Yargı Reformu – 2
Yargı reformunun detayları belli oldu. Türkiye Barolar Birliği, “Yargı Reformu Strateji Belgesi Neler Getiriyor?” başlıklı bir kitapçık hazırlayıp avukat meslektaşlara gönderdi. Sağolsunlar!
Metin Fevzioğlu, ön yazısında strateji belgesinin ekim ayında kanunlaşmasını beklediğini belirtiyor. Metin Fevzioğlu’nun yazısı meslektaşlarına neden bu strateji belgesini desteklediklerini izah etmeye çalışır nitelikte.
Strateji belgesinin önemli birkaç maddesi şunlar: Hukuk alanındaki mesleklere girişte sınav getirilecekmiş. Avukatlık, hakim, savcı ve noter adayı olabilmek için artık sınav gelecekmiş. Hakimlik ve savcılık için zaten sınav var. Avukatlık için ise sınav getirme isteği son 20 yılın konusu. 20 yıldır sınav hep getirilmeye çalışılıyor. Bir ara getirilen avukatlık sınavı daha sonra hiç uygulanmadan kaldırıldı. Aslında 20 yıl önce getirilmiş olsa belki fayda sağlayacak olan sınav elemesi, artık getirilse bile çok yüksek fayda sağlayabilir mi? Zaten meslek şu anda şişmiş durumda.
Vatandaşların avukatlık hizmetinden daha rahat yararlanabilmesi ve adalete erişim haklarının önündeki engellerin azaltılması için avukatlık hizmetlerindeki KDV yükü düşürülüyormuş! Bu ekonomik şartlarda hazinenin KDV gelirinden feragat edeceği düşüncesi pek akla yatmıyor.
Tutuklama kararlarının kes-yapıştır gerekçelerle verilmesini önleyecek tedbirler öngörülüyormuş! Birçok uluslararası anlaşma, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları varken getirilememiş bu müessese, strateji belgesi ile getirilecekmiş. Tutuklama kararlarının gerekçesiz olması, kes-yapıştır şeklinde verilmesinin asıl sebebi hakimlerin iş yükünden kaynaklanıyor. Hakimlerin iş yükü kaldırılmadan bu müessese nasıl getirilecek bilemiyorum.
Hakim ve savcıların terfilerinde Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ilke kararlarına uygun kararlar vermek, işlemler yapmak temel ölçüt olarak benimsenecekmiş! Daha önce çıkardığı yasa ile hakim ve savcıların terfilerindeki ölçütleri tamamen kaldıran hükümet, bu sefer AİHM ve Anayasa Mahkemesi ilke kararlarını esas alacakmış.
Makul sürede yargılama için hedef süreler hayata geçirilecekmiş! Hedef süresi uygulaması şu anda zaten uygulanıyor. Hakimler dosyayı eline ilk aldığında kaç günde bitireceğinin hedefini koyuyor ve bu hedef süreyi taraflara tebliğ ediyor. Mesela benim bir dosyamda 660 gün hedef koyan Türk Yargısı, bir de hedefi olmasa kim bilir kaç günde bitirecek?
Bir konuda reform yapabilmek için önce altyapı gerekir. Yoksa istediklerini kanunlaştırsan bile uygulamaya geçiremezsin.
*Yargı Reformu – 3 bir sonraki yazımda…