Babacan: Erdoğan’ın Bahçeli’yi kurtardığı kesin!
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Bahçeli’nin ‘Yeni yüzyılın kurtarıcı lideri Erdoğan’ sözlerine sert tepki gösterdi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, 18 Şubat Pazartesi akşamı Halk TV’de “Sözüm Var” programında Şirin Payzın’ın moderatörlüğünde gazeteciler Barış Terkoğlu, Seyhan Avşar ve Kürşad Oğuz’un sorularını yanıtladı. Ali Babacan programda yaklaşan yerel seçimler, ekonomi, DEVA Partisi’nin kurmayı planladığı meclis grubuyla ilgili konuştu.
Ali Babacan’ın konuşmasından başlıklar şu şekilde:
“Bahçeli’yi kaç kere kurtardı”
“Ne diyor Bahçeli, ‘yeni yüzyılın kurtarıcı lideri olarak…’ ‘Kurtarıcı’ diyor. Bahçeli’yi kurtardığı kesin Erdoğan’ın. Kaç kere kurtardı yani. Şimdi eğer yargı yoluyla iktidar müdahale etmeseydi, bugün MHP’nin başında Meral Akşener vardı değil mi? Onu unutuyoruz. Meral Hanım parti içerisinde Devlet Bahçeli’ye rakip olarak çıkmadı mı, yarışmaya başlamadılar mı; ama yargı yoluyla Meral Hanım’ın genel başkanlığı engellendi.”
“Bahçeli’ninki nasıl ortaklık? Ne karşılığında ortak?”
“Bahçeli’ninki nasıl ortaklık? Peki ne karşılığında ortak oluyor? Yargıya ve bazı bakanlıklara nüfuz etme, bürokraside içten içe hakimiyet kurmak için bunu yapıyor. Ama böyle yargıya, bu kadar siyasi bir damarın nüfuz etmiş olması, aynı programın başında konuştuğumuz futbol gibi, yargıda ne tarafsızlık bırakıyor ne bağımsızlık bırakıyor.”
“Tarafgirlik, yanlış ilişkiler, masalarda para desteleri; bunlar yanlış işler”
“Tarafgirlik, yanlış ilişkiler, masalarda para desteleri falan; bunlar yanlış işler. Allah aşkına, yazıktır günahtır. Bir yandan fakirlikten millet kırılıyor, bir yandan milyon dolardan aşağıya telaffuz yok. En son şu Hatay meselesi değil mi? Telefonda üç diyor, beş diyor. Bahsettiği rakamlar milyon dolar ya. Milyon dolarlardan bahsediyor. Allah aşkına ya. Çok yanlış bir yere gidiyoruz. Bu kültür Türkiye’de normalleşiyor. Bunu güç gösterisi gibi sunuyorlar.”
“Sarı kartı taklit etmek kolay”
“Sarı kartı ben gösterdim, benden sonra bir sürü taklit eden oldu biliyorsunuz. Baktım, millet hep sarı kart göstermeye başladı. İlk gösteren benim. Sorun yok. Ben diyorum ki, bunu taklit etmek kolay. Bu perakende 40 liraya satılıyor, biz bunu toptan 6 liraya yaptırıyoruz bütün teşkilatımız için. 40 lira versen en pahalısını cebine koyuyorsun, taklit ediyorsun. Şunları (eylem planları) bir taklit etsinler de görelim diyorum. İddia ediyorum, bir tane parti çıksın, bunlarla yarışan, Türkiye’nin yarınlarıyla ilgili bu kadar detaylı plan program; hepsinin bütçesi planlanmış, takvime bağlanmış; bir tane parti çıksın ortaya koysun görelim diyorum.”
“İstanbul’da İdris Şahin haricinde kim kazanırsa kazansın üzülürüm”
“İstanbul’da İdris Şahin haricinde kim kazanırsa kazansın ben üzülürüm. Bir tek İdris Şahin kazanırsa sevinirim, çünkü kendi partimizin adayı. O kadar yani. Biz kendimiz iddiayla giriyoruz. Bakın DEVA Partisi kurulduktan hemen sonra Altılı Masa’ya oturduğumuz için ciddi bir algı sorunu var. Onun farkındayım. Ama bizim farklı olduğumuzu, kendi özgün bir iddiamız olduğunu ortaya koyuyoruz.”
“Arka arkaya yanlış kararlar alan yargıçlarla ilgili yaptırımlar olması lazım”
“Eğer Anayasa Mahkememiz, kendi mahkememiz, %95 oranında vatandaşımızı haklı, mahkemeyi haksız bulduysa, o kararı veren hakimlerle ilgili herhalde bir şey yapmak lazım, değil mi? ‘Sen benim bu vatandaşımın neden hakkını yedin ya? Bak, Anayasa Mahkemesi suçsuz diyor, sen bunun hakkını yemişsin. Hakkını ihlal etmişsin. Niye yaptın?’ diye bunun bir çağırıp bir hesap sorması lazım. Arka arkaya yanlış kararlar alan, arka arkaya hak ihlaline sebep olan yargıçlarla ilgili de yaptırımlar olması lazım.”
“Bütün şehirler donatılmış durumda, bu para nereden geliyor?”
“Bu seçim belki Türkiye’nin en çok israfın olduğu seçimdir. Bir de şimdi soruyor musunuz, bu para nereden geliyor diye? Bütün şehirler donatılmış durumda. Ben her yere gidiyorum. Para nereden geliyor, ya devletten geliyor. Paranın köküne inip baktığınızda… Devletten geliyor, belediyelerden geliyor, ya da belediye başkanından umanlardan geliyor.”
“Sen seçilmişsin, kendi işine bak arkadaş”
“Bizler ayrıldıktan sonra çuvalladı. Bizler ayrıldıktan sonra hiçbir başarı üretemiyor. Ekonomiyi de batırdı. Hukuk, adalet de tanımıyor artık. Bunların hepsini biliyor ve bilinç altında aslında kendisinin en çok tedirgin olduğu, ‘İleride gelirse zarar buradan gelir’ dediği aslında biziz. Onun için arada bir ağzına doluyor. Bunlar CHP ile şöyle yaptı, böyle yaptı. Ya sana ne? Sen seçilmişsin, kendi işine bak arkadaş.”
“Çözüm sürecinin sahiplerinden hiç kimse şu anda hükûmet içerisinde yok”
“Çözüm sürecinin sahiplerinden hiç kimse şu anda hükûmet içerisinde yok, AK Parti içerisinde yok. Bunların hepsi ayrıldılar ya da uzaklaştırıldılar. O günkü çözüm sürecinin asıl gayret edeni; olgunlaştıran, çaba gösteren, samimi şekilde çözüm için uğraşan kadro vardı. Hatta bu kadro biraz ön plana çıkmaya başladığında Erdoğan bundan rahatsız oldu.”
“Sadece silahlı kuvvetleri kullanarak mücadele yetmiyor”
“Orada eli silahlı insanlar var ve biz de askerî gücümüzle, silahlı gücümüzle bunu yok etmeye çalışalım. Kırk yıl geçti ya, kırk yıl. Halloldu mu? Olmadı. Çözüldü mü? Çözülmedi. Demek ki o tarafta da sadece silahlı kuvvetleri kullanarak mücadele yetmiyor. Orada diplomasi gerekiyor, orada uluslararası ilişkiler gerekiyor, orada örgütü yalnızlaştırmak gerekiyor.”
“Erdoğan’ın yeniden seçilmesi zam yağmuru demiştim, oldu”
“Erdoğan’ın yeniden seçilmesi zam yağmuru demiştim, oldu. Erdoğan’ın yeniden seçilmesi yoksulluğun artması demiştim, oldu. Erdoğan’ın yeniden seçilmesi yüksek faiz, yüksek kur, yüksek enflasyon demiştim, hepsi oldu. O videoyu açın izleyin, Erdoğan’ın yeniden seçilmesi şu demektir dediğim ne varsa gerçekleşti.”
“Madde bağımlılığı gibi, para basmaya alıştığınız zaman oradan geriye dönmesi çok zor”
“Bu madde bağımlılığı gibi bir şey. Para basmaya alıştığınız zaman oradan geriye dönmesi çok zor bir şey. Gizli saklı iş yapmaya başladığınız zaman oradan şeffaflaşmak çok zor bir şey. Dolayısıyla, bunlar para basmaya alıştı, gizli saklı iş yapmaya alıştı. Maalesef yeni ekonomi yönetimi de bu kötü alışkanlıklardan bir türlü sıyrılamıyor.”
“Seçime iki-üç hafta kala devreye giriyorlar, dezenformasyonu yapıyorlar”
“Trump’ın ilk seçildiğinde, o meşhur Cambridge Analytica skandalının ortaya çıktığı dönemde de metot aynı, Brexit’te de metot aynı. Bütün bu kötü niyetli çabaların metotu şu: Seçime iki-üç hafta kala devreye giriyorlar, dezenformasyonu yapıyorlar, daha düzeltme yapılamadan, insanlara ‘öyle değil kardeşim doğru budur’ falan diye düzeltme yapılamadan vurup geçiyorlar.”
“Bizim kendimiz olmamız gerekiyor”
“Kendimizi kendimiz olarak anlatmak zorundayız. Bunu da kendi yolumuzda yürüyerek, daha çok kitlemizi genişlete genişlete yapmak zorundayız. Şununla beraber anıl, bununla beraber anıl. Kurulduk kurulalı bu beraber anılmaklardan da kurtulamadık, Allah aşkına. Yok AK Parti’ymiş, yok şuymuş buymuş. Bizim kendimiz olmamız gerekiyor. Çünkü kendimizden eminiz bakın.”
“Grup kurmayla alakalı artık bir hedefimiz var”
“Bizim grup kurmayla alakalı artık bir hedefimiz var, bir gayretimiz var. Ve bu hedef ve gayret birkaç ay öncesine kadar yoktu; doğru bulmazdık. Ama zaman içerisinde, diyelim ki seçim olmuş bitmiş, ama bir partinin tutumu, politikaları tamamen değişmiş, başka bir yere doğru gitmiş. Milletvekilleri memnun değil. O milletvekilleri bizim ilke ve değerlerimizi benimsiyorlarsa, bizim duruşumuzu tutumumuzu beğeniyorlarsa, beraber yol yürüme imkânı varsa, biz milletvekili sayımızı artırmak ve bunu grup kuracak sayıya ulaştıracak, hatta daha üstüne geçmeyi isteriz.”