Ağız ve diş sağlığı, yaşam kalitesini etkiliyor
Diş hekimine gitme sıklığının yılda yüzde 1 bile olmadığı ülkemizde ağız ve diş sağlığı, en sık görülen sağlık sorunlarının başında yer alıyor
Ağız ve diş hastalıkları, tüm dünyada en sık görülen sağlık sorunları arasında yer alıyor.
Erken doğum riski, kalp-damar hastalıkları ve diyabet gibi birçok sağlık sorununun ilerlemesine neden olan ağız ve diş sağlığı hastalıklarını önleyebilmek için koruyucu diş hekimliği önem kazanıyor. Koruyucu diş hekimliği ile hastalığın teşhis edildiği durumlarda zaman kaybetmeden tedaviye başlamak hastalığın gelişimini engelliyor.
Ülkemizde diş hekimine gitme sıklığının oldukça düşük olması, diş ve diş eti dokularını ilgilendiren problemlerin ilerledikten sonra tespit edilmesine neden oluyor. Tedavi sürecindeki bu gecikme ise oluşabilecek sorunların büyümesine neden oluyor.
Dünya Diş Hekimliği Günü kapsamında ağız ve diş sağlığının önemine dikkat çeken Pierre Fabre İlaç Türkiye Genel Müdürü ve Ağız ve Diş Sağlığı Grubu Sorumlusu Dr. Hande Demirdere, “2011 yılında yayınlanan Birleşmiş Milletler Siyasi Deklarasyonu’na göre; kanser, solunum yolu hastalıkları, kardiyovasküler hastalıklar ve diyabet gibi bulaşıcı olmayan ancak yılda 36 milyon insanın ölümüne yol açan hastalıkların risk faktörleriyle ağız ve diş sağlığını etkileyen hastalıkların risk faktörlerinin benzer olduğu rapor edilmiştir. Bu sonuçlar ağız ve diş sağlığının, genel sağlığın korunmasındaki önemini belirtiyor. Türk Diş Hekimleri Birliği’nin 2017 yılında paylaştığı bilgilere göre; 35-44 yaş aralığındaki kadınların %58,8’inde, erkeklerin ise %70,9’unda yoğun diş taşı birikimi mevcut. 65-74 yaş arasındaki bireylerin %48’nde total dişsizlik söz konusu. 35-44 yaş aralığındaki yetişkin bireylerin %89,3’ünün en az 1 diş eksikliği olduğu görülüyor. Türkiye’de diş hekimine gitme sıklığı yılda 0,9 iken, Avrupa’da bu sayı, yılda 5 ziyarete kadar çıkmaktadır. Ülkemizde birçok sağlık sorununun ilerlemesine neden olan ağız ve diş sağlığı hastalıklarının önüne geçmek için diş hekimine düzenli gitme alışkanlığı ve uzmanlar tarafından önerilen doğru ürünü, düzenli olarak kullanmak çok önemli” dedi.
2011 Birleşmiş Milletler Siyasi Deklarasyonu’nda yapılan tespitlere bakıldığında, 5-17 yaş grubu çocukların %60`ında mevcut olan diş çürüğü ve diş eti problemlerinin “büyüme yetersizliğine” sebep olduğunu ifade eden Hande Demirdere, “İleri derecede diş eti rahatsızlığı, anne adaylarında 8 kat daha fazla erken doğum ve düşük ağırlıklı bebek yapma riskine neden oluyor. Diş ve diş eti hastalığı olan 39-69 yaş grubunda koroner kalp hastalığı görülme riski 3-7 kat daha fazla oluyor. Kötü ağız hijyenine sahip olan bireylerin kronik solunum sistemi hastalıklarına yakalanma riskinin 4-5 kat daha fazla olduğu ortaya çıktı. Bu nedenle, vücudun genel sağlığından ayırmadan bir bütün olarak düşünerek, ağız ve diş sağlığına gereken önem verilmelidir” dedi.