Adaletiniz batsın!

12.12.2019
A+
A-

Ankara’da üniversite öğrencisi Şule Çet’in 29 Mayıs 2018 tarihinde cinsel saldırıya uğradıktan sonra bir plazanın 20. katından atılarak öldürülmesiyle ilgili davanın kararı açıklandı. Sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akanda, cinayet ve cinsel saldırı suçlarından “iyi hal indirimli” ceza aldı.

***

Ordu Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi, 3. sınıf öğrencisi Ceren Özdemir’in 3 Aralık Salı günü öldürülmesinin ardından yakalanan ve çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Ordu Efirli Cezaevi’ne gönderilen Özgür Arduç, güvenlik gerekçesiyle sabahın erken saatlerinde karayoluyla Şırnak Cezaevi’ne götürülmek üzere yola çıkarıldı. Ancak Şırnak’a gitmek istemediğini söyleyen caninin içinde bulunduğu nakil aracı yapılan görüşmeler sonrasında Van’a yönlendirildi.

***

Düzce İl Milli Eğitim Müdürü Murat Yiğit, Ordu’da 21 yaşındaki Ceren Özdemir’in cezaevi firarisi Özgür Arduç tarafından katledilmesine ilişkin “Olayı gerçekleştiren suçlu bir insan var ama olayın da çok değişik boyutları var. Dolayısıyla bizim çocuklarımızı her yönüyle çok iyi yetiştirmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

***

Önce Şule Çet davasının mahkeme heyeti ile başlayalım;

Ey bu sapıkların halinin iyi olduğunu düşenen mahkeme heyeti;

Dilerim Tanrı’dan; sizin çocuklarınız da benzer iyi halli sapıklar ile karşılaşsın.

Genel değerlendirmeye gelecek olursak;

Münferit olaylar, birbirinden bağımsız söylemler değil bunlar.

Geriye doğru baktığınızda, değişik mahkemelerce verilmiş benzer yüzlerce karar, en yetkili ağızlardan ifade edilmiş, benzer onlarca söylem göreceksiniz.

Peki ne demek oluyor bütün bunlar?

Bunlar bizzat devletin, çağdaş yaşam tarzına uyguladığı, artık üzeri örtülemeyen veya örtülme ihtiyacı duyulmayan mahalle baskısının en bariz örnekleri.

Dün; “Örtüsüz kadın, penceresi perdesiz eve benzer. Ya kiralıktır, ya satılıktır.“ diyen; “Kadın herkesin içinde kahkaha atmayacak.” diyen; “O saatte orada ne işi varmış?” diyen; Bugün dini hayatın merkezine yerleştirmeye niyetlenen zihniyet, artık söylemle yetinmiyor. Düşüncelerini eyleme döküyor.

Dediği şey; “Ey dini hayatının merkezine koymamış ahali; Böyle yaşadığınız sürece, can güvenliğiniz de, mal güvenliğiniz de bizi ilgilendirmiyor.

Bizi eleştiren, bizim gibi düşünmeyen akademisyen, siyasetçi, iş adamı, öğrenci, işçi, çiftçi bizi eleştirmenin bedelini yüksek güvenlikli cezaevlerinde öderken, sapıkları, canileri, ırz düşmanlarını sanatlarını rahatlıkla icra edebilmelerini teminen önce yarı açık ceza evlerine, sonra bir şekilde aranıza salacağız. 

Olur da görevlerini yerine getirdikten sonra yakalanırlarsa, ‘iyi hallerini’ değerlendireceğiz, yeniden aranıza dönene kadar onların bir dediğini iki etmeyeceğiz.’’

***

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve Mehmet Şimşek’i, öksüzün, yetimin hakkını yemekle, Halk Bank’ı dolandırmakla suçlamış…

Merak ettiğimiz konu;

Tüm bunlar olurken, zat-ı şahaneleri yatsı namazını eda etmekle mi meşguldü acaba?

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.