Besiciye çifte bayram!
Bir fenalığı savmak, bir iyiliği dilemek, bir iyiliğe teşekkür etmek insanoğlunun kadim kültürüdür.
Bunun için kurban adamış, vermiş, kurban kesmiş insanoğlu.
Çok tanrılı dinlerden tek tanrılı dinlere geçişte de etkin olan bu kültür, İslam dinimizce iyice pekiştirilmiştir.
Ve ritüel, Allah’a yaklaşmak ve onun rızasını kazanmak için, uygun hayvanların kesilmesi şeklinde uygulanmıştır.
***
Ülkemizde bu amaçla geçen yıl yaklaşık, 3.548.000 baş hayvan, kurban için kesilmiştir.
Bunun 866.000’i büyükbaş, 2.682.000’i küçükbaş hayvandır.
Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Sayın Özden Güngör’e göre bu durum, yaklaşık 10 milyar TL’lik bir ekonomik hareketliliğe tekabül etmektedir.
***
Entansif yani tarımsal kârlılık esaslı işletme besiciliğini saymazsak ülkemiz de besicilik genel de kurban besiciliği şeklindedir. Yani kurbana endekslidir. Küçük işletmelerin ayakta kalabilmesinin yolu ve aracı, kurban satışları / pazarı olarak algılanmış, bu şekilde sürdürülegelmiştir. Besicilik ve hayvancılığımız açısından bu algı ve kurbana endeksli besicilik, çok önemli bir sorun, yanlış ve verimsiz bir tarzdır. Her ne kadar da ekonomik taraftan bakıldığında, talebin pik noktası, arzın beklediği ve arzu ettiği bir nokta olsa dahi, yapısal olarak doğru olmadığı gün gibi ortadır.
Nasıl derseniz?
Son 8 yıldır yaşanan hayvancılık ve hayvan ithalatı krizlerine bakın derim.
Şimdilik, bu üretim ve verimlilik yanlışına dair teknik sorunu, bir kenara bırakıyorum.
Asıl dikkat çekmek istediğim husus: Bahse konu klasik besicilik işletmelerinin bu yıl ki arz ve talep piyasasından nasıl etkileneceği sorusu?
Ve kamunun bu konuda ne düşündüğü?
Çünkü bu yıl iyice sıkışan ekonomi içerisinde, kesilecek hayvan sayısının hissedilir derecede düşeceğine dair bir korku ve endişe taşıyorum.
Onca umut, onca emek ve neredeyse bir yıl boyunca yatırılan sermayenin alıcısı olmazsa ne olacak?
ESK, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi elde kalan hayvanları piyasa fiyatları üzerinden alacak mı?
Üstelik depoları et dolu olduğu halde!
Mesela; ülkedeki pazarın neredeyse yarısını oluşturan İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Samsun gibi Büyükşehir belediyelerinin, kırsal kalkınma dairelerinin bu konuda bir fikri ya da planı var mı?
Yine mesela; bu defalık elde kalacak olan kurbanlıkları, ESK fiyatının hiç olmazsa 2 TL/CA üzerinde alabilirler mi? Alıp, en kötü olasılıkla yine ESK’ya satıp; çiftçimizi sübvanse edebilirler mi?
Hem ihtiyaç sahiplerinin, hem de besicilerin bayramlarına bayram ekleyebilirler mi?
Maliyet mi?
İnanın, iki alt-üst geçit parasını geçmez.