Bakan Soylu’dan ‘küfürleşme’ iddialarına yanıt
Ümit Özdağ’ın “telefonda küfürleştik” iddiasına Süleyman Soylu’dan, “Velev ki böyle bir hata işlemiş olalım, kişi ne kadar pespaye, aşağı olursa olsun, özür dilerim ben. Ama böyle bir şey söz konusu değil” cevabı geldi
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın kendisini telefonda küfür etmekle suçlamasına ilişkin olarak, “Velev ki böyle bir hata işlemiş olalım, kişi ne kadar pespaye, aşağı olursa olsun, özür dilerim ben. Ama böyle bir şey söz konusu değil” ifadelerini kullandı.
Van’da gazetecilerin sorularını cevaplayan Bakan Soylu’ya, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın kendisi hakkındaki “küfür” iddiaları soruldu.
T24’ün aktardığına göre, Süleyman Soylu bu soruyu şöyle cevapladı:
“Eğer meydandaysan muhakkak ki kazalarla karşı karşıya kalırsın. Bizim işimiz budur, birçok yalanla, iftirayla, taciz ve tehditle karşı karşıya kalabiliriz.
Bizim ağzımıza küfür yakışmaz, doğru da değil. Biz sadece ülkemizi yönetmek için çaba sarf etmiyoruz, gelecek nesillere de bir model olmak durumundayız.
Velev ki böyle bir hata işlemiş olalım, kişi ne kadar pespaye, aşağı olursa olsun, özür dilerim ben. Ama böyle bir şey söz konusu değil.
İsimsiz, bilmediğiniz telefonlar geliyordur size de. Geçen Mardin’e giderken bir mesaj geldi, mesajda tehdit var, taciz ve iftira var. Telefon açtım, kimsiniz dedim, kendini tanıttı. Bu mesajlar ayıp değil mi ya… Sonra konuşma tonunu değiştirdi, ben de televizyonlarda, kamuoyunda açık olarak söylediğim sözleri söyledim, başka bir söz söylemedim, telefonu kapattım.”
ÜMİT ÖZDAĞ NE DEMİŞTİ?
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile aralarında geçen telefon konuşmasını Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk’e şöyle anlattı:
“Süleyman Soylu ile benim aramda mesele kişisel değildir. Soylu bana ilk kez Antalya’da Göç İdaresi Başkanlığı’nın çalıştayında hakaret etti. Fakat bağımsız Türk yargısından bunun hakaret olmadığı kararı çıktı. Bu küfürleşme benim açımdan da Türkiye açısından da kişisel bir mesele değil. Bir baskıcı rejimin İçişleri Bakanının, bir parlamentere ve parti genel başkanına politikalarını engellediği için ve deşifre ettiği için nefret kusmasıdır. Benim Soylu’nun temsil ettiği rejimle kavgam Türkiye’de demokrasi ve hukuk devleti kavgasının yansımasından ibarettir.
‘WHATSAPP’TAN UYARDIM’
– Soylu neden yıllardır Özdağ’a hakaret ediyor? Çünkü Soylu’nun, Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Türkiye’nin demokratik yapısını bozan, Anadolu’yu bir iç savaşa sürükleyen, emperyalist projelere hizmet eden politikaları karşısında duran tek parti Zafer Partisi’dir. Kavganın en önemli boyutu Anadolu’nun Türksüzleştirilmesine karşı Zafer Partisi’nin gösterdiği direnç ve Soylu’nun ümmetleştirme politikasıdır.
– Bir TV programında bana, 86 yaşındaki anneme, aileme hakaret etti. Göç İdaresi Başkanlığı kanalıyla fonlamış olduğu pejmürde, ahlaksız siteler aracılığı ile ben ve parti yöneticileri ile ilgili ahlaksız haberler yaptırıyor. Bu konuda kendisini WhatsApp üzerinden ağır şekilde uyardım. Yaptırmış olduğu bizimle ilgili bir pis haberi kendisine yollayarak uyardım. Birkaç dakika sonra beni aradı.
– Soylu, telefonda ‘Siz beni tehdit ediyorsunuz” dedi ve küfür etmeye başladı. O küfürler edince, ben de anlamış olduğu dilden cevap verdim. Almanya’da bir içişleri bakanı, değil bir milletvekiline, sade bir vatandaşa küfretse görevden alınır.
‘ALP’TEN ÖZÜR DİLERİM’
– Süleyman Soylu küfür ettiğinde, benim de buna karşılık verdiğimde çok az gördüğüm 10 yaşındaki oğlum Alp’le birlikteydik. Tabii o da küfürleşmeleri duydu. Bana dedi ki; “Baba, Türkiye de 85 milyon vatandaş var, bir tanesi İçişleri Bakanı ile küfürleşiyor. O da benim babam.” Sevgili Alp’ten de böyle bir şeye şahit olmak zorunda bıraktığım için özür diliyorum. Ama Türkiye’nin geleceğinde Süleyman Soylu türü siyasetçilerin olmaması için mücadele verilmeli.”
(ciddigazete.com)