Akdeniz diyeti
17 Şubat 2020 tarihli The BMJ Gut dergisinde Akdeniz diyeti hakkında çok güzel bir çalışma yayınlandı. Bu çalışmaya göre Akdeniz diyetine uygun beslenenlerde, sadece bir yıllık sürenin sonunda bile, sindirim sistemindeki faydalı bakterilerden oluşan ortamda (mikrobiyota) öylesine harika bir değişiklik oluyor ki, bağırsaklarda zararlı kimyasal madde üretimi azalıyor, pek çok kronik hastalığın altında yatan kronik mikropsuz iltihabın (kronik inflamasyon) hızı kesiliyor.
Kronik inflamasyonun yavaşlaması diyabet, kalp damar hastalıkları, obezite, romatolojik hastalıklar, kanser, Alzheimer hastalığı riskinin azalması ve hatta yaşlanma sürecinin yavaşlaması demektir.
Sindirim sistemi yaşam boyunca tahminen 60 ton kadar besini sindirmek amacıyla sürekli yoğun bir faaliyet göstermek zorundadır. Beslenme sırasında farklı farklı türlerde milyarlarca bakteri de sindirim sistemine ulaşır. Bu tek hücreli canlılar besinlerin sindirilmesinde, bağışıklık sisteminin işlevselliğinde, enerji üretiminde ve metabolik faaliyetlerde iyi ya da kötü bir rol üstlenir.
Yaşlandıkça yararlı bakterilerin sayı ve çeşitliliği azalır. Özellikle iyi beslenemeyen yaşlılar, yalnız yaşayanlar ve diş sağlığı iyi olmayanlarda bağırsak florasındaki bozulma nedeniyle yaşlılık süreci hızlanır, kronik hastalıkların oluşma riski artar, mevcut kronik hastalıklar şiddetlenir. Bu duruma inflamasyon (mikropsuz iltihap) ve aging (yaşlanma) kelimelerinin birleştirilmesiyle inflamm-aging adı verilmiştir.
Fransa, İngiltere, Hollanda, Polonya ve İtalya’dan çalışma kapsamına alınan, yaşları 65 ile 79 arasında değişen 612 yaşlı kişiden 323’üne bir yıl boyunca sebze, meyve, baklagiller, fındık, zeytinyağı ve balıktan zengin; kırmızı et, şeker ve doymuş yağdan fakir bir diyet uygulanırken geri kalanlar daha önce nasıl besleniyorlarsa öyle beslenmeye devam etmişler.
Bir yılın sonunda, eski beslenme tarzlarını değiştirmeyenlerle kıyaslandığında Akdeniz diyeti yapanların bağırsak florasında olumlu değişiklikler olduğu belirlenmiş. Bu yaşlıların kanlarında CRP ve İnterlökin-17 adı verilen mikropsuz iltihap belirteçlerinde azalma olmuş. Akdeniz diyeti uygulanan bu kişilerin hafızalarında iyileşme, yürümelerinde hızlanma, ellerinin kavrama gücünde artış bulunmuş. Diyete çok iyi uyanların kemik kayıpları (osteoporoz) azalmış, tansiyonlarında düzelme olmuş.
Akdeniz diyeti ile ilgili daha önceki çalışmalarda da benzer sonuçlar ortaya çıkmıştır. Bu tarz beslenenlerde özellikle kalp damar hastalıkları, obezite, diyabet ve kanser riskinin daha az olduğu, sağlıklı yaşam süresinin uzadığı belirlenmiştir. Akdeniz diyeti aslında sadece bir beslenme biçimi değil bir yaşam tarzıdır. Akdeniz diyeti, sadece karın doyurmak değil, aile üyeleriyle ve arkadaşlarla sohbet ederek zaman geçirmektir aynı zamanda.
Sevginin gücü isimli makalemde Mavi zon adı verilen bir kavramdan bahsetmiş, sağlıklı ve uzun ömürlü kişilerin yaşam tarzlarından bahsetmiştim. Bu makalemle o makalemi birbirinin devamı gibi de kabul edebilirsiniz.
Sağlıklı ve mutlu kalmanız dileğiyle.