BTP lideri Baş’tan çarpıcı açıklamalar
BTP GENEL BAŞKANI HÜSEYİN BAŞ:
- Selman geldi, dönerken döviz düştü.
- Bu kadar aciz bir dönem Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç yaşanmamıştır.
- Ben 30 yaşındayım. Bu kadar sorumluluğu üstlenmemeyi de bilirdim.
- Bağımsız Türkiye Partisi’nin arkasında Haydar Hocanın fikri var.
- Satılanları geri alacağız, kapatılanları açacağız.
- Bugün din satan, yarın dinini satar.
- Bu ara af gündemde. Halbuki lazım olan Cumhurbaşkanının görevden affı…
BTP Lideri Hüseyin Baş, Gaziantep’te düzenlenen ‘Mevzu Ekonomi’ programında konuştu.
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisince Gaziantep’te düzenlenen ‘Mevzu Ekonomi: Çözüm Milli Ekonomi Modeli’ programına katıldı.
Vatandaşların yoğun ilgi gösterdiği programın kapanış konuşmasını yapan Hüseyin Baş, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Selman’ın Ankara’ya gelişinin ardından piyasaya en az 4 milyar dolar sürüldüğünü ifade etti.
BTP lideri, “Cuma günü piyasaya en az 4 milyar dolar para sürüldü alelacele. Piyasada kapandıktan sonra piyasada işlem yapana manipülatör denir. Şimdi burada ikinci soru devreye giriyor. Soru şu, bunu yapacak parayı nereden bulursunuz? İşte dananın kuyruğu burada kopuyor. Cuma günü bu işlem olmadan bizim bir ziyaretçimiz vardı. Daha önce ‘ Katil bunlar, elimizde ses kayıtları var, biz enayi miyiz de bu davayı size vereceğiz’ denilen bir misafirimiz vardı. Kim o? Veliaht Prens Selman. Selman geldi, ayağı uğurlu herhalde, uçağına bindi, dönerken döviz düştü!” dedi.
“Sarayın önünde bayram harçlığı alacak çocuklar gibi dizilmişler…”
Veliaht Prens’in Beştepe’teki karşılama töreninde yaşananlara da dikkat çeken Baş, “Ben daha önce ‘Aselsan’ı satacağına oturduğun sarayı sat, Araplar bayılır saraya’ dedim. Korkarım ki sözümü ciddiye aldılar çünkü sarayın önünde bayram harçlığı alacak çocuklar gibi dizilmişler… Türk devletinin ve siyasetinin geldiği noktaya bakın! Bu kadar aciz bir dönem Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç yaşanmamıştır. İşin kötü tarafı bu acziyeti yalan üzerine kurguluyorlar, yalan üzerine bir acziyet yaşatıyorlar. Dışarıda herkesin dalga geçtiği, tabiri caizse top gibi oynadığı bir siyaset var ama içeri geliyorlar ve aslan kesiliyorlar; dünya bizi kıskanıyor, öyle yapıyoruz, böyle yapıyoruz vs. Şu vatandaşa gösterdiğiniz delikanlılığın, tehditkârlığın binde birini dünyaya göstersen zaten hakikaten dünya bizi kıskanacak ama senin lafın burada vatandaşa geçiyor” dedi.
Neden 30 yaşında genel başkan oldu?
Babası Prof. Dr. Haydar Baş’ın hiçbir ihtiyacı olmamasına rağmen bu milleti düşündüğü için 55 yaşında siyasete girdiğini belirten BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, kendisi için de şu dikkat çekici ifadeleri kullandı; “Ben 30 yaşındayım. Ben kadar sorumluluğu üstlenmemeyi de bilirdim, bir başkasının yönetiminde bu partide görev almayı da bilirdim. Ama biz 30 yaşında kalktık Türkiye’yi dolaşıyoruz mevzu ekonomi diyerek. Size şu anda hangi siyasi parti lideri ekonomiyi anlatıyor, ekonomiye dair çözüm anlatıyor ve Türkiye’nin asıl sorununun ekonomi olduğunu anlatıyor? Hiç kimse anlatmıyor! Hangi birisi, sizin herhangi bir meselenizi çözebilir. Niye anlatmıyorlar, bilmedikleri için anlatmıyorlar. Adam ekonomiyi bilmiyor ki, ne söyleyecek ekonomiye ilgili! Sizin biz seçtik zannettiğiniz hükümetlerin tamamı sermaye sahiplerinin paralarıyla iktidar oldular. Sizin seçimlerinizle iktidar olmadılar, çünkü size ihtiyaçları yok, onlara ihtiyaçları var. O yüzden bir tanesi bile çıkıp ‘Ben bu tekere çomak sokayım’ demedi. Bir kişi bile söylemedi ve söylemeyecek.”
“BTP’nin arkasında Haydar Hocanın fikri var”
Hüseyin Baş konuşmasında genel başkanı olduğu Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) hakkında da çarpıcı ifadeler kullandı.
Baş, “BTP’nin arkasında derin devlet var dediler, İran var dediler, Rusya var dediler, asker var dediler… Şimdi yeni yeni ‘ABD var’ diyenler çıkmış. Bağımsız Türkiye Partisi’nin arkasında Haydar Hocanın fikri var. Bağımsız Türkiye Partisi’nin arkasında Haydar hocanın zikri var, söylemi var” dedi.
“FETÖ’ye borçlananlar tahsilat günü geldiğinde kavgaya başladı”
BTP’nin Türkiye’nin hiçbir zaman Türkiye’ye tehdit oluşturabilecek bir yapıyla aynı masaya oturmadığını ifade eden Hüseyin Baş, ODA TV ile yaptığı bir röportajda kendisine, ‘Sizin babanız FETÖ ile inanılmaz bir mücadele yürüttü. Hiç korkmadınız mı?’ sorusunun sorulduğunu hatırlattı ve şöyle konuştu; “Biz FETÖ’den niye korkacağız! Biz FETÖ’den bir tane ihale mi aldık. Biz FETÖ’ye tarihin herhangi bir dönemi borçlandık mı, biz FETÖ’nün televizyonlarına reklam mı verdik, FETÖ’nün şirketlerinden televizyonlarımıza reklam mı aldık? Yok… İşte bugün FETÖ’den korkanlar veya FETÖ ile kavga edenler vaktinde FETÖ’ye borçlananlar, borcun tahsilat günü geldiğinde başladılar kavga etmeye. Biz tarihin hiçbir döneminde Türkiye Cumhuriyeti Devletine tehdit oluşturabilecek hiçbir yapıyla hiçbir zaman aynı masayı paylaşmadık. Biz hiç kimseden fonlanmadık, hiç kimseden destek almadık. Sadece ve sadece Türk milleti için yola çıktık ve bu Türk milleti için siyaset yaptık. Bakın ben 30 yaşındayım. Bu işi yapıyorsam bu millete sevgimden, bu tarihe bağlılığımdan, atama olan borcumdan yaparım. Başka Allah kulu da bana ne siyaset yaptırabilir ne de başka bir şey yaptırabilir. Biz bir işi seviyorsak yaparız.”
“Satılanları geri alacağız, kapatılanları açacağız”
“BTP hariç bütün partiler ‘özelleştirme’ der. SEKA satıldı, POAŞ satıldı, TÜPRAŞ satıldı, ETİ satıldı, Sümerbank satıldı kapatıldı” diyen Hüseyin Baş konuşmasında şu ifadeleri kullandı; “Yarın öbür gün yine satacaklar. Ellerinden gelse ülkenin tapusunu satacaklar, bugün zaten vatandaşlık satıyorlar. Biz diyoruz ki, ‘Bu ülkenin ne kadar zenginliği varsa, bu ülkenin ne kadar üretim gücü varsa bu bizim elimizde kalacak ve bu milletin faydasına işleyecek. Ne kadar fabrika özelleştirildiyse geri alacağız, ne kadar fabrika kapatıldıysa tekrar açacağız, ne kadar madenin varsa milletin lehine biz kullanacağız.”
“Bugün din satan yarın dinini satar”
AKP iktidarının din üzerinden siyaset yapma konusunda oldukça mahir olduğunu söyleyen Hüseyin Baş, bu iktidar döneminde atılan bazı adımlardan örnekler verdi.
Baş, “Neymiş, bunlar Müslüman! Türk gıda kodeksinde domuz etini kasaplık et haline getiren kim? Bu hükümet… Din dersi kitaplarında ABD – AB rahatsız olduğu için ‘Kelime-i Tevhid’den Lailahe illallah yeterlidir, Muhammederresulullah’ı çıkaralım’ diyen kim? Bu hükümet… Bismillah diyerek kilise açan kim? Bu hükümet… Büyük büyük Kuran kurslarını yıkıp kiliseler açan bu hükümet. Camileri kiliseye çeviren bu hükümet… Dinimizde yasak olmasına rağmen Peygamberin minyatür resmini din dersi kitaplarına basan bu hükümet… Bunlar Müslüman, biz Müslüman olamadık! Bakın bugün din satan yarın dinini satar” dedi.
“Sizin iyi zannettiğiniz dönemlerde önümüzdeki 20 yıllar satıldı”
Gaziantep konuşmasında, “Sizin iyi zannettiğiniz dönemlerde bizim önümüzdeki 20 yıllar satıldı. Ben çocukken seçilen hükümetler bizim 20 yıl sonramızı sattılar ve ben bugün bunun faturasını ödüyorum” ifadelerini kullanan Hüseyin Baş şöyle devam etti:
“Şimdi seçecekleriniz de size açık açık ‘Biz de sizin sonraki 20 yılınızı satacağız diyorlar. Ben 5 yaşındaki kızımın 25 yılını satmak istemiyorum. Biz geleceğimizi satmak istemiyoruz. Ben 50 yaşımı başkalarına tapulamak istemiyorum. Omuz omuza verelim bir dünya oluşturalım. Bakın dünya Türkiye’nin adaletini bekliyor. Bunu samimiyetle söylüyorum. İspanya sınırında Afrika’dan gelen mültecileri katlediyorlar. Dünya, ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ diyen Atatürk’ün adaletini bekliyor. Bu adaleti Türk’ten başka hiç kimse sağlayamaz. Bunu biz yapacağız. Herkes günü kurtarmanın peşinde, biz yarınlarımızı kurtaralım. Ekonomiyi kurtarmak kolay. Yeter ki bir yerlerden fonlanma, yeter ki başkasına borçlanma, yeter ki milletin için gerçekten siyaset yap.”
“Halbuki lazım olan Cumhurbaşkanının görevden affı”
İktidar tarafından seçim öncesi gündeme getirilen ‘af’ konularına değinen BTP lideri, “Cumhurbaşkanı haberlerde af istiyor. Bedelli affı, öğrenci affı, vergi affı… Bu ara af gündemde. Halbuki lazım olan Cumhurbaşkanının görevden affı. Bir afla bütün meseleleri çözüyoruz!” dedi.
Hüseyin Baş konuşmasında şu ifadeleri kullandı; “2014- 2018 arasında Cumhurbaşkanımız parlamenter sistemle ülkeyi yönetti. 2018’den sonra da başkanlık sistemi…. Peki şimdi bana şunu söyleyin, Sayın Cumhurbaşkanımız 2014’ten 2018’e kadar ne istedi de yapamadı? Ne yapmak istedi de önüne bir engel çıktı?”