Bursa’da basın kuruluşlarından ‘şantaj gazeteciliği’ yapan sözde gazetecilere sert tepki
Bursa’da son dönemde özellikle sosyal medya üzerindeki paylaşımlar “şantaj gazeteciliği” tartışmalarını iyice su yüzüne çıkardı. Başta belediyeler olmak üzere birçok kurum ve kuruluşun başlıca şikayet konusu haline gelen konuyla ilgili olarak basın meslek örgütlerinden ardı ardına sert açıklamalar geldi.
Bursa Gazeteciler Cemiyeti (BGC) Başkanı ve Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, Türkiye’de eğitimine ve birikimine bakılmaksızın herkesin gazeteci olabildiğini belirterek, gazetecilik meslek yasası çıkmadan ve basın meslek odaları oluşturulmadan sorunun çözülemeyeceğini söyledi.
Basın sektöründe yaşanan sorunların en büyük nedeninin kuralsızlık olduğunu kaydeden Kolaylı, BGC ve Türkiye genelinde 8 gazeteciler federasyonu ile 88 gazeteciler cemiyetine üye 20 bin gazeteciyi temsilen Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu çatısı altında yaptıkları çalışmalarda öncelikli hedeflerinin mesleki sorunların çözümü olduğuna işaret ederek, şunları söyledi:
“Sadece okuma yazma bilmek gazetecilik için yeterli sayılıyor. Gerçek gazetecilik, eğitim ve bilgi gerektirmesine karşın, günümüz şartlarında gazetecilik, isteyen herkesin kuralsızca yapabileceği bir iş durumunda. Oysa Türkiye’de, pek çok ülkede olduğu gibi, mesleklerle ilgili yasal düzenlemeler var. Herkes avukatlık ya da doktorluk yapamaz. Eczacılık, mühendislik, mimarlık, öğretmenlik, muhasebecilik eğitim gerektiren meslekler için, bu eğitimi veren fakültelerin diplomasına sahip olmak ve çeşitli yükümlülükleri yerine getirmek gerekir. Gazetecilik de böyle olmalı.”
BURSA BASIN ETİK KURULU
2018 yılı başında toplanan Bursa Gazeteciler Cemiyeti Genel Kurulu’nda sorunun ele alındığını ve ‘gazetecilikle ilgisi olmayanların veya şantajcı-çıkarcı habercilik yapanların’ basın toplantılarına katılımının engellenmesi için Basın Etik Kurulu oluşturma kararı alındığını kaydeden Kolaylı, şöyle devam etti:
“Yıllardır her fırsatta dile getirdiğimiz bu mesleki sorunumuzun en azında Bursa’da çözümlenmesi amacıyla, aralarında başta Bursa Valiliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı olmak üzere kamu kurumları ile özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarının yer alacağı bir Basın Etik ve Akreditasyon Kurulu oluşturuyoruz. Bu kurul düzenli olarak toplanarak, mesleğimizi temsil etmeyenlerin basın toplantılarına sızmalarını, gazeteci kimliğiyle iş takipçiliği veya şantajcı habercilik yapmalarını önlemeye çalışacak. Konuyu ilk olarak Bursa Valisi İzzettin Küçük’ü ziyaret ederek gündeme taşıdık. Sayın valimiz uygun gördü ve ‘Gazeteci veya haberci olmayanların toplantılarda boy göstermelerinin önlenmesi bizim açımızdan da önemli. Bu nedenle Kurul için Valiliğimizden görevlendirme yapacağız’ dedi. Vali beyden aldığımız desteğin ardından Yönetim Kurulumuzla birlikte Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş’ı ziyaret ettik. Sayın Aktaş da Büyükşehir Belediyesi Basın Bürosundan görevlendirme yaparak bize destek olma sözü verdi.”
İLK TOPLANTI EYLÜL AYINDA
Bursa Valiliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı başta olmak üzere Basın İlan Kurumu ile Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü gibi kamu kurumları ile özel sektör ve Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi’nin de yer alacağı Bursa Basın Etik ve Akreditasyon Kurulu’nun BGC öncülüğünde çalışacağını kaydeden Kolaylı, “Tüm Türkiye’ye örnek olacak bu kurul düzenli olarak toplanacak. Asli görevi, mesleğimizi temsil etmeyenlerin basın toplantılarına kaçak ve davetsiz olarak girmelerini, gazeteci kimliğiyle iş takipçiliği veya şantajcı habercilik yapmalarını önlemek olacak. Kurulun ilk toplantısını Eylül ayında yapmasını planlıyoruz” diye konuştu.
GAZETECİLER BİRLİĞİ’NDEN ÇAĞRI
Bursa Gazeteciler Birliği Başkanı Ferit Güler de başta belediyeler olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlardan ‘şantaj’ yoluyla adeta haraç almaya çalışanların ‘gazeteci’ değil, ‘tetikçi’ olduklarını ve aslında suç işlediklerini, dolayısıyla bu kişilerin basın camiasından temizlenmesi için ilgili kurumlar ve basın meslek kuruluşlarının acilen harekete geçmesi gerektiğini kaydetti. Güler, “Bursa Gazeteciler Birliği olarak, mesleğimizin en önemli sorunu olan şantaj gazeteciliğine karşı topyekün bir savaş açılması çağrısında bulunuyoruz. Gazetecilik mesleğini kirleten bu kişiler acilen basın camiasından uzaklaştırılmalı, eylemleriyle ilgili harekete geçmelidir ” dedi.
“Küçük Bab-ı Ali” olarak adlandırılan Bursa basınının şanlı bir geçmişi olduğunu, mesleğine yıllarını vermiş gazetecilerin toplumda saygı ile karşılandığını hatırlatan Güler, şunları söyledi:
“Ne yazık ki son birkaç yıldır Bursa basınını kanser hücresi gibi saran bir kesim var. Basını kanser hücresi gibi sarmaya başlayan bu güruh, önce aba altında sopa gösteriyor, tehdit ederek, istedikleri parayı alamamaları durumunda yayın yoluyla saldırıya geçeceklerini açıkça söyleyebiliyor. Bazı kurum ve kuruluşlar bunlara piyasa koşullarının çok üstünde maddi kaynak aktararak, saldırılardan kurtulmayı tercih ediyor. Şantaj gazetecilerine karşı dik duran, haraç vermeyen kişi ve kuruluşlar ise ahlaksızca bir saldırıyla muhatap oluyor. Gazeteci müsveddeleri dedikodu, yalan ve iftiralarla haraç almaya çalışıyor. Bu kişiler bir an önce medya camiasından uzaklaştırılması gerekir. Bursa Gazeteciler Birliği olarak; buradan Bursa Valimiz sayın İzzettin Küçük’e, belediye başkanlarımıza ve basın meslek kuruluşlarına açıkça çağrıda bulunuyoruz. Gazetecilikle ilgisi olmayıp, şantajcı – çıkarcı anlayışla habercilik yapanları hep birlikte önleyelim ve bu kişilerle ilgili gereken tedbirleri acil olarak hayata geçirelim. Aksi taktirde bu çürümeden hep birlikte sorumlu oluruz. Bu konuda özellikle Bursa’da yayın yapan günlük gazete sahiplerinin bir araya gelerek ortak karar alması (etik kurulu gibi) bir mekanizmayı harekete geçirmesi herkesin yararına olacaktır.”
TGF’DEN SERT AÇIKLAMA
Türkiye Gazeteciler Federasyonu’ndan da konuyla ilgili açıklama geldi.
TGF Genel Başkanı Yılmaz Karaca‘nın açıklaması şöyle:
“Son günlerde, Bursa özelinde yoğunlaşan, sosyal medyadaki tartışmaları ibretle izliyoruz. Bu tartışmalar ne yazık ki, şantaj haberciliğinin günümüzde geldiği noktayı gösteriyor. Şantaj gazeteciliği; gerek aba altından sopa göstererek greekse doğrudan yapılan tehdit içerikli yayınlarla, yerel yönetimlerden ilan, reklam alma ya da her türlü maddi manevi çıkar sağlama faaliyetinin adıdır ve bunun gazetecilikle uzaktan yakından ilgisi yoktur. Şurası bilinmelidir ki, bu yolla menfaat temin edenler kadar, bu kişilerden korkarak boyun eğen ve istenilen reklamı, ilanı ya da maddi manevi çıkarı sağlayanlar da en az şantajcılar kadar suçludur. Başta belediye başkanları olmak üzere tüm yerel yönetim yetkililerine bu vesile ile çağrıda bulunuyoruz. Gerçek gazetecilerle; işi sadece ülke, kent, toplum ve vatandaşa hizmet amaçlı habercilik yapmak olan basın emekçileri ile şantajcıları birbirinden ayırınız. Aslında onları en iyi bilenler sizlersiniz. Tehditçi, şantajcı ve şahsi menfaat temin edici faaliyet içerisinde bulunan sözde gazeteci kimliğini kullanan bu şahıslardan, mesleğimizi temizlemek adına verdiğimiz mücadeleye destek verin. Bu kişileri besleyip, büyütüp daha fazla semirtmeyin. Bursa’da bu konuda büyük hassasiyet gösteren kadim medya kurumları, basın kuruluşları, gazeteler ve gerçek gazetecilerin gayretlerini takdirle karşılıyor, yanlarında olduğumuzun bilinmesini istiyoruz. TGF olarak şantaj haberciliğinin her zaman şiddetle karşısındayız, karşısında olmaya da devam edeceğiz.”