MÜSİAD, 95 ülkedeki ekibini yatırımcı avına çıkaracak
MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan:
- MÜSİAD, 95 ülkede direkt ekonomik veri elde edebilecek bir ekibe sahip. Biz bunları bir yatırımcı avına çıkarmak istiyoruz.
- Yabancı yatırım için sermaye gruplarından, Türkiye’deki ilgili tüm yapılara kadar tüm unsurların bir çatı altında toplanması gerekiyor.
- Yatırım söz konusu olduğunda bakanlıkların da bu çatının içinde olacağı, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Finans Ofisi’nin de içinde bulunacağı yepyeni bir organizeye ihtiyaç var.”
- İki yıl önce ticaret diplomasisi diye bir kitap da bastık. Orada ifade ettiklerimizin üstüne diyoruz ki; artık 2021 sonrasında yatırım diplomasisine ve yatırım diasporasına ihtiyacımız var.
- Türkiye’nin şu andaki özellikle iş gücü imkanının da iyi olmasını, Körfez’deki, Afrika’daki birçok ülkenin de bizimle birlikte hareket edeceğini düşündüğümüzde, Türkiye’nin bir üretim merkezi olması çok mümkün.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan, MÜSİAD’ın 95 ülkede direkt ekonomik veri elde edebilecek bir ekibe sahip olduğunu belirterek, “Biz bunları bir yatırımcı avına çıkarmak istiyoruz.” dedi.
Kaan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dünyanın salgın süreciyle birlikte uzaktan çalışma gibi süreçlerle birlikte dijital hayatı test ettiğini belirterek, “Küresel ekonomi diye ifade ettiğimiz aktörler bunların özellikle borsaya da tabi olan uluslararası kuruluşların burada dünyayı test ettiğini de ifade etmek istiyorum.” ifadelerini kullandı.
Dijitalleşmeye verdikleri öneme dikkati çeken Kaan, “Bizim 2019 yılında Vizyoner 19 programımızın da ana temasını dijital gelecek olarak ifade etmiştik.” dedi.
Kaan, dünyada bu zamana kadar bilinen birçok alandaki ritüel, bilgi, algı ve ticaret biçimlerinin tamamının Kovid-19 sonrası değişeceğine vurgu yaparak, şunları kaydetti:
“Dijitalleşmenin her şeyin önüne geçtiğini görüyoruz. Onun için bizim iş yapma biçimleri, otomasyon, yani sanayi 4.0’ı biliyorsunuz, özellikle Almanlar çok ön plana çıkarmışlardı. Ama bunun uygulanması istedikleri gibi olmamıştı. Kovid-19 sonrası hayata bakarsak otomasyon ve dijitalleşme daha çok ön plana gelmeye başladı. Uzaktan çalışma iş yerindeki mekansal ihtiyaçların yeterli olmayışına göre bazı firmalar artık özellikle uzaktan çalışmayı tercih etmeye başladılar. Bence bu alanlarda faydalı olduğunu da düşünebiliriz.”
Dijitalleşmenin önemine vurgu yapan Kaan, “Bundan sonraki dönem biliyorsunuz tamamen dijital hayatın ön plana çıktığı bir dönem olacak.” dedi.
Kaan, MÜSİAD’ın iş dünyasını ve ihracatı geliştirmek amacıyla bir proje üretim merkezi gibi çalıştığını ifade ederek, şunları kaydetti:
“Türkiye’de şu anda evet büyüme rakamlarımız var. Kapasite kullanım oranlarımız yüzde 78’lere kadar çıktı. Ama kriz öncesi doksan ikilerdi, doksanlara kadar çıkmıştık. E biz büyüyeceğiz, 200 milyar, 500 milyar dolar ihracat yapacağız dediğimizde, en önemli eksiğimiz, ki bunu Ticaret Bakanlığımızla birlikte bir anket yaparak ortaya çıkardık. 44 ilde en büyük ihtiyaç mekansal problem. Bunu yaptığımız takdirde yani uzun vadeli kredi imkanlarıyla iş yeri sağlama iş dünyasına bu yatırım projelerimizle birlikte sanayi üstlerimizle birlikte yaparsak hızlı bir şekilde küçük firmaları orta ölçekli, orta ölçekten de büyük ölçekli firmalar haline dönüştürebiliriz. Yani bunu sağlayacak her türlü gücümüz var.”
“Türkiye’nin bir üretim merkezi olması gayet mümkün”
Yabancı yatırımların önemine dikkati çeken ve Türkiye’nin bir üretim merkezi olmasının gayet mümkün olduğunu belirten Kaan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bu alanda yeni bir çalışma içindeyiz. Yatırım diplomasisi, yatırım diasporası, altını çizerek kamuoyuna bunu da ifade etmek istiyorum. Çin, Hindistan ve Asya ülkeleri de ifade ettiğimiz bölge hem dünyanın üretim merkezi. Peki tüketim merkezi neresi? Avrupa Birliği, Amerika, Afrika ve Körfez Bölgesi. Şimdi bu bölgelere yakın ve aynı zamanda diplomasi olarak da çok güçlü geçmişten gelen bağı olan bir tek Türkiye’dir. O bakımdan Türkiye’nin şu andaki özellikle iş gücü imkanının da iyi olması. Körfez’deki, Afrika’daki birçok ülkenin de bizimle birlikte hareket edeceğini düşündüğümüzde Türkiye’nin bir üretim merkezi olması gayet mümkün.”
Kaan, MÜSİAD’ın 95 ülkede direkt ekonomik veri elde edebileceği bir ekibe sahip olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“Biz bunları bir yatırımcı avına çıkarmak istiyoruz. Onun için yatırım diplomasisi dedik. Yatırım diasporası ifademizi de bunun için kullanıyoruz. Buna yönelik olarak dünyada bize benzeyen ve bu işi en iyi yapan Almanya’nın yaklaşık 70 yıl önce kurmuş oldukları sistemi inceledik. MÜSİAD olarak bu sahayı en iyi bilen olarak da bunun modelini bizler oturup çalışıp, çizdik.”
Yabancı yatırım için sermaye gruplarından, Türkiye’deki ilgili tüm yapılara kadar tüm unsurların bir çatı altında toplanması gerektiğini ifade eden Kaan, “Yatırım söz konusu olduğunda bakanlıkların da yine aynı şekilde bu çatının içinde olacağı ve Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi ve Finans Ofisi’nin de içinde bulunacağı yepyeni bir organizeye ihtiyaç var.” dedi.
Kaan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hatırlarsanız; MÜSİAD olarak iki yıl önce biz ticaret diplomasisi diye bir kitap da bastık. Orada da bir kısmını aslında ben tarif etmiştim. Orada ifade ettiklerimizin üstüne diyoruz ki; artık 2021 sonrasında yatırım diplomasisine ve yatırım diasporasına ihtiyacımız var. MÜSİAD’ın da kurumları da dahil olmak üzere diğer sivil toplum örgütlerinin de katkısıyla birlikte biz dünyada kim yatırım düşünüyorsa, kimin elinde bir miktar serveti varsa, sermaye oluşturmuşsa, bunları Türkiye’ye çekecek yeni bir mekanizma üzerine çalışmamızı yaptık, bitirdik. Şu anda hazırız inşallah bunu da Sayın Cumhurbaşkanımıza sunup, güçlü Türkiye’nin, önümüzdeki ilk on içine girecek Türkiye’nin ana çıkış noktası budur demek istiyorum.”
İş dünyasında imalat ve üretim sanayi ile ilgili olarak Türk insanın ülkesine güvendiğine ve vatanını sevdiğine dikkati çeken Kaan, şunları kaydetti:
“Gerçekten risk almayı seven bir toplumuz. Çünkü tüccar dediğimiz zaman risk alan kişi demek oluyor. Bu konuda bir zihinsel olarak bir sıkıntımız yok. Sorun ne? Piyasadaki özellikle vergi düzenlemeleri, istihdama yönelik teşviklerin ve işçi işvereni arasındaki sıkıntıların giderilmesi. Ham madde temini konusunda özellikle dijitalleşmeden bahsetmiştik bunların hızlandırılması konuları. Lojistik konusu bizim çok üzerinde durduğumuz bir konu. Sıkıntılar yaşandığı zaman güven ortamı düştüğü için ben bunları anlatıyorum. Lojistikteki depolama ve sevkiyatlarla ilgili olarak hizmetlerin iyileştirilmesi gibi.
Şimdi sizin eğer hedefiniz 500 milyar dolarsa yıllık olarak yüzde 20 ihracatı artırmak bir hedefiniz varsa, bütüncül olarak 360 derece bakmak durumundasınız. Şimdi bizde mesela çok hızlı bir şekilde Kovid-19’da diğer ülkelerden ayrıştık düştük. Şimdi aşılamayla birlikte aynı zamanda Avrupa’nın Amerika’nın ve tüm dünyada bir miktar rahatlamayı düşündüğünüzde buna hizmet edecek olan bir iş dünyasının da çok hızlı hareket etmesi lazım. Biraz evvel bahsettiğim dört unsuru hızlı bir şekilde hazırladığımızda piyasalarda müthiş bir canlanma meydana gelecek. Bu da güven ortamını artıracak.”
(AA)