Sıra Tarımda Sayın Kılıçdaroğlu

29.07.2022
A+
A-

Muhalefette olmanın en az iktidarda olmak kadar etkili ve değerli olması, demokratik ülkelerde bilinen ve anlaşılan bir doğru olsa da Türkiye bu gerçeğe çok yabancıydı. Ancak ana muhalefet lideri Sayın Kılıçdaroğlu, bu demokratik teamülün oluşmasının Türkiye’de de mümkün olabileceğini gösterdi. Bu, Türkiye’nin geleceği bakımından umut verici bir durum.

Asgari ücretin artırılmasıyla iktidara uygulatmaya başlattığı yaptırımlar; iki bayramda ikramiye verilmesi, köle taşeron statüsünde çalışanların kadroya alınması, bazı kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmesi, elektrik faturalarından TRT payının çıkarılması, EYT’lilerin hukuki sorununun giderilmesi, KYK kredi faizlerinin silinmesi; otomobillerdeki ÖTV’de adaletsiz olanının kaldırılması istemiyle devam etmektedir.

AKP iktidarı, Türkiye’yi, Osmanlının son zamanlarındaki hasta adam halinden daha kötü olan felç durumuna soktu. Tarım, bu kötürümleşmiş organizmanın en cansız, en bitik uzvuna dönüşmüştür. Ama yine de nasıl ki her canlı varlığa “can boğazdan geliyorsa”, işleyemeyen Türkiye’ye önce ayağa kalkmasını sağlayacak güç de tarımdan gelecektir.

Bunun için Türk tarımının acele bir desteğe, Türk çiftçisinin de yeniden dört elle toprağına sarılmasını sağlayacak bir heyecana ihtiyacı bulunmaktadır.

Bu desteği ve heyecanı kim verecek?

Tarımın kökünü kurutan, çiftçinin elini kolunu bağlayan, memlekette ekip biçilecek bunca yer dururken dünyanın öbür uçlarındaki geri kalmış yoksul ülkelere gidip “Burada tarım yapacağız” diye caka atanlar ile onları oralara gönderenler değil tabi!

Muhalefetteyken bile ülkenin hayati sorunlarının giderilmesinde etkili olabilen Sn. Kılıçdaroğlu’na bu aşamada belki de hepsinden daha önemli bir görev düşmektedir; iktidarda olmadığı için tarıma desteği veremeyecektir ancak sadece çiftçiyi değil bu topraklardan beslenen herkesi heyecanlandıracak bir şey yapabilir:

Verimli toprağı ve merası dururken terk edilmiş veya terk edilmekte olan bir köye gidebilir;

Köyün neşesinin kaçtığını varlığında hisseden hüzünlü bir ağacın gölgesinde Atatürk gibi bağdaş kurabilir;

Kendisini açlığa, çaresizliğe sokan iktidarın zulmüne rağmen asaletini koruyan ve Tanrı misafiri deyi ekmeğini, tuzunu, ayranını yüreği ile ikramda bulunup varlığı ile etrafında sevgi çemberi oluşturacak köylüye ve o anda oradan tüm Türkiye’ye seslenebilir;

“Kanunlar gayrı safi milli hasılanın yüzde biri tarıma destek olarak verilir derken AKP iktidarı hiçbir zaman yüzde yarımı bile vermemiştir. Biz iktidara geldiğimizde gayrı safi milli hasılanın en az yüzde üçünü tarıma destek olarak vereceğiz. Tarım bire bin veren bir sektör olduğundan tarımın getirisinin yanında ona yapacağımız desteğin esamisini bile okumayacağız. Ülkemizin tekrar kendine yeter hale gelmesi için tarımı yeniden yapılandıracağız. Tarım ekonominin temelidir ve tarımda katma değer yaratamayan bir Türkiye hiçbir alanda katma değer yaratamaz” diyebilir!

Ama bunu asla Bursa il sınırları içinde yapmamalı. Çünkü Bursa bir tarım kenti olsa da CHP Bursa örgütünün tarıma bakışı AKP’ninkinden hem daha bulanık, hem de daha aymazcadır. Dolayısıyla startın Bursa’dan verilmesi, gömleğin ilk düğmesinin yanlış iliklenmesi olacak ve tarımda bugünkünden daha vahim sonuçların doğmasına yol açabilecektir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.