‘Biz, siz’ ne demek!
Korona belası sebebiyle evde kalınca, havuz medyasına daldım.
İyi de oldu.
Yandaşları tanımış oldum.
Çok önceleri de ziyaret ediyordum.
12 Eylül öncesinde de sol yayınları okurdum.
Sonra ‘2. Cumhuriyetçi’ diye birileri çıktı.
Medyada şahin oldular.
Öyle ki asarız keseriz kabilinden…
Hükümete emir vermeye başladılar.
Ekranlarda gördüğümde kızıyordum.
Lakin öyle laflar ediyorlardı ki dinleniyordu.
İnsan bir davanın adamı ise dürüst olmalıdır.
Sözleri ile de şerefli olmalıdır!
2. Cumhuriyetçi olmaları, oluşları haliyle dikkat çekiciydi, cesur oluşları yıkıcıydı.
Ama muhalefetin, adaletin sesi çıkmıyordu.
***
Cumhuriyet tarihimizin en buhranlı günlerini yaşıyorduk.
Hükümet, umursamaz tavırlar içinde görünüyordu!
Bugün, umursanmayan durumların acısını çekiyoruz.
Maalesef, dahili ve harici bir kuşatma çemberi içindeyiz.
Bu sözleri ben değil, Başkan söylüyor.
Son günlerde AB ve ABD ambargo tehdidi,
AİHM kararı,
Korona belası,
Asgari ücret polemiği,
Sayıştay denetim raporunun yok sayılması,
Günlerce konuşulan diploma saçmalığı,
Torba yasasındaki ‘KAYYUM’ kurnazlığı…
Bütün yapılan ve yapılmak istenen tek gücün eseri olduğu için çok eleştirelere sebep olmaktadır.
Tabii, laf kalabalığında vatandaş yine yalnızdır.
Başkanın sözleri gün geçtikçe sertleşiyor.
CHP’nin hedef tahtası yapılmış olması sakıncalıdır!
Sertlik ve gerginlik iktidarın değişmeyen politikasıdır.
Bu sebeple toplum yarınları için endişelidir..
***
Söylemeye dilim varmıyor ama acı gerçek gizlenemez.
Cumhur İttifakı ile çarklar tersine dönmeye başlamıştır.
Olması mümkün olmayanlar olmaya başlamıştır.
Millet İttifakı’nın doğmuş olması, iktidarı bir beka sorunu ile karşı karşıya getirmiştir.
Böyle bir ortamda ‘BİZ- SİZ’ ayrımcılığı genişlemektedir.
Bu gidişle sorunlarımız artmakta ne yazık ki…
Sosyal ve ekonomik yönden gittikçe fakirleşiyoruz.
İktidarın ve muhalefetin elinden tutacak bir münevverimiz yok!
Efendiler, ‘siz – biz’ diye böldünüz.
Kesilen karpuz yerde kalmaz!
Hırsı, gururu, kibiri üzerinizden atınız, ellerinizi uzatın ve deyin ki:
”Herkesin kendisini bir şey sandığı yerde, hiçbir kimse bir şey olamaz.”
Ancak konuşurlar ve konuştururlar.
Televizyonlara bakmanız, ‘siz- biz’ hastalığını görmeye yeter.