Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’nde A takımı belli oldu!

Ahmet Davutoğlu’nun Gelecek Partisi’nde A takımı belli oldu!
19.12.2019
A+
A-

Gelecek Partisi’nin Kurucular Kurulu, eski başbakan Ahmet Davutoğlu’nu Genel Başkanlığa seçti. Davutoğlu, Kurucular Kurulu toplantısında yaptığı açıklamada eski partisi AKP’ye uyarıda bulunarak, “Kimse bizden geriye dönük hesap sormasın, mahcup olurlar” ifadesini kullandı. Bu arada Gelecek Partisi’nin kurulları da belirlendi.

AKP’den istifa ederek Gelecek Partisi’ni kuran eski Başbakan Ahmet Davutoğlu Kurucular Kurulu toplantısı sonrasında alınan kararları açıkladı.

KURULLAR BELLİ OLDU

Gelecek Partisi’nin Kurucular Kurulu toplantısında genel başkan, yönetim kurulu, etik kurulu, disiplin kurulu üyeleri seçildi. Eski başbakan Ahmet Davutoğlu toplantıya katılan 132 üyenin tamamının oyunu alarak Gelecek Partisi Genel Başkanı seçildi.

60 kişilik Yönetim Kurulu’nda eski milletvekilleri Abdullah Başçı, Ayhan Sefer Üstün, Cuma İçten, Feramüz Üstün, Selçuk Özdağ, gazeteci-yazar Etyen Mahcupyan, gazeteci Hakan Albayrak, eski YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, AKP eski İl Başkanları Selim Temurci, Nedim Yamalı ve Yeşim Karadağ, 15 Temmuz’da şehit edilen Erol Olçok’ın eski eşi Nihal Olçok yer aldı. 60 kişilik Yönetim Kurulu’nun yüzde 25’i kadın üyelerden oluştu.

İşte kurullar:

AKP’nin eski Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Gelecek Partisi’nin Genel Başkanı seçildi.

Davutoğlu, toplantı sonrası yaptığı açıklamada AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla partiden ihraç edildiğini belirtti.

“KİMSE BİZDEN GERİYE DÖNÜK HESAP SORMASIN, MAHCUP OLURLAR”

Eski partisine bir uyarıda da bulunan Davutoğlu, “Ben verdiğim sözden geri dönmedim.  Bundan sonra da hakikatleri söyleriz. Kimse bizden geriye dönük hesap sormasın, mahcup olurlar.” dedi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:

”Genel başkanlık ağır bir yüktür. Hedefi de kurumsallaşmayı sağladıktan sonra bu emaneti alıp daha iyi daha ehil nesillere tevhi etmektir. Biz de bu görevi üstlendik. Cumhurbaşkanımız ile hiçbir polemiğe girmemeye dikkat edeceğim ama şahsım ile ilgili bir itham söz konusu olduğunda cevap vereceğim.  Sayın Cumhurbaşkanımız çınar yaprağını görünce düşen yaprağı görmüş olabilir ama biz gelen baharın müjdeleyicisi olarak görüyoruz.

“3.5 YIL BOYUNCA SAYIN CUMHUBAŞKANI’NA 5 KEZ RAPOR SUNDUM”

Sayın Cumhurbaşkanı benim kadim dostumdur. Ben 5 Mayıs 2016 tarihinde yaptığım konuşmayı kadim dostluğumuza sadık kalarak yaptım. Her türlü hakarete, trol çetelerinin saldırılarına karşı sabrettim. Kötü olan her şey bizim üstümüze yıkıldı, sabrettim. 3,5 yıl sonra geldiğimiz yer, savunduğumuz değerlerin ayaklar altına alınması, millet krizi çekerken bu krizi görmeyenler kusura bakmasın. İşlerimiz iyi gitseydi, ebediyen çekilir ders kitabı yazardım. Ancak insanlar neden bu halde bıraktınız diye sorduklarında verecek cevabım olmadı. 3,5 yıl boyunca Sayın Cumhurbaşkanı’na 5 kez rapor sundum. Bunlar konuşulsaydı yine ses çıkarmazdım.

Beni ihraç eden Sayın Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla Ak Parti oldu. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa Bir Başbakan için partisi ihraç talebinde bulundu. Bir Başbakan’ın yakınlarına baskı uygulayanlar vefadan bahsedebilir mi? Hepimiz sınavdayız. Ben verdiğim sözden geri dönmedim.  Bundan sonra da hakikatleri söyleriz. Kimse bizden geriye dönük hesap sormasın, mahcup olurlar.”

AKŞENER’E YANIT

(Akşener’in gerekirse 20 milletvekili veririz sözleri üzerine) Sayın Akşener bir zaruret halinden bahsetmiş. Tebrik için aradığında da teşekkür ettim. Kendisi geçmişte yapılan bir uygulamaya atıfta bulunuyor. Ben siyasette doğal seyir içinde olmayan hiçbir yönteme başvurmadım. İhtiyaç da olmayacağını düşünüyorum. Biz kendimiz, kendi görüşlerimizle kamuoyunun önüne çıkarız. Hiçbir şeye ihtiyaç olmadan milletimizin huzuruna çıkacağına inanıyoruz. Biz zorluk içinde kalsak herkes ile demokratik ittifak yapar, konuşuruz. Bugün AK Parti’nin dışındayız ama doğru gördüğümüz her hareketini destekler, yanlış gördüklerimize karşı çıkarız.

“ANLAŞILAN O Kİ SAYIN CUMHURBAŞKANI YİNE YANLIŞ BİLGİLENDİRİLMİŞ”

Cumhurbaşkanının o konuşmasını dinleyince hicap duydum. Cumhurbaşkanı vicdanıyla baş başa kaldığından Davutoğlu’ndan her şey çıkar ama dolandırıcı çıkmaz diyebilir, eğer vicdanı kaldıysa.

 

Ben bir esnaf çocuğuyum. Ben babamın vefat haberini aldığımda Cumhurbaşkanı ile baş başa Irak konusunu konuşuyorduk. O esnaf babamın bana öğrettiği ilk şey helal lokmadır. Bilmiyorum ama herhalde benim babam ahiret divanıyla karşılaşınca Cumhurbaşkanına bir çift lafı olur. Beni Tayyip Bey’e yardım etmelisin diye beni ikna eden babamdır.

Herkes bilir bu boğazdan haram lokma geçmemiştir. Bir dolandırıcılık varsa ben buradayım hukuki işlemleri başlatın en ağır cezaya razıyım. Her şeye hazırım; hazır olmadığım şey iftiralara maruz kalmaktır. Neden hukuki süreç başlatılamıyor biliyor musunuz? Çünkü benim başbakanlığım döneminde Halkbank’tan Şehir Üniversitesi’ne bir gram kredi verilmedi. Ben kredi verin demedim. Anlaşılan o ki Sayın Cumhurbaşkanı yine birileri tarafından yanlış bilgilendiriliyor. Lütfen kenara çekilip muhasebe yapsın

“BENİ DİNLEMEDİLER”

Parlamenter sisteme karşı 2017 referandumunda Anayasa paketi açıklandığında Türkiye’de demokrasiye zarar vereceği kanaatindeydim. Bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve o dönem başbakan olan Binali Yıldırım’a bildirdim. Ben kampanyada bulunamam dedim ve kampanya boyunca da kampanyaya katılmadım. Ama beni dinlemediler. Bunları kamuoyu ile bunları paylaşmak istediğimde hiçbir yayın kuruluşu yanaşmadı.

“O TWEET DOĞRUDUR”

Şahsi olarak hiçbir yerde cumhurbaşkanı ve ailesine laf söylenmesine müsaade etmem ama. Devlet bazında hakikatleri söyleriz. Kimse bize geçmiş sözümüzü hatırlatmasın mahcup olurlar. Böyle bir anayasa değişikliğine gitmeyin diye elimden gelen çabayı gösterdim. Bunların belgeleri var gerekirse bunları da açıklarım. O tweet’i attığımda söylediğim doğrudur bugün de doğrudur. Milletimizin kararı en doğru karardır. Milletin ortak kararına saygı duyarım. Bunu demiş olmak anayasa kararına hak vermek anlamına gelmez. sözü ağzımdan çıkarken yüreğimden gelmesine bakarım.

BAHÇELİ’NİN DİLİ SOĞUK SAVAŞ DİLİ:

Allah ona sağlık sıhhat versin, dış ajanlıkla suçlaması hoş olmuyor. ‘Dış ajanların oyuncağı’ dili Soğuk Savaş döneminde kalmış bir tabir, Allah sağlık versin.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.