CHP Bursa Kadın Kolları’ndan anlamlı tören
CHP Bursa İl Kadın Kolları, 30 Ağustos Zaferi’nin yıl dönümünü nedeniyle gerçekleştirdiği kompozisyon yarışmasında dereceye girenler için İl Başkanlığı’nda ödül töreni düzenledi. Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen yarışmada dereceye giren öğrencilere ödüllerini CHP Bursa İl Başkanı Hüseyin Akkuş ve İl Kadın Kolları Başkanı Vildan Özkula takdim etti.
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Kadın Kolları, 30 Ağustos Zaferi’nin yıl dönümü için ‘Cumhuriyetimizin Kuruluşunda 30 Ağustos Zaferi’nin Önemi’ konulu kompozisyon yarışmasında dereceye girenler için ödül töreni düzenledi. Bu yıl ikincisi gerçekleştirilen yarışmada dereceye giren Çise Havin Yıldırım ve Volkan İslamoğlu’na ödüllerini CHP Bursa İl Başkanı Hüseyin Akkuş ve İl Kadın Kolları Başkanı Vildan Özkula takdim etti.
Ödül töreninde konuşan İl Kadın Kolları Başkanı Vildan Özkula, ulusal tarihin pek çok zaferle dolu olduğunu belirterek; “Ulusal tarihimiz pek çok zaferle doludur ama Türk ulusunun Dumlupınar’da kazandığı zafer kadar kesin sonuçlu meydan savaşı Türk tarihinde de dünya tarihinde de yoktur. Türk Devletinin genç Türkiye Cumhuriyetinin temeli burada sağlamlaştırılmıştır. 26 Ağustosta başlayıp 30 Ağustos’ta Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanan Atatürk’ün bizzat başkumandanlığını yaptığı Başkomutanlık Meydan Muharebesiyle Yunan orduları İzmir’e kadar takip edilmiş, 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtarılmasıyla Türk toprakları Yunan işgalinden kurtarılmıştır. 30 Ağustos sembolik olarak ülke topraklarının geri alındığı günü temsil eder. Eylül 1926’dan beri Zafer Bayramı olarak kutlanmaktadır. İl Kadın Kolları olarak ilkini geçen sene gerçekleştirdiğimiz kompozisyon yarışmasını bu sene de düzenleyerek gençlere ulusal bayramlarımızın önemini hatırlatmak ve yok olmak üzere olan bir devletin küllerinden nasıl yeni bir devlet kurduğumuzu ne zorluklar çekildiğini bir kez daha hatırlatmak istedik” diye konuştu.
HERKESE SORUMLULUK DÜŞÜYOR
1 Eylül Dünya Barış Günü’ne de değinen Özkula, 1 Eylül’ün tarihi önemini hatırlatarak; “1 Eylül 1939 tarihinde Alman Nazi orduları Polonya’ya saldırarak 20.yüzyılın en kanlı savaşını 79 yıl önce bugün başlatmıştı. Milyonlarca insanın ölümüne ve sakat kalmasına neden olan bu savaşın başlangıç günü olarak kabul edilen 1 Eylül, insanlığın bu savaşı unutmaması için 30 Kasım 1981’de ‘Dünya Barış Günü’ olarak kabul edilmiştir. 7 Eylül 2001’de 21 Eylül olarak günü değiştirilmişse de Türkiye ve KKTC, 1 Eylül’de Dünya Barış Günü’nü kutlamaktadır” dedi.
Dünya Barış Günü’nde 1 günlük ateşkes ilan edilerek, tüm dünyada tüm ülkelerin ve tüm insanların düşmanlıkları ve savaşı durdurmasının yeterli olmadığını vurgulayan Özkula sözlerini şöyle tamamladı:
“Tabi ki bu yeterli değildir. Uluslararası kuruluşların görevi kalıcı barışı sağlamak ve kalıcı kararlar almak olmalıdır. Savaşı izlemek, rapor tutmak, ya da bir günlük ateşkes sağlamak olmamalıdır. Dünyanın çeşitli bölgelerinde kanlı çatışmaların devam ettiğini sivil halk ve çocukların can verdiğini görüyoruz. Savaşların aynı zamanda ekonomik ve sosyal faturalarını da unutmamak gerekir. Ulu önder Atatürk ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ diyerek barışın önemini ne de güzel vurgulamıştır. Tüm dünya halklarının huzurlu ve kardeşçe yaşaması için herkese sorumluluk düşmektedir. Acının ve savaşın, gözyaşının olmadığı, sevginin, huzurun egemen olduğu savaş ve terör olaylarının yaşanmadığı bir dünya umuduyla 1 Eylül Dünya Barış gününü kutlarım.”
HÜSEYİN AKKUŞ: ÜLKEMİZİN GERGİNLİĞE İHTİYACI YOK
İl Kadın Kolları Başkanı Vildan Özkula’nın ardından konuşan CHP Bursa İl Başkanı Hüseyin Akkuş, dereceye giren öğrencileri ve İl Kadın Kolları’nı başarılı çalışmaları için tebrik ederek; “Kadınlar var oldukça Türkiye coğrafyasında olumsuzluk olması mümkün değil. Hepinize çok teşekkür ediyorum” dedi. Akkuş, 1939 yılında Nazi Almanya’sının Polonya’ya saldırdığı gün olan 1 Eylül’ün yıllardır Dünya Barış Günü olarak kutlandığını hatırlatarak; “Tüm dünyanın barışı selamladığı bugün, aslında dünyanın barışa en fazla ihtiyaç duyduğu gündür. Dikta ve baskı rejimleri altında ezilen Ortadoğu ve Kuzey Afrika halklarının demokrasi, özgürlük, eşitlik ve refahtan hakça pay alma isteğiyle başlattıkları Arap baharının ardından ortaya çıkan ortam, egemen güçler tarafından kendi emelleri doğrultusunda kontrol edilmek isteniyor. Yanı başımızdaki Suriye’de yaşanan gelişmeler de ortada. Türkiye’nin, savaş dahil her yolu denemeye hazır olan egemen güçlere karşı bölge halklarının meşru isteklerinin savunucusu olması gerekiyor. Bu da Cumhuriyet’in temel dış politika düsturu olan ‘Yurtta Barış Dünya’da Barış’ ilkesinin de bir gereğidir” dedi.
HALK SAVAŞ İSTEMİYOR
Akkuş, Türkiye’nin dış politikada geldiği noktaya da değinerek konuşmasını şu sözlerle tamamladı; “Geçmişten buyana geleneksel olarak istikrar yaratıcı, barış kurucu, arabulucu olarak tüm komşularının güven ve itibarına sahip bulunan Türkiye, bugün Suriye’ye yönelik uygulanan dış politikalarının sonucu olarak, bütün komşularıyla ve bölge ülkeleriyle kavgalı, savaş kışkırtıcısı, güvenilmez, hatta dostluğu ve yakınlığı tehlikeli bir ülke haline gelmiştir. Türkiye, uluslararası camianın saygın ve ağırlıklı bir üyesi konumundan, egemen güçlerin bölgedeki maşası durumuna süratle sürüklenmektedir. Bu gidişe dur denilmesi şarttır. Türk halkı savaş istememektedir. Türk halkı, tüm sorunların barış içinde çözülmesini istemektedir. Bölgemizin ve dünyanın, özellikle ülkemizin gerginliklere ihtiyacı yoktur. Türkiye’nin ihtiyacı, hukukun üstünlüğüne, adalete, demokrasiye ve özgürlüğe dayalı tam bir iç ve dış barıştır. Gerçek bir barış, ortak aklın yaygın bir ulusal uzlaşı içinde oluşturacağı birlik ve beraberlik ile sağlanır. CHP, bunu gerçekleştirebilmek için kararlılıkla ve tüm gücüyle çalışacaktır. Bu duygu ve düşüncelerle başta ülkemiz olmak üzere, komşularımıza, mazlum milletlere ve insanlık dünyasına barış diliyor, barışın egemen olacağı bir ülkede, bir coğrafyada, bir dünyada yaşamak özlemiyle sevgiler saygılar sunuyorum.”