Bir seçim analizi! (2)
Avukat Ercan Korkmaz
Sevgili dostlar,
Seçime dair son analizimi de paylaşıp noktayı koymak istiyorum.
Bildiğiniz üzere çatı aday, çıldırtacak aday, ekonomi bilen, başarı hikayesi olan aday derken Akşener’in tavrı ve parti içi baskılar sonucunda adayımız Muharrem İnce olmuştu.
Bu moralle birlikte referandumdaki oy oranları, MHP/İYİ Parti bölünmesi, MHP’nin düşük oy alacağı düşüncesi, SP’nin cumhur ittifakına yanaşmaması, ülkedeki ekonomik kriz ve jeopolitik gelişmeler, 50 günlük mitingler, TV programları, meydanlar, aday sayısı bizi umutlandırmış ve ikinci tura hazırlık yapar olmuştuk. Zira Ekmelettin vakasından sonra bu kez içimizden biriydi ve sandığa, partiye küskünlük olmayacaktı.
Diğer yandan aklı başında olup analiz yapabilenler, önceki seçimleri ve toplumun yapısını bilenler, iktidarın ne olursa olsun kazanmak ve atı alıp Üsküdar’ı geçmek isteyeceğini de tahmin ediyorlardı. Lakin girilmemiş kavga hep kaybedilmemiş kavgaydı ve morale, kenetlenmeye ihtiyaç vardı.
Eşit olmayan bu seçimde partilerin alacağı oyu hesap etmek için ne anket yapmaya ne de araştırma şirketi sahibi olmaya da gerek yoktu.
7 Haziran, 1 Kasım seçimleri ve referandum iyi bir veriydi bizler için. Üstelik ülkenin durumu referandumdan daha kötüydü ve referandum cephesi daha da genişlemişti.
Muharrem İnce’nin meydanlarda, televizyonlarda ekonomiye ve geleceğe, iç ve dış siyasete dair ne söylediği, plan ve programları çok önemli değildi zira seçmen kitlesi hazır cevaplığına, Erdoğan aleyhtarlığına ve aslında yıllardır kızdıkları Erdoğan vari tarzına tavdı.
İyi bir kürsü siyasetçisi, iyi bir hatip olan, şiirler okuyan, şiirler yazan İnce bu kısa sürede oldukça da başarılı oldu. Hakkını teslim etmek gerekir.
Lakin prematüre doğan adaylığının 16 senelik iktidarında başına gelmedik birşey kalmayan Erdoğan’ın Türkiyesi’nde yaşama şansı yoktu. Yaşamasını kardeşleri dışında ebeveynleri de istemiyordu aslında!
Kendisi hepimizin cumhurbaşkanı olmak istiyordu lakin baştan beri kuşatılmış CHP genel merkezinin adayı bile değildi aslında!
1 Mart tezkeresinden sonra kuşatılan ve zaaflarına ve hırslarına yenik düşen yönetim kadrolarına teslim edilen kurucu partinin tüm kadrolarının gözü önünde olmuştur her şey ve yavaş yavaş teslim alınmıştır rejim.
İkidir kendi aday olmayan, meydanlara çıkmayan, STK’lar ve sınırlı iş dünyası buluşmalarından öteye gitmeyen, adaletin olmadığı bir ülkede adalet yürüyüşü yapıp milletvekili dokunulmazlığını kaldıran, yıllardır aynı ekiple yürüyen, parti ilkelerinden uzak kişileri en tepeye koyan, parti ilkelerinden uzak Ekmelettin’i hiç düşünmeden aday yapan, partisini iktidara taşıyamayan ve istifa ve değişimin önündeki bir genel başkanın bundan böyle genel başkanlık koltuğunu işgal etmek dışında ülkeye vereceği hiçbir şey yoktur.
Tatilden dönen ve bugün Hürriyet gazetesinden Ayşe Arman’a röportaj veren Muharrem İnce’nin de ülkeye ve partiye vereceği bir şey yoktur. Zira seçim gecesi gördük ki o da bundan böyle oyunun bir parçasıdır.
Bugünkü, “Bir yarışa girmişsin, kaybettiğinde “Nerede eksik yaptık?’ deyip: Yeniden hazırlanacaksın” sözleri de beni bir o kadar endişeye sevk ediyor.
Burada gecikmeden şunu söyleyeyim doğru soru nerede eksik yaptık sorusundan ziyade biz nerede eksik yapıyoruz olmalıydı!
Açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşayan milyonlara, iş cinayetlerine, emeğin sömürüsüne, gelir dağılımındaki adaletsizliğe, çiftçi ve hayvancıların sorunlarına, hak ihlallerine rağmen hala umut olamıyorsan, oy alamıyorsan yanlış olan bir şey yok mu? Önce bu sorunu çözmek lazım değil mi?
İzmir, Ankara, İstanbul mitinglerindeki meydanlar yalan değildi ve aslında referandumda olduğu gibi biz bu seçimi kazanmıştık.
Referandumda kapı arasından bakan gözler ile seçim yaklaştığındaki B,C,D planlarımız var, koalisyon yapabiliriz ve seçim gecesi balkon konuşma süreci bunu çok iyi özetliyor.
Seçim gecesi ne oldu ya da komplo teorilerine girmeden şunu ifade edeyim ki aylar, yıllar öncesinden yazdığım üzere tüm dünyada milliyetçilik akımları güçleniyor, daha da güçlenecek!
Lakin içinden İYİ Partiyi çıkaran, miting bile yapmayan MHP’nin doğu ve güneydoğuda oyunu arttırması ve oy sayımının başından sonuna kadar tüm partilerin oyu değişirken sabit ve baraj üstü kalması oldukça ilginç!
AKP tabanından mv seçimlerinde AKP’ye giden emanet oyların yeniden MHP’ye kaydığı da tek başına ve MHP tabanının niteliği ve parti ilkeleri açısından doğru değil.
Bu seçim sürecinde meydanlara hızlı giren Akşener’in kısa zamanda havlu atması ve etkisiz politika izlemesi de ayrıca not edilmeli ve yakın gelecekte Akşener ve İyi Parti politikaları dikkatle takip edilmeli.
Biz yine umut olan ve halen umut olarak lanse edilen İnce’ye dönelim ve uzatmadan bitirelim.
Seçmeninden, örgütlere, örgütlerden binlerce gönüllüye, çağrısına hazır avukatlara rağmen,
Sandıklar açılmadan saat 5’teki yüz ifadesi,
Seçimleri genel merkezde değil bir otelin 8.katında izlemesi,
Oy sayımına ve altyapıya ilişkin sistemin iflas etmesi, buna ilişkin kontrolü elden bırakması,
Genel merkezin adaylık sürecindeki çelişkili açıklamaları ve sağlıklı bir diyalog kurulamamasına rağmen tüm kurgusunu ikinci tura bırakması,
Bir telefon mesajıyla bildirimde bulunması,
Farkı 10.000.000 oy olarak bildirip seçmenine algı operasyonu çekmesi kendi adına eksiklikler ve soru işaretleri…
Kriz yönetemeyen, verdiği sözleri tut(a)mayan bir CB adayının da düş önümüze beklentisi de yenilen pehlivan güreşe doymazmış sözünü hatırlatıyor.
Bugün yerel seçimlerin öne alınacağı söylenirken bu yapı, kırılma ve travma ile sonuçların bugünden daha kötü olacağını söylemek yanlış olmaz.
Buna rağmen genel başkan yardımcısı Seyit Torun hazırız , hazırlıklarımızı yaptık , yapmaya da devam ediyoruz dedi.
Şaka gibi!
Biz o hazırlıklarınızı 16 senedir gördük. müşahitlerinin ihtiyaçlarını dahi gideremeyen , veri sistemi çöken bir partinin hazırlığı ne ola ki? İthal adaylar ve yerelde dağıtılacak meclis üyelikleri mi?
Birçok örgütte travma varken, il ve ilçe başkanlıkları seçimlerinde yaşananlar ortada iken başarı çok uzak bir ihtimaldir.
Geçen yazımda dedim ya ön seçim yapmayarak, şekli ve göstermelik merkez yoklamalarıyla koltuklarını koruyanlar CHP’nin mutlu azınlığıdır.
Son olarak adil seçim platformundan, İnce’ye kadar herkes özür diliyor dilemesine de kaybedilen bir seçim değil koca cumhuriyetti aslında.
Seçimler maskeli balo ve aktörleri sahte yüzleri…
SON SÖZ:
İstifa da siyasete dahildir.