Bursa’da yerli tohumdan ürettiği ürünleri pazarda satıyor
Oğlunu ve eşini kaybettikten sonra baba mesleği çiftçiliğe devam eden, dededen kalma yerli tohum ve fidelerden elde ettiği mahsuller ile doğadan topladığı çeşitli otları köylü pazarında satan Sultan Kuru, zorlu olmasına karşın hayat mücadelesini sürdürüyor.
Bursa’da dededen kalma yerli tohum ve fidelerden elde ettiği mahsuller ile doğadan topladığı çeşit çeşit otları köylü pazarında satan 60 yaşındaki Sultan Kuru, zorlu yaşamında ayakta durmasıyla çevresindekilere örnek oluyor.
Nilüfer ilçesine bağlı Ürünlü Mahallesi’nde gelin olarak geldiği küçük evde yaşamını sürdüren Kuru’nun ömrü, babasının tarımla uğraşması nedeniyle 5 yaşından itibaren tarlalarda geçti.
Evlendikten sonra da eşiyle tarım yapan Kuru, 2015’te evli ve iki çocuk babası 41 yaşındaki oğlunu, ondan 1,5 yıl sonra da eşini kaybetti.
Kuru, zorlu hayatına rağmen baba mesleği çiftçiliği sürdürerek, 6 dönümlük bahçesinde dededen kalma yerli tohum ve fidelerden elde ettiği mahsuller ile doğadan topladığı çeşitli otları köylü pazarında satıyor.
“Tüccara vermiyorum kendim satıyorum”
Sultan Kuru, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çiftçi olan babasının mesleğini devam ettirdiğini belirterek, şunları söyledi:
“Tohumları kendim üretiyorum. Dedemin zamanından patlıcan, biber, her çeşit tohumum var. Bunları ekiyorum, dikiyorum, düzenliyorum, büyütüyorum ve pazara götürüyorum. Tüccara vermiyorum. Kendim köylü pazarında değerlendiriyorum. Doğal gübreyi yayıp bahçeyi düzenliyoruz. Ondan sonra ekiyoruz, suluyoruz. Ebegümeci, ısırgan, labada, leylek kakma, deve tabanı, şevketi bostan gibi doğadan topladığım otları da pazara götürüyorum. Pazara gelenler beni biliyor, ürünlerimden alıyor.”
“Aylığım yok yıllığım yok”
Kuru, ürünlerini köylü pazarında değerlendirerek, geçimini sağladığını dile getirerek, “Aylığım yok, yıllığım yok. Üretiyorum, topluyorum, satıyorum, idare ediyorum. Torunlarıma katkıda bulunuyorum. Onların elektrik, su faturalarını ödüyorum. Onlara yardımcı oluyorum.” dedi.
Kuru, tüm zorluklara rağmen çalışmayı sürdürdüğünü belirterek, “Komşularım, çevremdekiler, ‘Yapma, al abdestini, kıl namazını, gez camilerde, gel bizlere’ diyor ama gitmiyorum. Hem günaha girmeyeyim hem bir işle meşgul olayım diyorum. Zaten iş yapmasaydım, böyle tarlaya, bahçeye gitmeseydim kafayı üşütürdüm.” diye konuştu.
Elde ettiği mahsullerin geliriyle bugünlere geldiğini ifade eden Kuru, “Elimin emeğiyle, oğlumun ve akrabalarımın yardımıyla bir sene içinde hem umremi hem de hacılığımı yaptım. Şimdi de torunlarımı okutmak istiyorum. Okusunlar elimden gelene kadar yardımcı olurum.” sözlerine yer verdi.
(AA)