Suçlu kim?
Türkiye son uzun süredir kadın cinayetleri sebebiyle sancılı günler yaşıyor.
Sorunlar o kadar çok ve halledilmesi kolay olmayan hususlar.
İçeride ve dışarıda savaş halindeyiz.
Güvenli bölge bilmecesi, şeytanların zaman kazanma oyunu.
Açık bir ifadeyle ABD, Türkiye’nin sürüklendiği bataklıktan kurtulmasını önlemek için tarafları idare etmeye çalışıyor.
ABD stratejik ortağımız diye efelenenler, ”Biz kendi göbeğimizi kesmeyi de biliriz” diyenler toplumu oyalıyorlar.
***
Hiç susmadan konuşarak onlara çanak tutuyorlar.
Sorunlar bağırarak değil, diplomasi yoluyla halledilir.
“Bir gece ansızın gelebiliriz“ diye, terörle mücadele edilmez.
Bu gidişle ‘’FETÖ ile mücadele ediyoruz’’ demek de ayrı bir suçtur!
ABD’nin bizim bölgemizde güvenli bölge planının bir tuzak olacağı söyleniyor ki; bana göre de doğrudur. Amaçları da bellidir.
Her gün çile çekmektense, şereflice ölmek er kişinin iman borcudur.
***
Sınır boylarında yangın var. Yeni mülteci akını sınıra dayandı. Sayıları bilinmeyen, ülkemizin her tarafını saran Suriyeliler yetmedi mi?
Ülke ekonomik kriz içinde, yetkililer “kriz miriz’’ yok şarkısı ile toplumu uyutmayı maalesef başarıyorlar. Yayılan fısıltılarla da ninniler söyleniyor.
“AKP giderse asıl kriz o zaman başlar, karışıklık olur…’’
18 yıl iktidarda olanlar, ülkeyi iyi yönetemediler.
Toplumda gerginlik yaratarak besledikleri kirli kalemlerle ayakta kaldılar.
En büyük günahları ise:
“ADALETİN OLMADIĞI YERDE DEVLET OLMAZ,
DEVLETİN OLMADIĞI YERDE DE ZULÜM VARDIR” sözüne kulaklarını tıkadılar.
Ülkede manzara yürekleri dağlıyor.
Hala dil eski nağmelerle, gerçekleri perdelenmeye çalışılıyor.
Bu duruma nasıl geldik?
***
SUÇLU KİM?
Düşünce melekelerimizi de kaybettiğimiz için.
Olanlardan, olacaklardan,
ABD baskısının doğuracağı sorunlardan…
Bazılarının, devleti nasıl soyduğundan…
Sırtını iktidara dayayarak her türlü ahlaksızlığı yapanlardan…
Bir ABD’ye, bir Rusya’ya koşanlardan…
Rakamlarla nasıl oynandığından…
İthalatla neler kaybettiğimizden…
Maaş pazarlığı gibi hoş olmayan uygulamadan…
Ekran baykuşlarının toplumun başına üflediği yalanlardan haberimiz var mı, ‘biz bu duruma nasıl düştük’ diye düşünüyor muyuz?
Dünyada iki kusursuz insan vardır; biri ölmüştür, biri de doğmamıştır.
Peki biz neyiz?