Bindik bi alamete gedeyoz gıyamete… Amanieyynn
Pazar günü sosyal medyayı takip edince aklıma hemen rahmetli Cem Karaca’nın şarkısı geldi; ”Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete”, dinlemenizi tavsiye ederim. Ne güzel anlatmış bu günü.
Sedat Peker, beklenen 7. videosunu pazar sabahı yayımladı ve bir önceki yazımda dediğim gibi bilinen ama konuşulmayan konuları anlatacak demiştim, tam da öyle oldu.
İlk değerlendirmek istediğim; kamuoyunun fazla bilmediği Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adala’nın öldürülmesi.
Gazeteci Kutlu Adalı, 1996 yılında neden ve kimler tarafından öldürüldü?
Kutlu Adalı, Rauf Denktaş’ın yakın mücadele arkadaşlarından biriydi, fakat son zamanlarda Kıbrıs’ta tarihi eserlerin çalındığına dair yazılar kaleme alınca araları bozuldu. O dönemler Barnabas incili pazarlaması oldukça revaçta bir konuydu. Türkiye, Ortadoğu ve Kıbrıs’ta Barnabas İncilleri bulunmuştu.
Barnabas incili neden önemli?
Barnabas incilinde Hz. Muhammed’e din müjdelenmiş olmasının yer alması ve bu yüzden değerinin milyonlarca dolar edeceği düşünülerek bulunan her Barnabas incili çalınmak istenmiş. Sonrasında çalanların elinde kalmıştır. Çünkü satılmak istenen yer Vatikan’dır ama Vatikan incilin diğer İnciller kadar kıymetli olmadığını açıklamıştır. Çünkü çok sayıda hatta binlerce sahte Barnabas incili yazılmış, piyasaya sürülmüştür.
İşte Kıbrıs’ta bulunan Barnabas kilisesinden çalınan Barnabas incili yüzünden yani aç gözlülerin sırf Vatikan’a bu incili satmak için bu konularda yazıları kaleme alan gazeteci Kutlu Adalı’nın öldürüldüğü Kıbrıs basınında günlerce yazıldı çizildi, lakin bir sonuç çıkmadı.
Barnabas incili yüzünden Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümü ve Susurluk’ta meydana gelen kaza dahi ilişkilendirildi fakat hiçbir belge ortaya çıkmadı. Hatta kazada hayatını kaybeden Abdullah Çatlı’nın çantasında Barnabas incili olduğu iddia edildi.
Susurluk kazası ile ilgili yıllar sonra kazada hayatını kaybeden Emniyet Müdürü Hüseyin Kocadağ’ın birinci dereceden yakını kazayı anlattı. Kazanın ne Barnabas incili ile ne derin devlet ile alakası var, sadece menfaat şebekesi.
Sedat Peker’in gündeme getirdiği gazeteci Uğur Mumcu suikastı, bu konuda çok yazı kaleme aldım ve ilk defa gündeme getirmiş olayım.
Uğur Mumcu’yu hangi güç öldürdüyse Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Jandarma Genel Komutanı Org. Eşref Bitlis ve Eski Bakan Adnan Kahveci’yi aynı güç öldürmüştür. Yıllardır Uğur Mumcu suikastı tek taraflı ve siyasi olarak ele alınıyor.
Bir düşünün; bir ülkenin Cumhurbaşkanı hayatını kaybediyor ve ölüm nedenini bilmiyoruz. Bir genel komutanın bindiği uçak düşüyor, sebebini bilmiyoruz. Eski bir bakan aracıyla ters yöne giriyor, o tabela nerede bilmiyoruz. Araştırmacı gazetecinin arabasına bomba konuluyor ve katlediliyor, kimin yaptığını bilmiyoruz.
Bir tuğla çekersek duvar yıkılır denildi yıllardır, o zaman şu soruyu sormak gerekiyor:
Bu duvar ne duvarı ve kim ördü?
Peker’in uyuşturucu ticareti ile gündemi getirdiği iddialar ise diğerleri gibi soruşturmaya muhtaç konulardır. Uyuşturucu ve kumar geliri paraya zaafı olanlar için bulunmaz fırsattır. Siyasetçiler devletin içine nüfus etmeyi bıraktıkları zaman Türk adaleti ve polisin suçlarla mücadele konusunda başarılı olacağına inananlardanım. Tabi bugün için değil ne yazık ki.
Siyaset gündeminde Sedat Peker’in açıklamalarına ‘lağım patladı’ benzetmesi yapılıyordu ama biz artık bataklığı görmeye başladık.
Cem Karaca’nın şarkısında dediği gibi;
Bindik bi alamete gedeyoz gıyamete,
Amanieyynn.
Yol dediğin yol gibi
Ulaşmalı bir yere
Biz dön baba dönelim
Geliyoz aynı yere
Bu döngü kısır döngü
Başı var da sonu yok
Dönüyom dönemiyom
Sonunda bir cıgış yok
Amanieyynn.
***
Yerel ve genel seçim
Seçin bakalım seçin
Ki dön baba dönelim
Aynı yere gelelim
Çete çeteye çatmış
Çete çete içinde
Battık buruna kadar
Cafer getir peçete
Amanieyynn.