TSKB’ye 400 milyon ABD Doları Dünya Bankası kredisi
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası, Dünya Bankası’ndan 400 milyon ABD Doları tutarında kredi temin etti. “Kapsayıcı Finansmana Erişim Projesi” temalı bu kredi iki ana alana odaklanıyor. Krediyle, Türkiye genelinde kadının işgücüne katılımını destekleyen ve buna uygun çalışma ortamı sunan özel sektör firmalarının işletme sermayesi ve yatırım kredisi ihtiyaçları karşılanacak.
Türkiye’nin kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınması için değer yaratma misyonuyla hareket eden Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), T.C. Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı garantörlüğünde, Dünya Bankası (IBRD – Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası) ile 400 milyon ABD Doları tutarındaki “Kapsayıcı Finansmana Erişim Projesi” kredi sözleşmesine 7 Haziran 2018 tarihinde imza attı.
Proje kapsamında sağlanan 400 milyon ABD Doları tutarındaki kredi, Türkiye genelinde kadının işgücüne katılımını destekleyen ve buna uygun çalışma ortamı sunan özel sektör firmaları ve geçici koruma altındaki Suriyelilerin daha yoğun olarak bulunduğu bölgelerde faaliyet gösteren şirketlerin finansmanı olmak üzere iki tema altında kullandırılacak. Kredinin en az yüzde 60’ının KOBİ’lere aktarılması hedefleniyor.
Suat İnce: Kapsayıcı kalkınma finansmanı alanında önemli bir adım atıyoruz
Anlaşmayla ilgili bilgi veren TSKB Genel Müdürü Suat İnce, kapsayıcı ve sürdürülebilir kalkınma hedefinin, TSKB’nin iş modelinde önemli bir yeri olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Ülkemizin ekonomik gelişiminin daha kapsayıcı bir nitelik kazanması için bankacılık sektörüne önemli bir rol düştüğüne inanıyoruz. Bu anlayışla TSKB olarak, özellikle istihdamda kapsayıcılık kavramına ayrı bir önem veriyoruz. Enerji, altyapı, eğitim, sağlık, verimlilik, teknolojik dönüşüm gibi nitelikli kalkınma yatırımlarına verdiğimiz destekle ekonomik büyümeye artan oranda katkı sunmaya devam ediyoruz. Finanse ettiğimiz yatırımlar sonucunda istihdamın artması, özellikle gözettiğimiz hedefler arasında. Toplumun daha geniş kesimlerinin ekonomiye aktif katılımıyla, ülkemizin sahip olduğu güçlü potansiyelin üretime dönüşeceğine gönülden inanıyoruz. Bu projeyle, kapsayıcı kalkınma finansmanı alanında önemli bir adım atıyoruz.”
“Kredinin çok kısa sürede kullandırılacağına ve olumlu katkıların hızla görüleceğine inanıyoruz”
Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranının yüzde 36 seviyesinde olduğunu belirten Suat İnce, bu rakamın OECD ortalaması düzeyine çıkarılmasında bir kalkınma bankası olan TSKB’ye önemli bir rol düştüğünün bilincinde olduklarını belirtti. İnce, sözlerine şöyle devam etti: “Dünya Bankası’ndan sağladığımız kredinin, son yıllarda devletimizce öncelikli alanlardan biri olarak belirlenen ve çeşitli uygulamalarla da desteklenen kadın işgücünün artırılması konusunda önemli katkı sağlamasını hedefliyoruz. Kredimizin diğer odağında, ülkemizin kucak açtığı geçici koruma altındaki Suriyelilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerdeki ekonominin canlandırılması, ticari ve sınai faaliyetlerin artırılması yer alıyor. Kredinin çok kısa sürede kullandırılacağına ve olumlu katkıların hızla görüleceğine inanıyoruz. Projeyle, iki öncelikli kapsayıcılık temasını birleştirerek bir ilke imza attık. 400 milyon dolarlık büyüklük de, kredinin geniş kitlelere ulaşması konusunda fark yaratacak. Türkiye için son derece önem arz eden bu projenin hayata geçirilmesinde büyük destek sağlayan Hazine Müsteşarlığımıza ve kuruluşumuzdan bu yana yanımızda olan Dünya Bankası’na sonsuz teşekkür ediyoruz. Bu kredinin, Dünya Bankası’nın ülkemiz ve Bankamıza duyduğu güvenin önemli bir göstergesi olmasından ayrıca memnuniyet duyuyoruz.”
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Zutt: Ekonomik büyümeye katkı sağlanacak
İmza törenine katılan Dünya Bankası Türkiye Direktörü Johannes Zutt, anlaşmayla ilgili olarak şunları söyledi: “Dünya Bankası olarak, köklü bir geçmişe sahip olduğumuz çözüm ortağımız TSKB ile birlikte, Türkiye’de uzun vadeli finansmana erişimi kısıtlı iki farklı kesime destek sağlamaktan memnuniyet duyuyoruz. Bu proje, TSKB’ye ve aracı bankalara, kadınlar tarafından yönetilen firmaların yanı sıra, yüksek mülteci nüfusuna sahip bölgelerde faaliyet gösteren şirketlere destek verme imkanı da sunacak. Böylece, bu iki kesimin Türkiye ekonomisine daha çok katılmaları ve ekonominin sürekli büyümesine katkı sağlamaları anlamında fayda yaratılacak.”