Neyiz, ne değiliz?
Önce her aklı başında ve kendi iradesine sahip, her Türk vatandaşının ve hele gerçek Müslümanların bu sözlerden çok ders alacağına inanıyorum.
Eğer kişi;
Akıllı ve çalışkan ise TAKDİR et.
Aptal ve çalışkan ise DİKKAT et.
Akıllı ve tembel ise İKAZ et.
Aptal ve tembel ise DEFET.
***
Bu sözlerin üzerinde derin düşüncelere daldıktan sonra, bir rüyada gibi şu sözleri hatırladım:
“İstiklal Savaşı bir masaldır. Atatürk’ü yüceltmek için uydurulmuş ve nesillerin beyni yıkanmıştr.”
***
Bu sözlerin sahiplerine ben, ‘insan’ diyemiyorum.
1966 yılında derlenmiş bir yazı, sakladıklarımdan elime geçti.
Bugün, toplum yapımızın ne hale geldiğine çok üzülen bir vatandaş olarak, bu yazının her kesimdeki değerli okurlarımın hafızalarında iz bırakacağına inandığım için paylaşmayı kendime görev bildim!
***
İtil, atıl ama SATILMA.
Doğru devril ama EĞİLME.
Seslen, uslan ama YASLANMA.
Yaklaş, konuş, tanış ama UZAKLAŞMA.
Zulmü devir, nefsi devir ama ÇAM DEVİRME.
Ev al, araba al, abdest al ama BEDDUA ALMA.
Rakibini seç, sınıfını seç ama GÜLÜP GEÇME.
Sayıcı ol, alıcı ol, kalıcı ol ama BÖLÜCÜ OLMA.
Elini aç, gözünü aç, kapını aç ama AĞZINI AÇMA.
Eşini beğen, aşını beğen ama KENDİNİ BEĞENME.
Paranı ver, selam ver, canını ver ama SIRRINI VERME.
Emek ver, kulak ver, bilgi ver ama BOŞ VERME.
Günleri say, servetini sağ, büyüklerini say ama YERİNDE SAYMA.
***
Türk ve Atatürk düşmanlığı ile gözleri dönmüş ahlaksızların, bu sözlerden bir ders alacağını hiç zannetmiyorum. Çünkü toplum öyle bir yangın içinde ki, durmak bilmeyen, yalan, cek ve cak fırtınalarının önünde sürükleniyor.
Ne hazindir ki, seksen milyon insanımız çok mutsuz!
Ne Diyanet’e, ne eğitime ve ne de adalete güveni olmayan bir toplum…
Peki ne olacak? Hala ‘böyle gelmiş, böyle gider’ diye yerimizde sayıyoruz.
Neyiz, ne değiliz bilen var mı?
Tek kişiye bağlı, tek sesli medya…
İş çok, yapan yok. Hele konuşanların cek-cakları çekilmez oldu.
Veli Ali olmuş, Ali de Veli… Hacı yatmaz oyunu seyrediliyor.
Böyle bir ruh halinin hüznü içinde ne söylemek istedim bilemiyorum.