Çocuğunuz öğrenemiyor, öğrendiğini uygulayamıyorsa dikkat!
Okuma bozukluğu ile belirtiler gösteren disleksinin belirtileri, okul öncesi dönemde görülebiliyor. Özellikle geç konuşma, beklenen düzeyde kelime dağarcığının olmaması ve kelimeleri yanlış söyleme gibi belirtilerin görüldüğü dislekside zekâ problemi olmadığının altını çizen uzmanlar, bu durumun bireysel planlanmış eğitim programları ile tedavi edilebildiğini vurguladı.
Dünyada her yıl 1-7 Kasım haftası, Disleksi Farkındalık Haftası olarak kutlanıyor. Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezinden Çocuk – Ergen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, disleksi hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Özgül öğrenme bozuklukları, 3 ana grupta görülüyor
Özgül öğrenme bozukluklarının 3 ana grupta görüldüğünü belirten Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık,
“Bunlardan birincisi okuma bozukluğu: Disleksi, ikincisi yazma bozukluğu: Disgrafi, üçüncüsü ise matematik alanda görülen öğrenme bozukluğu: Discalculi dediğimiz durumdur. Buradaki problem, beyindeki öğrenme süreçleri ve bilgiyi işlemeyle ilgili sorunlardır. Tüm nörogelişimsel bozukluklarda olduğu gibi dislekside de genetik faktörlerin önemli bir rolü vardır. Yapılan araştırmalarda disleksiyle ilgili bulunan birçok gen tespit edilmiştir. Tabii ki sadece genetik faktörler değil, çevresel faktörlerin de disleksi gelişiminde önemli bir rolü vardır” dedi.
Nikotin, öğrenme güçlüğüne yol açıyor
“Özellikle erken doğum, düşük doğum ağırlığı, bebeğin anne karnında sigara yani nikotine maruz kalması, çevresel olarak uygun eğitim desteğinin sunulmaması ve beslenme sorunları, disleksi, disgrafi veya discalculi dediğimiz öğrenme güçlüklerine sebep olabilir” diyen Başak Ayık,
“Ailesel geçiş özelliği olan bir durumdur. Yani bir kişinin ailesinde herhangi bir öğrenme güçlüğü bulunması, kişide öğrenme güçlüğü görülme riskinin normal insanlara göre 5 ila 12 kat daha yüksek oranda olmasına sebep olur. Okul öncesi dönemde birtakım belirtiler görülebilir. Özellikle geç konuşma, beklenen düzeyde kelime dağarcığının olmaması, kelimeleri yanlış söyleme gibi belirtiler görülür. Ancak eğitimin, akademik hayatın başlamasıyla da yaşıtlarına göre daha geç bir dönemde okuma-yazmaya geçme, okuduğunu anlamadaki sorunlar… Bu çok önemli, birçok çocuk bu konuda sorun yaşıyor ve dislekside yanlış okuma, okurken satır-hece atlama gibi sorunlar olur” şeklinde konuştu.
“Disleksili çocuklarda zekâ tamamen normal olabilir”
Yrd. Doç. Dr. Başak Ayık, “Yazmayla ilgili öğrenme zorluğu yaşayan çocuklarımız yani disgrafisi olan çocuklar, yazı yazarken zorlanma, anlaşılır yazma konusunda zorlanma, bazı harfleri veya rakamları ayna görüntüsü şeklinde yazma diye bilinen, yani mesela ‘b’yi ‘d’ olarak yazma veya rakamları ters yazma şeklinde belirtiler gösterebilir” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yine matematikle ilgili öğrenme zorluğu olan çocuklar; sayıları öğrenmede, matematiksel işlemleri, basit matematiksel işlemleri bile yapma konusunda bile zorluklar yaşayabilirler. Daha önceden de bahsettiğim gibi bu çocukların zihinsel herhangi bir geriliği, problemi yoktur, yani zekâ tamamen normal olabilir; hatta bazı bireylerde üstün zekâya rağmen, bu bahsettiğim alanların herhangi birinde öğrenme ve bilgiyi işleme ile ilgili zorlukları vardır.
Tedavi, bireysel eğitim programları ile uygulanıyor
Özgül öğrenme güçlüklerine tedavi alanında yaklaşırken, herhangi özel bir ilaç tedavisi olmadığını belirtmek isterim. Bu durumların tedavisi; bireysel planlanmış eğitim programlarıdır.Özellikle bu alanda etkin olan ve bu alanda eğitimi olan eğitmenler tarafından çocukların yaşadığı zorluk derecesine göre, özel öğrenme güçlüğünün şiddetine göre okul eğitimi dışında bireysel destek eğitimi sunulur. Temel tedavisi, eğitim desteğidir. Ancak disleksinin yanında herhangi bir psikiyatrik tablo varsa, örneğin dikkat eksiliği ve hiperaktivite bozukluğu da yaşıyorsa çocuk, o duruma özel bir ek ilaç tedavisi veya destek dikkat tedavisi, çocuğun bu zorluğu aşması konusuna yardımcı olacaktır.”
En önemli belirtiler, okul döneminde ortaya çıkıyor
Başak Ayık, “Öğrenme güçlüğü, adından da anlaşıldığı üzere, temel olarak akademik öğrenme becerileriyle ilgili zorluklarla kendini gösterdiği için, en önemli belirtiler, okul döneminde ortaya çıkar” diyerek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bir çocuk eğitime başladıktan sonra zekâsında herhangi bir problem olmamasına ve yoğun çaba sarf etmesine rağmen, herhangi bir konuyu öğrenme konusunda ve bunu hayata geçirme konusunda zorluk yaşar. Yoğun bir çaba gösterir, emek sarf eder, zekâsı normaldir; ama çocuğun buna karşılık aldığı başarı, bununla bağdaşmayacak düzeyde sıkıntılı veya kötüdür. Yani akademik başarıyı olumsuz yönde etkiler. Aynı zamanda yoğun çaba göstermesine rağmen herhangi bir başarı elde edemeyince çocuğun özgüvenini olumsuz yönde etkileyebilir, depresyona da zemin hazırlayabilir.”