Av. Altun, Bursa Barosu Başkanlığı’na yeniden aday
Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun, göreve yeniden aday oldu. Meslektaşlarıyla kahvaltı yapan ve adaylığını ilan eden Altun, “Daha yapacak çok işimiz var” dedi.
Av. Gürkan Altun, basının da davetli olduğu adaylık açıklamasını Adliye yakınındaki Bahçe Güveç Lokantası’nda yaptı. Altun, konuşmasında mesleki sorunların çözümü, avukatlara yönelik saldırılar, Bursa Barosu’nun faaliyetlerini ve Bursa ve yurt genelinde müdahil oldukları davaları anlattı. Altun’un konuşması şöyle:
“KANIMIZ DÖKÜLDÜ, CANIMIZ GİTTİ”
“Bursa Barosu önümüzdeki yıl 110. yaşına basacak. Kurulduğu 1909 yılından itibaren vatan sevdalısı ve daha sonra Cumhuriyet’le birlikte Atatürkçü, yurtsever, çağdaş ve her zaman hukukun üstünlüğüne inanan avukatlarca yönetilen bu köklü kurumun yönetimine iki yıl önce aday olduğumuzda sorumluluğumuzun bilincindeydik.
Nitekim daha önce yönetim kurullarında görev aldığımız Bursa Barosu’nda nöbet sırasının bize geldiğinin farkındalığıyla aday olduğumuz 8-9 Ekim 2016 tarihindeki genel kurulda çoğunluğun teveccühüyle göreve getirildik. Geniş açıdan baktığımızda iki yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Fakat yaşadıklarımızı tek tek incelediğimizde görüyoruz ki, yargının kurucu üç unsurundan biri olan savunmanın temsilcileri olan bizler bu iki yılda ne çok gerilim yaşamışız, ne çok badire atlatmışız. Gerilimi sıkıntıyı bir tarafa bırakalım, saldırılara uğramış kanımız dökülmüş ve can vermişiz.
“BIKMADAN USANMADAN ANLATTIK”
Kabaca baktığımızda bir anayasa referandumu, bir cumhurbaşkanlığı ve bir de genel seçim yaşadığımız bu iki yılın büyük bölümü zaten 2016’nın 15 Temmuz’unda gerçekleşen darbe girişiminin getirdiği OHAL koşullarında geçti ki, bu süreçte en çok yargı ve avukatlık mesleği örselendi. Uzun süre, hukuk içinde hukuksuzluğu getirecek, Türkiye’nin üniter yapısını ortadan kaldıracak anayasa değişikliğinin yanlışlarını halka anlatmaya çalıştık. Paneller, konferanslar düzenledik.
Meslek içi çalışmalar kapsamında otuzun üstünde panel, konferans ve sempozyum yaptık. Uzlaştırıcılık, arabuluculuk ve bilirkişilik alanlarında sertifika programları gerçekleştirdik. Kültür, sanat ve spor alanlarında kesintisiz faaliyet gösterdik. Dezavantajlı gruplara yönelik sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştirdik. Toplumun siyasal, kültürel ve sanatsal hafızasında yer tutan kişilerle söyleşiler yaptık.
“HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ SAVUNMAKTAN VAZGEÇMEDİK”
Baroların görevi, meslek örgütü olmakla birlikte sadece mesleki sorunlar olmamalıydı. Bursa Barosu’nun ve elbette diğer barolar ile Türkiye Barolar Birliği’nin gücü, hukuksuzluklara karşı verilen mücadeleden rahatsız olan kimi çevreler tarafından çeşitli vesilelerle kırılmaya çalışılsa da hiçbir zaman hukukun üstünlüğünü savunmaktan vazgeçmedik.
Ne insan hakları ihlallerinde, ne mesleki konularda, ne de kent suçlarında sessiz kaldık. Nerede hukuksuzluk varsa müdahale ettik, koşulları oluştuysa dava açtık. Meslektaşlarımızın sudan bahanelerle yargılandığı İstanbul’daydık, Ankara’daydık, Uşak’taydık, Antalya’daydık, Adana’daydık… Bursa’da onlarca çevre davası, kentsel dönüşüm plan iptali davaları, kadın ve çocuklara yönelik onlarca şiddet ve istismar davası yanında, Ankara Sincan’da FETÖ Çatı Davası; Gar Katliamı; Nuriye-Semih; Soma maden cinayeti; Özgecan Aslan cinayeti, Cumhuriyet Gazetesi; Berkin Elvan, Tarikat kurbanı masum kız çocuklarının can verdiği Aladağ yangını; Van’da 38 günlük Tatar Bebek’in cinsel istismarı; İzmir’de küçüğe cinsel istismar; Silopi’deki panzer davasında da müdahil olduk.
“BURSA BAROSU TARİHİNİN EN KALABALIK YÜRÜYÜŞÜ”
Ülke çapında hukuksuzluklarla mücadele ederken, biz avukatlar hep itildik, kakıldık, saldırıya uğradık, bıçaklandık, öldürüldük. Avukatlara yönelik saldırılarda faillerin gözaltına alınmaksızın salıverilmelerini protesto etmek için Adliye önünden Kent Meydanı’na kadar cübbelerimizle yürüdük. Bu yürüyüş, Bursa Barosu tarihinin en kalabalık yürüyüşüydü.
Zamansız kaybettiğimiz meslektaşlarımızın acısı hala taze. Unutmamak ve unutturmamak, anılarını yaşatmak için adlarını hizmet birimlerine vermek yanında adlarına şiir ve hukuki makale yarışmaları düzenledik. Geçtiğimiz iki yıl içersinde hangi meslektaşımızın başına bir olay gelse, başı sıkışsa ya Bursa Barosu Başkanı olarak bizzat ben ya da yönetim kurulu ve Avukat Hakları Merkezi’ndeki arkadaşlarım derhal yardımına koştuk. Meslektaşlarımızın çalışma alanlarındaki gereksinimlerini karşılamak için ne gerekiyorsa yaptık. Görevdeki daha ilk aylarımızda Cezaevi Avukat Bekleme Odası’nı hizmete açtık. Mülkü Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ait Baroevi’nin yap-işlet-devret süresi bitmişti, yeniden ihalesi yapıldı ve bu binayı Adli Yardım ve Kadın Hakları Merkezi’ne dönüştürdük.
“KAPIMIZ MESLEKTAŞLARIMIZA HEP AÇIK OLDU”
CMK Servisi’ni fiziki koşulları günden güne yetersiz hale gelen Adalet Sarayı içinden çıkararak, yine Uluyol’da kiraladığımız bağımsız binaya taşıdık. Bu yeni binanın giriş katını da CMK eğitim salonu olarak kullanmaya başladık. CMK eğitimlerini neredeyse her ay periyodik yapmaya başladık ki hedefimiz iki haftada bir eğitim yapmaktır.
Toplumsal sorumluluğumuz gereği çeşitli medya organlarında hukuki konularda vatandaşlarımızı bilgilendirdik. İlgili komisyonlarımızın faaliyetleri kapsamında meslektaşlarımızı görevlendirerek okullarda binlerce çocuk ve kadına haklarını anlattık. Baroda görev almadan önce bile meslektaş dayanışması adına WhatsApp üzerinde kurduğumuz mazeretim var grupları ile yargının meslektaşlarımıza yaşattığı sorunları bir nebze de olsa hafiflettik ve kolaylaştırıcı olduk. Baroda kapımızın meslektaşlarımıza her daim açık olmasının yanında bu gruplar üzerinden bir mesaj kadar yakın olduk, sorulara en çabuk şekliyle cevap verdik.
“TALEPLERİMİZİN TAKİPÇİSİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”
CMK avukatlık ücretlerinin normal avukatlık asgari tarifesine çekilmesi için taleplerimiz maalesef yine bu konuda yasal düzenleme yapmayanların engeline takıldı. Mevcut tarifenin iptali yönünde TBB ve birçok baro gibi biz de dava açtık. Avukat yanında çalışan meslektaşlarımız için göreve gelir gelmez yaptığımız asgari ücret artışı, Danıştay’ın yönetmelik iptali ile ancak tavsiye niteliğinde kaldı. Her fırsatta dile getirdiğimiz hukuk fakültesi enflasyonu ve avukatlık sınavı getirilmesi, avukatların mesleki ve hayat standartlarını artırma, görevi başında ve görevi nedeniyle öldürülen meslektaşlarımızın şehit sayılması konularında milletvekillerimize görüş ve taleplerimizi, yasa taslakları ile birlikte ilettik. Bu ve benzeri taleplerimiz yasa koyucunun önümüzdeki yasama döneminde yapmasını beklediğimiz düzenlemelere kaldı. Ancak yine de bu işlerin takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Meslektaşlarımız için, savunma mesleği için ve Bursa Barosu için daha yapacağımız çok şey var. Bunun için 13-14 Ekim 2018 tarihlerinde yapılacak Bursa Barosu Olağan Genel Kurulu’nda meslektaşlarımın karşısına yeniden başkan adayı olarak çıkacağımı duyuruyor, katıldığınız için hepinize teşekkür ediyorum.”