Nesli tükenmekte olan ‘Edirne Sümbülü’ne akademik koruma
Trakya Üniversitesi (TÜ), Türkiye’nin endemik bitkilerinden Edirne Sümbülü’nün (Bellevalia edirnensis) geleceğe taşınması için çalışma başlattı.
Edirne ve çevresindeki 6 farklı noktada tespit edilen Edirne Sümbülü, soğanlarından alınan örnekler ile biyoteknolojik yöntemler kullanılarak laboratuvar ortamında klonlandı.
Doğadan alınan 2 sümbül soğanından 165 soğan çoğaltıldı, soğanların toprağa dikilebilecek düzeye gelmesi bekleniyor.
Sümbüller soğanları toprakla buluşma seviyesine geldiğinde kentte belirlenen birçok noktaya dikilecek. Bu alanlarda Edirne Sümbülü’nün doğal olarak çoğalması izlenecek.
TÜ Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Sergun Dayan, AA muhabirine, çeşitli fakültelerden oluşturulan ekip tarafından yürütülen çalışma kapsamında bitkinin çoğaltılarak varlığını sürdürmesini amaçladıklarını belirtti.
Dayan, bitkinin Latince adında Edirne ismini barındırması ve bölge endemiği bir tür olmasından dolayı önemli bir yere sahip olduğunu söyledi.
Bitkinin geleceğe taşınması için çalışma yaptıklarını ifade eden Dayan, “Öncelikli hedefimiz Edirne Sümbülü’nü korumak, çoğaltmak, tanıtmak ve Edirne’nin bir değeri olarak bunu kullanmak.” dedi.
Türkiye, endemik bitki zengini
Dayan, Türkiye’nin floristik açıdan çok zengin bir ülke olduğunu ve sadece Türkiye’de yetişen yaklaşık 3 bin 500 endemik bitki türü olduğunu dile getirdi.
Edirne Sümbülü’nün bu endemik türlerden biri olduğunu belirten Dayan, şunları kaydetti:
“Endemik türlerin belli bir bölümü ise yok olma tehlikesiyle karşı karşıya ve çok dar alanlarda yetişiyor. Biz de şu anda Edirne Sümbülü (Bellevalia edirnensis) üzerinde çalışıyoruz. 1980’li yıllarda keşfedilen ve yok olmak üzere olan bir bitki türü. Edirne sümbülü soğanlı bir bitki. Çok gösterişli bir çiçeği olmamasına rağmen süs bitkisi olarak kullanılma potansiyeli olan bir bitki. Bu bitkinin varlığını sürdürmesi ve geleceğe taşınması için 2012 yılından beri fen ve mühendislik fakülteleri ile farklı projelerde çalışıyoruz. Bu tür adında Edirne’yi taşıdığından doğa turizmi açısından da önem arz ediyor.”
Tıbbi olarak kullanılabilirliği araştırılıyor
Edirne Sümbülü’nün ilk defa Edirne-Keşan yolu üzerindeki İbriktepe sapağında keşfedildiğini belirten Dayan, şöyle devam etti:
“Daha sonra yapılan çalışmalarda Edirne merkezde de bulunduğu tespit ediliyor. Yine Kırklareli’nin Pehlivanköy ilçesinde bu bitkinin yetiştiği görülüyor. Son olarak Keşan’da varlığı tespit edildi. Yine komşu ülke Yunanistan’ın Evros Bölgesi yani Meriç Nehri kenarındaki bir bölgesinde bu bitkinin varlığına rastlandığını biliyoruz. Nesli tehlike altındaki türlerde en büyük problem, aşırı otlatma, tarımsal faaliyetler ve bitkinin kendi habitatında tanınmaması.
Yani o bölgeyi kullanan, yakın köyde yaşayan orada tarım ve hayvancılık yapanlar bitkiyi ve değerini bilmiyor. Öncelikle hedefimiz bitkinin habitatında farkındalık oluşturmak ve bitkiyi çoğaltmak. Bitkiyi sayıca artırıp, kurtarmamız lazım ve habitatlarını güvence altına alıp koruma bölgeleri oluşturmalıyız. Böylece bitkinin kendisinin üreyebilir hale gelmesini sağlamalıyız. Edirne Sümbülü henüz çok bakir bir tür. Bitki üzerinde henüz farmokolojik olarak yapılmış bir çalışma yok. Tıbbi olarak kullanılabilirliğini araştırmak için bu konudaki uzman ekiplerle çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
(AA)