AKP, seçim yenilgisinin faturasını kime kesti?
31 Mart yerel seçimleri, CHP’nin önde çıkması ve AKP’nin büyük bir mağlubiyetle sonuçlanmasının faturası kime kesildiğiyle ilgili kulislerde konuşuluyor.
AKP’nin yerel seçimler sonrası iç değerlendirmeleri devam ediyor. Parti içinde, seçmenin kendilerine ciddi bir ders verdiği yönünde bir görüş ağır basıyor. 31 Mart yerel seçimleri, CHP’nin önde çıkması ve AKP’nin büyük bir mağlubiyetle sonuçlanmasıyla dikkat çekti. Seçimlerin ardından, parti kulislerindeki tartışmalar kamuoyunun gündemine yansımaya devam ediyor.
Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, AKP’nin beklentilerini karşılayamayan yerel seçim sonuçlarına dair parti içi görüşleri kaleme aldı.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonun kontrol altına alınması konusunda partililere güvence vermeye çalışıyor. Babacan’a göre, Şimşek’in enflasyon hedeflerini şu şekilde açıkladığı belirtiliyor: “Ekonomik programımıza inanıyoruz ve zorlu dönemi atlattığımızı düşünüyoruz. Enflasyon ve döviz kuru dengeleniyor. Mayıs ayında baz etkisiyle enflasyonun yüzde 73 olmasını, Temmuz’da ise yüzde 40’a düşmesini bekliyoruz. Üç yıl içinde enflasyonu tek haneli sayılara indirmeyi hedefliyoruz.” Ancak bu ifadeler, seçim yenilgisinden moralini yitiren partilileri henüz ikna etmiş değil.
Babacan’ın aktardığına göre, AKP yöneticileri arasında, seçmenin kendilerine ‘uyarı niteliğinde bir tokat attığı’ ve ‘kendilerini düzeltmeleri gerektiği’ yönünde bir kanaat var. Seçmenin başka bir partiye yönelmek yerine sandığa gitmeme tercihinde bulunduğu, Yeniden Refah Partisi’nin beklenenden az oy aldığı ve bu durumun geçici olduğu düşünülüyor. Parti içinde, “Seçim sonrası sürecin iyi yönetilmesi gerektiği ve önümüzdeki dört yılın bir fırsat olduğu, bu sürecin iyi değerlendirilmesi halinde seçmenin güveninin yeniden kazanılabileceği” görüşü hakim. Ancak, partinin eski alışkanlıklarına dönemeyeceğine inananların sayısı dikkat çekici.
İstanbul’da, CHP adayı Ekrem İmamoğlu ile ilgili ‘para sayma’ iddialarının partide krize yol açtığı belirtiliyor. Söz konusu videonun kampanya ekibine ve genel merkeze daha önce ulaştığı, ancak 2019 yılına ait olduğu için kullanılmasının yararlı olmayacağı düşünüldüğü ifade ediliyor. Videonun, parti yönetiminin bilgisi dışında, bu tür sahnelemeleri seven bir grup tarafından paylaşıldığı anlaşılıyor. Bu durum, parti içindeki bölünmelerin ve merkezi karar mekanizmasının zayıfladığının bir göstergesi olarak yorumlanıyor.
(habererk.com)