Mısır’da Rusya’nın nüfuzu
Rusya, özellikle son yıllarda Batı’ya kafa tutmaya başladı ve Suriye başta olmak üzere Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da bütün gücüyle kendine yer edinmeye çalışıyor.
Bu bağlamda Suriye net bir örnek olabilir Rusya için, ama iş Suriye’de bitmiyor. Ekim ayında Kahire’de Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile Al Dabaa Nükleer Santralı kuruluşunun imza töreninde Rusya Başkanı Putin, Mısır’la ilgili; “Biz Mısır ile daha çok ilişki kurmak ve işbirliği yapmak istiyoruz’’ dedi ve Mısır’ın Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da güvenilir bir eski dost olduğunu belirtti.
Sisi, ülkenin ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’yi Temmuz 2013’te devirmesiyle Rusya ile Mısır’ın ilişkileri yeniden canlandı. Oysa Putin, Müslüman Kardeşler Örgütü’ne Kafkasya’daki İslami örgütler ile bağlantılarından dolayı kuşkuyla yaklaşmış ve Müslüman Kardeşler Örgütü’nü 2006 yılında terör listesine almıştı.
Bu süreçte Putin, bu yeni durumun getirdiği yeni fırsatı kaçırmadı ve Mısır’ı Rusya’nın eteklerinde dolaşan bir ülke haline getirmeye çalıştı.
Bu çalışmalar üç ana eksen üzerine yoğunlaştı:
- ASKERİ EKSEN:
Mısır’da Mursi darbeyle indirildikten sonra ülkede demokrasi ve insan hakları konularında büyük sıkıntı ve tartışmalar yaşandı. Bu durum geçiş sürecini yöneten Sisi komutasındaki askeri dikta ile Obama’nın ABD yönetimi arasında anlaşmazlık ve tartışmalara yol açtı. Neticesinde ABD Mısır’a silah satışını durdurmuş, üstüne ABD’de bakım için bulunan Mısır savaş uçaklarına el koymuştur. Bu gelişmeyi Rusya yine es geçmemiş hemen Dışişleri ve Savunma bakanlarını, aralarında Genel Kurmay Başkanı ve en büyük silah ihracatı yapan firmanın CEO’su ile üst düzey askeri bir heyetin başında Kahire’ye göndermişti. Envanterinde bulunan silahlar çoğunlukla ABD menşeli olan Mısır ordusuna silah satış konusunu ele almıştır bu heyet… Akabinde dönemin Mısır Savunma Bakanı Sisi ve Dışişleri Bakanı Nebil Fehmi, Moskova’ya gitmiş ve 2+2 görüşmeleri olarak bilinen toplantılar düzenlenmişti. Ardından Körfez ülkeleri tarafından finanse edilen 3 milyar dolarlık silah anlaşması imzalanmıştır.
Yine bu doğrultuda, Eylül 2017’de Mısır ve Rusya ordularının katıldığı ve adı “Dostlukları korumak” olan askeri tatbikat düzenlemişti. Aynı şekilde 2017’nin başında Mısır’ın Libya sınırına yakın bir askeri üsse Rus özel kuvvetleri yerleşmiş ve birlikte destekledikleri Hafter’in Libya’daki bazı operasyonlarına yardım etmişlerdi.
1972 yazında, Enver Sedat tarafından kovulan Sovyet komutanları, hadisesine kadar iki ülke arasında yüksek düzeyde askeri iş birliği mevcuttu. Fakat son dönemde iki ülke arasında imzalanan askeri düzeydeki işbirliği anlaşmaları ile Rusya’nın istediği zaman Mısır’ın hava üslerini kullanarak üçüncü ülkelere karşı operasyon yapabilme yetkisi alması pek ileri düzey bir işbirliği olarak değerlendiriliyor.
Fakat önemli soru şu: ABD tarafından yıllık yaklaşık 3.1 milyar dolar askeri yardım yapılan Mısır’a bu yardımı Rusya sağlayabilecek mi? Ona göre ABD’ye orada alternatif olabilecek mi?
- SİYASİ EKSEN:
2014 yılında darbeyle Mısır’da iktidara gelen Sisi, ilk başlarda Batı’yla ilişkilerde hep korkak ve pısırıktı. Bundan dolayı Batı dışında başka bir müttefik arayışı içinde olmuştu, ki ona siyasi meşruiyeti sağlasın ve desteklesin… Ve bu aynen, 2014’ün Ağustos ayında Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturan Sisi, Arap dünyası dışından ülkesinde ilk misafir olarak kabul edilen Putin ile gerçekleşti.
Aynı zamanda Sisi, henüz başkanlığa aday bile olmamışken, Putin’in desteğini aldığını hepimiz biliyoruz. Bu bağlamda Mısır’ın siyası kararı artık Rusya’nın telinden çalar oldu. Bunu açık bir şekilde Mısır’ın Suriye meselesindeki tavrıyla görebiliriz. Bu konuda Mısır’ın akıl babaları olan Körfez ülkeleri ile zaman zaman karşı karşıya gelmesine sebep olmuştu.
- EKONOMİ EKSENİ:
Son yıllarda iki ülke arasındaki ticaret hacmi 5 milyar dolara ulaştı. (Bunun 446 milyarı Rusya’ya ihracat ve 4.2 milyar doları ise ithalat olmuştur.) Bunun yanında Rusya’dan ithal edilen buğday, 5.5 milyon tona ulaşarak Mısır halkının toplam tükettiği 10 milyon ton buğdayın neredeyse yarısından fazlasını teşkil etmekte.
Kahire’deki ikili son görüşmede anlaşmaya varıldığını açıklayan iki lider, Rusya tarafından Süveyş kanalı kenarında inşa edilecek Rus sanayi bölgesi yatırımı yaklaşık 7 milyar doları bulacaktır. Bunun yanında Putin’in Mısır’ı Avrasya Ekonomik Birliği’ne dahil etme ısrarı manidardır.
2015’te düşen Rus yolcu uçağı hadisesinden sonra yaklaşık iki yıldır yapılmayan karşılıklı uçak seferleri yeniden başlamış, Rus turistler artık Türkiye yerine Mısır’ı tercih eder duruma gelmiştir.
Şunu da unutmayalım ki; Mısır’ın toplam turizm gelirinin yüzde 40’nı Rus turistler oluşturuyor ve bu rakam 2015 yılında 2.5 milyar dolara ulaşmıştı.
Rusya’nın bölgede bu kadar cesur ilerlemesinin temel sebebi, ABD’nin özellikle Obama dönemindeki pasif tavırları ve Rusya’nın ABD ile bölgedeki müttefikleri arasındaki anlaşmazlıkları iyi değerlendirmesinden kaynaklanmaktadır.
Fakat Beyaz Saray’a gelen Trump yönetimi ile birlikte insan hakları ve demokrasi ihlalleri ile ilgili tepkileri kalkmış ve Sisi, Oval Oda’da bizzat Trump tarafından karşılanmıştı. Bunun yanında eskiden olduğu gibi ABD’nin Mısır’a askeri ve maddi yardımları devam etmesine rağmen, Rusya ile olan bağları kopmamış ve ilişkileri zarar görmemiştir. Bunun yanında Putin, Mısır’da kurmaya çalıştığı hegemonyasını devam ettirmektedir.
Buna paralel, Sisi de Putin’in Rusya’sını ABD’ye oranla güvenilir bir müttefik olarak görmeye devam etmekte.
Bu ikili ilişkiler ne kadar devam edecek ve nasıl seyir gösterecek hepimiz göreceğiz? Bu iki kutup arasında Mısır ezilecek mi, yoksa tam tersi karlı mı çıkacak?
Ve en önemlisi ABD, Rusya’ya daha ne kadar Mısır’da at koşturmasına izin verecek?
Bu soruların cevabını zaman gösterecek.