İyi ki vardın!

154.729 dönüm, 15.473 hektar, 154,7 km2 arazi.

Gazi Orman Çiftliği (ATATÜRK Orman Çiftliği, AOÇ),

Yalova Millet Çiftliği,

Yalova Baltacı Çiftliği,

Silifke Şövalye Çiftliği,

Silifke Tekir Çiftliği,

Dörtyol Portakal Bahçesi,

Dörtyol Karabasamak Çiftliği,

Tarsus Piloğlu Çiftliği.

Toplam 8 adet çiftlik.

Meyve bahçeleri, fidanlıklar, Amerikan asma fidanlıkları, bağlar, mera ve çayırlar, portakal ve kuşkonmaz bahçeleri; sayısız bina, ahır, ağıl, samanlık, ambarlar, lokantalar, fırınlar; bira fabrikası, malt fabrikası, buz fabrikası, deri fabrikası, zirai alet ve demir fabrikası, süt fabrikası, yoğurt imalathanesi, tereyağı imalathanesi, çeltik fabrikası, değirmenler; tavuk çiftlikleri, iskele ve limanlar, satış mağazaları ve daha nice alet edavat, müştemilat ve dolu ürün depoları.

Boz sığır ırkının ıslahı, arıcılık, sığır ve koyun ıslah çalışmaları, bitki ıslah çalışmaları ve daha nice araştırma ve üretim faaliyetleri.

Serin iklim tahılları tohum üretimi ve araştırılması, araştırma kurumu kurulması.

Tekir Tarım Kredi Kooperatifi’nin kurulması.

Ve daha neler neler…

***

Nedir bunlar?

Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün birçoğunda bizzat çalışarak, cebinden harcadığı paralarla satın aldığı; kazançları yatırıma dönüştürüp, 10-12 yıl gibi kısa bir sürede ülkeye kazandırdığı tarımsal çiftlikler ve onların sahip olduğu mal ve mülkler.

Ayrıca Nahçıvan sınırını Türkiye’ye bağlayan, Azerbaycan ile bağlantımızı sağlayan, 15 km uzunluğunda bir arazi.

ATATÜRK’ün İran’dan satın aldığı arazi.

Dilucu Sınır Kapısı

İşte bunların hepsini 1937 yılında özel bir kanun ile Hazine’ye yani Türk milletine bırakan bir lider ATATÜRK.

***

82 yıldır o çiftliklerden yedik, o çiftliklerin gelirlerinden pay aldık, oralarda yapılan çalışmalardan teknik bilgi ve insan gücü olarak yararlandık ve üzerimizde ATA’nın haklarını hissettik.

Yani ona bu çiftlikler üzerinden bile borçlandık.

***

Atatürk Orman Çiftliği’nin sütünü içtik, yoğurdunu yedik, balını tattık.

Mangal yakıp; kokoreç yemeye gittik.

Velhasıl sadece bıraktığı soyut değerlerden değil, somut değerlerden de yararlandık.

Yedik, içtik ve…

Öğrendik ki:

O,

Ülkemizin dünyadaki en büyük markası.

O,

En çok tanınan Türk.

O,

En çok sembolleştirilen, hemen hemen bilinen bütün devletlerde adına anıtlar, büst ve heykeller olan bir marka.

Çin dahil bir çok ülkenin okullarında okutulan, öğretilen bir marka.

Karizmatik bir dünya lideri.

***

Ruh’un şad olsun ATAM.

İyi ki vardın.