6 muhalefet partisi seçime nasıl gidecek?
Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, geçtiğimiz haftalarda Resmî Gazete’de yayımlandı. Değişikliğin ikinci maddesinde yer alan ittifaklara yönelik değişiklik de seçim çevrelerince tartışılmış; ittifakları etkisizleştireceği ve küçük partilerin aleyhine olacağı değerlendirmeleri yapılmıştı.
Nedir? Yasaya göre, “İttifakın aldığı oy toplamı ülke barajını geçtiği takdirde, seçim çevrelerinde milletvekili hesabı ve dağılımı, ittifak içinde yer alan her bir partinin o seçim çevresinde almış olduğu oy sayısı dikkate alınarak yapılacak. İttifakı oluşturan siyasi partilerin her birinin çıkaracağı milletvekili sayısı, her seçim bölgesinde ittifak içinde elde ettiği oy sayısı esas alınarak genel D’Hondt uygulaması ile belirlenecek.”
6 partinin 8 senaryosu
Kanunda yapılan değişikliğin ardından CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Seçim Yasası’ndaki değişikliklere göre hazırlanan 8 seçenekli bir çalışma yapıldığını açıkladı. CHP kurmayları ve akademisyenleri tarafından hazırlanan 8 seçenekli çalışmanın İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’ne sunulacağı belirtildi.
Cumhuriyet Gazetesi Ankara Haber Müdürü Erdem Sevgi, 8 seçenekli teklifin ayrıntılarını paylaştı.
Habere göre seçenekler şu şekilde:
Muhalefet blokundaki altı parti, Millet İttifakı yapısına dâhil olacak ve tüm illerde seçime CHP ya da İYİ Parti listeleriyle girilecek. Bu formülde, partilerin illerdeki durumlarına bakılarak liste çıkarma önceliği, o ildeki avantajlı partiye verilecek. DEVA, Demokrat, Gelecek ve Saadet partilerinin adayları, CHP ve İYİ Parti’nin çıkaracağı listelere eklenecek.
Millet İttifakı çatısı korunarak 4+2 seçeneği uygulanacak. CHP ve İYİ Parti bir blok; DEVA, Demokrat, Gelecek ve Saadet partileri ikinci blok olacak, iki ayrı listeyle seçime girilecek.
Millet İttifakı yapısı altında 3+3 sistemi uygulanacak. CHP, İYİ Parti ve Demokrat Parti bir bloku oluştururken ikinci blokta ise DEVA, Gelecek ve Saadet partileri yer alacak. İttifaklar, seçim için iki ayrı liste oluşturacak.
Millet İttifakı, CHP ve İYİ Parti’den oluşan yapısını koruyacak. Buna alternatif olarak farklı isim taşıyan yeni bir ittifak oluşturulacak. Yeni ittifakta ise DEVA, Demokrat, Gelecek ve Saadet partileri yer alacak. İki ittifak illerde farklı listeler çıkaracak.
Muhalefet blokundaki tüm partilerin illerdeki oy potansiyellerine bakılarak “karşılıklı çekilme sistemi” uygulanacak. Bu seçenekte hangi parti ya da blok avantajlı durumdaysa liste çıkarma önceliği ona bırakılacak.
Seçim Yasası’nda yapılan değişiklikler gerekçesiyle düşük ihtimalli bir seçenek olmakla birlikte 6’lı masadaki tüm partiler kendilerine ait listelerle seçime girecek.
Cumhur İttifakı’nda yer alan AK Parti, MHP ve BBP’nin ayrı listelerle seçime gitmesi durumunda ilk altı formül üzerinden en yüksek faydanın sağlanacağı seçenek değerlendirilecek.
AK Parti, MHP ve BBP, Cumhur İttifakı çatısı altında tek listeyle seçime girerse yine ilk altı formül masaya yatırılarak en fazla milletvekilini elde etme olanağı sunan seçeneğe odaklanılacak.
Peki bu 8 seçenek arasında hangisi 6 parti için de avantaj sağlıyor? Seçeneklerden kabul edilmeme ihtimali olanlar var mı? Varsa hangileri? Gazeteci Günel Cantak Aposto!’ya CHP’nin partilere sunacağı 8 seçeneği değerlendirdi.
En avantajlı yol hangisi?
Seçenekler arasına 6 parti için en avantajlı olan formülün iktidar bloğunun seçeceği formülle bağlantılı olacağını söyleyen Cantak, “Siyaset bilimci Tanju Tosun’un anketlerin ortalamasını alarak yaptığı çalışmaya göre 5’inci formül, muhalefete en fazla milletvekilini getiriyor. Eğer iktidar bloğu, yani AK Parti, MHP ve BBP, bir ittifaka girmeden tek başlarına seçime girerlerse muhalefet bloğundaki tüm partilerin illerdeki oy potansiyelleri dikkate alınarak oluşturacakları “karşılıklı çekilme sistemiyle” liste belirlemeye dayalı ortak hareket edecek. Bu da o seçim çevresinde en güçlü partinin seçime girmesi ve diğer muhalefet partilerinin de seçime giren partiyi desteklemesi üzerine kurulur diye tahmin ediyorum.” diyor.
“MHP’nin tavrı belirleyici”
İktidar bloğunu oluşturan partilerin tek çatı altında seçime girdikleri takdirde de yine 5’inci formülün muhalefet için en fazla milletvekili getireceğini; ancak iktidarın kazandığı milletvekili sayısının artması nedeniyle muhalefetin milletvekili sayısının azalacağını belirten Cantak, “Burada önemli olan MHP’nin tavrı olacak. MHP Türkiye’nin en köklü partilerinden biri. Bu geçmişini ve geleneğini kenara bırakıp AK Parti listelerinden seçime girmeyi kabul etmeyebilir. Zira MHP’nin eriyen oylarını da hesaba katınca MHP’de kalan seçmen 3 Hilal dışında bir logoya mührü basmayabilir.” ifadelerini kullanıyor.
DEVA ve Gelecek ne yapacak?
Yeni Seçim Kanunu’nun en çok oyu daha az olan partileri dezavantajlı duruma soktuğunu hatırlatan Günel Cantak, “DEVA ve Gelecek, daha yeni kurulmuş partiler olarak kendi logolarıyla hiç seçime girememe tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. İki parti de kendi logolarıyla seçime girmek için son ana kadar çalışacaklardır. Günü geldiğinde rakamlar 6’lı masada ele alınıp karar verilecektir. Eğer bu iki parti oylarını hatırı sayılır şekilde artırırsa kendi listelerini yapma konusunda istekli olacaklardır. Eğer bu gerçekleşmezse 2 parti de diğer partilerin listesinden seçime girebileceği için yorganı yakmayacaklarını düşünüyorum. Yakarlarsa büyük kaybeden yine onlar olabilir.” değerlendirmesinde bulunuyor.
“MHP kaybetmeyi sevmiyor”
Seçim Kanunu çalışmalarını Cumhur İttifakı açısından değerlendiren Cantak, kanunun 6 partinin birlikteliğini hedef aldığını savunuyor. Seçime kadar Cumhur İttifakı’nın Millet İttifakı’nın uyumunu bozmaya ve HDP’nin muhalefete yakın durmamasını sağlamaya çalışacağını söyleyen Günel Cantak, bu planların başarılı olamaması ihtimaliyle ilgili şöyle konuşuyor:
“Eğer bunları başaramazlarsa Cumhur İttifakı üyeleri kaybedecekleri bir seçime birlikte girerler mi? İşte burada soru işareti çıkıyor. Cumhur İttifakı üyelerinin dediği gibi ‘Pazara kadar değil mezara kadar’ diyerek seçime el ele gidecekler mi göreceğiz. Lakin Devlet Bahçeli’nin 3 Kasım 2002 erken seçimini ilan ettiği zamanki manevrası ve 2015 yılındaki muhalefet bloğundan ayrılıp, iktidar bloğuna geçtiği manevrası düşünüldüğünde, ayrılma ihtimallerinin olduğunu söyleyebilirim. Bahçeli ama özellikle de MHP, kaybeden tarafta olmayı sevmiyor.”