Dini, hayatın merkezine koyunca…
AKP’li Cumhurbaşkanı, 6. Din Şûrası Kapanış Programı’nda konuştu;
- “Nefsimize ağır gelse de hayatımızın merkezine dinimizin hükümlerini yerleştireceğiz.”
Öyle ya; kötü ekonomi, hayat pahalılığı, intiharlar, terör, mülteci sorunu, kısacası yaşanan tüm sıkıntılar işte tam da bu yüzdendi.
Dini, hayatımızın merkezine koyduğumuzda;
Rüşveti sadece besmele çekerek yemeyeceğiz örneğin.
Üstüne bir de hatim indireceğiz…
Dini, hayatın merkezine koyduğumuzda;
Parsel parsel uğraşmayacağız.
Toptan peşkeş çekebileceğiz şehirlerimizi terör örgütlerine…
Dini, hayatın merkezine koyduğumuzda;
Kız çocuklarının evlenme yaşı 9 mu olsun, 10 mu tartışması bitecek örneğin.
Sandalyeye oturtacağız, ayakları yere değiyorsa sorun çözülmüş olacak.
Dini, hayatın merkezine koyduğumuzda;
Asgari ücret tartışması bitecek.
Zira bileceğiz ki, bu dünya imtihan dünyası ve yoksulluk bizim kaderimiz.
Ve Asım abi asla sormayacak Tayyip hocaya, fakirin neden fakir olduğunu.
Dini, hayatın merkezine koyduğumuzda;
Maden ocağı facialarına, iş kazalarına kimse ses çıkarmayacak örneğin.
Bileceğiz ki, işçi olmanın fıtratında kaza da var, ölmek de.
Böylece Yerkel danışmanların ayakları incinmeyecek bizi yerde tekmelerken.
Dini, hayatın merkezine koyduğumuzda;
Fakirin fukaranın çocuğu, şehit olmak için koşa koşa gidecek cepheye.
Kimsenin aklına, Berat’ın neden çürük raporu aldığı, Bilal’in neden bedelli askerlik yaptığı sorusu gelmeyecek.
Ve sıvası dökük evlerden kopan feryatları örtmek için asılan, koca koca bayrakları kimse sorgulamayacak.
Dini, hayatın merkezine koyduğumuzda;
Artan okuma oranı nedeniyle kimseyi afakanlar basmayacak örneğin.
Cahil halkın feraseti ile çözeceğiz her sorunu.
Ve tabi kimsenin diploma takıntısı da, diploma sorusu da olmayacak.
Dini, hayatın merkezine koyduğumuzda;
Yalnızca hamile bayanlar değil, yanında erkeği olmayan bayanlar da sokaklarda dolaşamayacak.
Böylece taciz, tecavüz sorunu kökünden çözülecek.
Dini, hayatın merkezine koyduğumuzda;
Patimize oy vermeyenler yalnızca terörist değil, aynı zamanda kafir de sayılacak.
Muhalif parti liderlerini linç etmek için inek hırsızlarına ihtiyaç duymayacağız.
Ve katli vacip olan liderler bizzat devlet eliyle linç edilecek.
Dini, hayatın merkezine koyduğumuzda;
Kutsal kitabı miting meydanlarında sallamakla yetinmeyeceğiz örneğin.
Her bir sayfasını parti bayraklarına iliştirip saldıracağız muhaliflerin üzerine.
***
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu; “FETÖ firarisi Adil Öksüz’ün nerede olduğunu biliyoruz. Ama bizde kalsın” demiş.
Ne diyelim;
Doğru söylemiş.
Eskiden de onlarda kalıyordu zaten.
AKP cephesinde değişen bir şey yok demek ki…