BAŞÖRTÜSÜ

03.11.2022
A+
A-

Laiklik sistemi zaten anayasal güvenceye alınmıştır. Din ile devlet ilişkileri mevcut kanunda açıkça ifade edilmiş, hak ve özgürlüklerin sınırları çizilmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün yapmış olduğu devrimlerin tamamı mevcut sisteme uygun olarak düzenlenmiştir. Yani isteyen başörtüsünü takar, isteyen saçını açar Bunun için ayrıca bir kanun çıkarmaya veya  başörtüsünü anayasal güvenceye almaya hiç gerek yoktur.

Türkiye’nin meselesi başörtüsü değil, laiklik sisteminin doğru bir şekilde uygulanıp uygulanamamasıdır.

Siyasi iktidarlar uygulamada kendi keyfiyetlerine göre hareket etmekte ve bu meseleyi siyasi rant haline getirmektedir.

Mesela kurumlar arasında kılık kıyafet mevzuatı vardır. Bu mevzuata göre hemşireler kep takmak zorundadır. Hemşire kıyafeti, o mesleğin milli kıyafetidir. Keza polis ve askerler için de üniformanın tamamlayıcısı şapkadır. Şapkayı çıkarıp başörtüsü takmak o mesleğin kılık kıyafet etiğine uygun olmadığı gibi devletin rejimi açısından da sıkıntılı bir sürecin başlangıcı olabilir.

İran’ın nasıl Molla rejimine dönüştüğünü unutmayalım.

Ülkemizde anayasal güvenceye alınacak o kadar çok konu var ki, sayın milletvekillerinin öncelikle bunlara kafa yormasını tavsiye ediyorum.

Cumhuriyetimizin 100. yılını kutlayacağımız 2023 yılında milletvekillerimiz bugün sorun olmayan başörtüsünü hala dillerine dolayıp konuşuyorlarsa sorun başörtüsünde değil, onların zihniyetindedir..

Müslüman Türk milleti zaten dini inançlar gereği istediği şekilde istediği kıyafeti giyebilmektedir. Başörtüsü ile ilgili üniversitelerde yaşanan sorunlar da çözüldüğüne göre artık başörtüsünden bahsetmek kendi kendimizi kandırmaktan başka bir şey değildir.

Birazcık ekonomiye dönün lütfen…

YORUMLAR

  1. Fahrettin Savaş Konar dedi ki:

    Onların derdi yazınızın sonunda yarasına bastığınız “ekonomi”nin gündemden düşürülmesidir; başörtüsü ise, bahaneleridir… FSK