünür sen de o zahmete girmezsin!

Neyse aslına bakarsanız bu çok da hafife alınacak bir şey değil. Hatta provakasyondur ama şunu da biliyoruz ki; devamına ne devlet, ne de yasalar izin vermez, vermeyecektir.

Yanlış anlaşılmasın; tabi ki tarihimiz bizim geçmişimizdir ve gurur duyduğumuz bir tarihtir. Fakat bu tarihi, dizilerden öğrenmek ve bunların etkisiyle bu kurguları günümüze taşımaya kalkmak, ciddi bir risktir. Ama bir kesim var ki senaryolaştırılmış tarihi algılamaya hazır madem; kitap okumaktan, araştırmaktan da aciz…

O zaman şöyle yapabiliriz: Üstelik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olan bizlerin vergileri de Cumhuriyeti bilmeyenlere öğretmek namına güzel bir amaca vesile olmuş olur.

Mesela “Diriliş Türkiye” veya ”Kuruluş Cumhuriyet” gibi hakkıyla ve tüm gerçekliğiyle senaryolaştırılmış diziler, Kurtuluş Savaşı kahramanları belgesel filmleri de yapılabilir. Hatta üç sene beş sene 300-500 bölüm halinde yayınlanabilir.

Ta ki bu insanlar anlayana kadar…

Belki o zaman,bu gün ”yolun yolumuz şehzadem” diye bağıran güruh, ”Yaşasın Cumhuriyet” bilincine erişir, üstelik slogan atmaya gerek kalmadan… Bilime, sanata, demokrasiye, birey olmaya ve bu çabada olanlara hak vererek onlara yol arkadaşlığı  bile yaparak…

Kim bilir?

Ve belki de atamızın söylediği yaşatmaları gereken asıl değerin ”Cumhuriyet” olduğunu da idrak ederler böylelikle…

”Gençler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz.

Siz, almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile insanlık ve medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız. Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.”

YORUMLAR

  1. Levent Karaoğulları dedi ki:

    Güzel bir yazı olmuş elinize sağlık..

    1. Çağla Şahin dedi ki:

      Teşekkür ediyorum…

  2. S dedi ki:

    “Malum; birey olmak düşünmek, çabalamak, zekanı aklını kullanmayı gerektirir. Kul olmaksa rahat iştir! Birileri düşünür sen de o zahmete girmezsin!” Evet, Cumhuriyetimiz; insanımıza “BİREY” olma özgürlüğünü verdi… Biat etmeyen,aklı ve vicdanı ile hareket eden,ilim yolunda koşan, devrimci, araştıran, okuyan, dinsel duygularını kendi icinde yaşayan…. bir nesil… Ne mutlu bize ki yolumuz belli…Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği Cumhuriyet ve Devrimleri Yolu… Bu güzel ve anlamlı yazın için seni gönülden kutluyorum …Kardeşim…

  3. Necati Temuroglu dedi ki:

    Lisede Tarih öğretmenimiz Gercek tarihimiz yok,halk tarihi yok,tarihimizi resmi ideolglar yazdı.Cumhuriyet tarihi de eksik. Üzerinde durulması gereken gerçek tarihin öğretilmesi.ve bu cahil insanlara öğretilmesi.güzel bir konuyu aldığın için teşekkür ederiz size,ellerine sağlık..