ÇAKIRÖZÜ’nden 1874 rakımlı KOCATEPE’ye…

28.08.2020
A+
A-

25 Ağustos’u, 26 Ağustos’a bağlayan gece ordumuzun; başta ‘Başkumandan’ Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa, Fevzi Paşa ve mehmetçiğimiz ile bağımsızlığa giden yolculuğumuz ŞUHUT/ÇAKIRÖZÜ – KOCATEPE yürüyüşü ile başlamıştır.

Mustafa Kemal Paşa, 25.08.1922 tarihinde, kendisinin her adımının takip edildiğini hissetmesi üzerine zekice ve çok az kişinin bildiği bir plan yapar.

Plana göre; ”Başkumandan Mustafa Kemal, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak ve Garp Cephesi Kumandanı İsmet İnönü, 17-18 Ağustos 1922 gecesi Konya’ya hareket etti. 21 Ağustos’ta ‘çay partisi’ tertiplendiği mesajı gazete ve ajanslar aracılığı ile tüm dünyaya duyuruldu.

Halbuki, Başkumandan Mustafa Kemal Paşa bu tarihten bir gün önce cepheye varmış ve 26 Ağustos 1922’de silah arkadaşları ile birlikte ‘’Büyük Taarruz’’ kararını almışlardı. Mustafa Kemal Paşa, 25 Ağustos 1922 tarihinde Akşehir’de bir ‘’futbol maçı’’ organize edilmesini ister. Maçın ilk yarısını izledikten sonra, maç arasında Şuhut’a geçer. Burada savaş planları gözden geçirilip, Anadolu ile dış dünya arasındaki tüm haberleşme olanakları kesilmesi için karar alınır.

Şuhut’ta konakladıktan sonra, gece 12.30’da atlı birlik eşliğinde Çakırözü Köyü’ne geçer ve buradan Kocatepe’ye 13 km’lik yola koyulur.’’

Yol uzun ve karanlıktır, hatta 1874 rakımlı KOCATEPE, mevsim yaz olmasına rağmen soğuktur…

Mehmetçiğin üzerinde ne doğru dürüst bir kıyafet, ne teçhizat vardır… Ama koskoca bir yürek vardır… Ve içi ‘BAĞIMSIZLIK’ ve ‘VATAN SEVGİSİ’ ile doludur…

Süregelen savaş, KOCATEPE’de tarihe geçen şu söz ile çınlar; ‘Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir ileri!’ Ve ‘Büyük Taarruz’ başlar.

Bir ülkenin kaderi onların elindedir. Kazanmaktan başka çareleri yoktur. Yüce Türk Ordusu’nun tüm olumsuz koşullarına rağmen, EMPERYALİZME dünya tarihinde en büyük cezayı kesmiştir. Yunanistan, bu savaşta elbette günümüzde olduğu gibi tek başına değildir. EMPERYALİZM, tüm kirli yüzünü ve gücünü Yunanlılara destek vererek göstermiştir.

‘’Savaşa katılan Türk ordumuzdaki asker sayısı 207 bin civarında iken, Yunan askeri sayısı ise yaklaşık 225 bin idi. Yunan ordusunun silah ve cephane konusunda Türk ordumuza karşı sayıca üstünlüğü de bulunuyordu. Sakarya Savaşı’ndan sonra, yapılacak tek şey düşmanı kutsal Anadolu topraklarından denize dökmek olacaktı. Bizleri zafere götüren 30 Ağustos süreci böylece başladı.’’

Çanakkale Savaşı’ndan (1915-1916), 1. ve 2. İnönü ve Sakarya Savaşlarına kadar geçen sürede malzeme, teçhizat  ve psikolojik açıdan zor durumda olan MEHMETÇİK, karşısında tek bir cephe gibi duran EMPERYALİST ülkelerin liderliğini yapan başta İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan’a tarihe geçecek özellikte  bir yenilgi  tattırmıştır.

Büyük Taarruz, kanlı çarpışmalarla 5 gün sürer ve zaferimizle sonuçlanır. 30 Ağustos 1922 tarihi, yıllarca süren Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlandırdığımızı müjdeleyen özel bir tarihtir.

‘’Çanakkale ve Sakarya ile süregelen Başkomutanlık Meydan Muharebesi, tarihimizde zaferle sonuçlanan zafer savaşı  olarak tarihe geçti. Evet; 30 Ağustos 1922, yıllarca süren Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlandığını müjdeleyen bir tarihtir.’’

Gürsel Saylı, Metin Enengin, Tansel Saylı…

Yıllardır ŞUHUT/ÇAKIRÖZÜ’nden KOCATEPE’ye ‘Zafer Yürüyüşü’ adı ile anılan etkinliğe dostlarımla katılmaktan onur ve gurur duymaktayım… Atatürkçü Düşünce Derneği Bursa Şubemizce geleneksel olarak düzenlenen bu şanlı geziye katılmak ve o atmosferi, o duygu yoğunluğunu yaşamak ayrı bir güzellik…

Güzel ülkemin her yerinden başta Atatürkçü Düşünce Derneği, Sivil Toplum Kuruluşları ve dernekler tarafından organize edilen kutsal yürüyüş; milli duyguların yeşermesi, gençlere yurt sevgisini aşılamak açısından önemli değerler katmaktadır.

Tansel Saylı, Metin Enengin, Gürsel Saylı…

ŞUHUT’ta, Mustafa Kemal Paşa’nınBüyük Taarruz öncesi konakladığı ve karargah olarak kullandığı tarihi konağı gezmek ayrı bir duygu yükü.

ŞUHUT’tan, ÇAKIRÖZÜ Köyü’ne hareket ve orada güzel köylülerimizin bizlere ikramları. Hani derler ya, ‘karınca, kararınca…’ İşte öyle bir güzellik… Fazla bile… Köyün hemen çıkışında mola verdiğimiz yan yana iki köy kahvesi ve çay keyfi… Kelimelerle anlatılamaz…

Evet… ÇAKIRÖZÜ Köyün’den, KOCATEPE’ye doğru 13 km’lik zorlu bir yürüyüş…

Öyle bir yürüyüş ki, sormayın… Sonunda ölüm olsa bile, vatanın kurtulması için verilen toplu mücadelenin başlangıç yolu.

Cırcır böceklerinin yol boyunca serenadı eşliğinde, ay ışığının muhteşem yansıması bizleri bir yerlerden alıp, tarihin derinliklerine götürmekte…

Yol boyunca ikram edilen yiyecek ve içecekler eşliğinde soğuk, bazen yağışlı bir sonbahar esintisi.

Zorlu mu zorlu bir yolculuk. Gittikçe dikleşen asfalt bir parkur.  Keşke o yol, asfalt kaplanmasaydı da o günün ruhuna uygun bir şekilde misler gibi kokan toprak üzerinde yürüyebilseydik. Yazık olmuş… Tarihi toprak yolun asfalt kaplanması gereksiz ve çok anlamsız bir durum yaratmış.

Uzun ve zorlu bir yolculukta, Mustafa Kemal Paşa ve mehmetçiğin beraber yol alması, bizlere o yolculuğun önemini ve anlamını bir kez daha anımsattı. O esnada aklıma gelen bir başka duygu yoğunluğu da, atların ayaklarına, gürültü olmasın diye bağlanan keçe ve  bez parçaları.

Kocatepe’de, mehmetçiğin o günkü kıyafetleri ile bizlere, kendi elleri ile ikram ettikleri ‘buğday çorbası, üzüm hoşafı ve buğday ekmeği’ inanın hepsi pirzola tadında…

Daha ne olabilir ki…

Yoktan var edilen bir toplum…

Başka söze gerek var mı?

Kocatepe’de saat 04.30’da saygı duruşu ve hep birlikte İstiklal Marşımızı, gözlerimizden yaşlar gelircesine haykıra haykıra söylemenin huzuru ve güzelliği… Hava çok soğuk, üşümemek elde değil, ayaz mı ayaz hatta sis içinde, top atışlarının sesini duyar gibiyiz… Mehmetçiğimizi, o koşullarda düşünmek ve onları saygı ve rahmetle anmak…

Güneşin doğuşu bu kadar mı güzel olur… Kelimeler ile ifade etmek imkansız…

Bu sene de Zafer Yürüyüşü’ne katılmak isterdik. Ama İçişleri Bakanlığı’nın ‘pandemi’ gerekçeli genelgesi ile kısıtlama getirilmiş oldu. Ülkece elbette çok zor günler geçirmekteyiz. Elbette, bireyler olarak kendi sağlığımızı düşünecek durumdayız ve düşünüyoruz.

30 Ağustos Zafer Bayramı etkinliklerine gösterilen bu ‘hoşgörüsüzlük’ ve ‘duyarsızlık’ keşke kısa süre önceleri, toplumumuz tarafından yapılan çeşitli kutlamalar ve etkinliklere de uygulansa idi…

Düğünler, turizm etkinlikleri, seyahatler ve dini bayramlarımız için gösterilen özen ve genelgeler; ne yazık ki 23 NİSAN, 19 MAYIS, 30 AĞUSTOS ve 29 EKİM gibi varlığımızın ve birlikteliğimizin temsili ‘milli bayramlara’ gelince gösterilmemektedir. Çeşitli siyasi bahanelerle, resmi nitelikli törenlere katılımlar merkezden kısıtlanarak, yapılan süslü ve samimi olmayan mesajlarla geçiştirilmektedir.

Halbuki; ‘milli bayramlarımız’ ile gurur ve onur duyarak kutlamamız, bizlerin milli duygularımızı ve birlikteliğimizi yükseltecektir… Cumhuriyetimizin ilkelerine ve kurucu üyelerine sıkı sıkıya bağlı birer birey olarak, bizlere bu güzel vatanı armağan eden Yüce Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, mehmetçiğimizi her daim saygı ve rahmetle anmaktan onur duymaktayım.

‘30 Ağustos Zaferi, milletimizin, Türk Bayrağı’nı gönderden asla ve asla indirilemeyeceğini, ezan seslerinin de dindirilemeyeceğini bütün dünyaya ilan eden kutsal bir zaferdir.

Milli Kurtuluş Savaşımızın her aşaması vatanseverlik ve kahramanlık destanlarıyla dolu 30 Ağustos Zaferi’ni ayrım gözetmeksizin birlik ve beraberlik içerisinde coşku ile kutlamalıyız. Bu zafer tüm dünyaya, ‘TÜRK MİLLETİ BAĞIMSIZDIR ve BAĞIMSIZ KALACAKTIR’ temasının vurgulandığı özel ve kutsal bir gündür.’’

Doya doya kutlamamız gerekir…

Ve de tüm sağlık tedbirlerine sonuna kadar uyarak, KUTLAYACAĞIZ! 

YORUMLAR

  1. İdris Sever dedi ki:

    Elinize, gönlünüze sağlık. Milli bayramlarımızın anlamı ve sevinci gün geçtikçe daha iyi anlaşılacak ve yaşanacaktır. Çok selamlar, saygılar.

    1. Tansel Saylı dedi ki:

      İDRİS KARDESİM…. evet çok haklısın….

  2. Nevzat Çiçek dedi ki:

    Tebrikler Tansel kardeşim, kalemine sağlık

    1. Tansel Saylı dedi ki:

      NEVZAT KARDEŞİM…. selam olsun…. teşekkürler…

  3. Raji dedi ki:

    30 Ağustos emperyalizme baş kaldırıdır.
    Büyük öndere, silah arkadaşlarına selam olsun.
    Yüreğine sağlık sevgili yazarım …

    1. Tansel Saylı dedi ki:

      RAJİ KARDEŞİM….. selam olsun….

  4. Nevin Aylin kalaycı dedi ki:

    Kaleminize yüreğinize sağlık milli bayramlarımız ulu Önder aşkımız ilelebet baki kalacak.Yaşasın tam bağımsız TÜRKİYE

    1. Tansel Saylı dedi ki:

      Nevin Hanım… çok teşekkürler.
      Yaşasın Tam Bagıssız Türkiye. …

  5. Vildan öztürk dedi ki:

    Tansel kardeşım duyguların,anlatımın bilgi hazinen tarşılmaz çok başarılı seni kutluyoru…milletimin źafer bayramı kutlu olsun

    1. Tansel Saylı dedi ki:

      VİLDAN Ablam… çok teşekkürler… Bayramımız kutlu olsun…

  6. Sibel Olgun dedi ki:

    Tansel abicim kalemine sağlık çok çok duygulanarak okudum.Harikasınız.

    1. Tansel Saylı dedi ki:

      Sibel Kardeşim… teşekkürler. . Bayramımı kutlu olsun..

  7. Fevzi Ergin dedi ki:

    Tansel Bey yazdıklarınız çok doğru.Kocatepeye gittiğiniz için tebrik ederim.Zafer bayramı kutlamalarını zaferi kazananlar kutluyor kaybedenler değil.

  8. Ümran Ayçiçek dedi ki:

    Yüreğinize sağlık ne güzel anlatmışsınız Okurken yaşıyoruz adeta
    Kaleminize gönlünüze sağlık
    Yalnız kolay değil yaptığınız şey çok okuyup araştırmanız gerek Tekrar kutluyorum

    1. Tansel Saylı dedi ki:

      Ümran Hanım… tavsiyeniz için çok teşekkürler. .. evet… çok okuyup, arastırıyorum…

  9. Yakup Kangırtay dedi ki:

    Emperyalizmle savaş bir gün silahla
    yapılır. Diğer zamanda toplumun demokratik ve ekonomik yapısı güçlendirilerek yapılması gerekirken maalesef Mustafa Kemal Paşa’nın izinden gidiyoruz şiyarını kullananlar halka rağmen iktidar sürdürme hevesleri neticesi,toplumu akp zihniyetine teslime itmiştir. Umarım bu ağır sonuçtan ders alınır.
    Emeğine sağlık güzel insan 🌈🚻🏳️‍🌈

  10. Tansel Saylı dedi ki:

    FEVZİ KARDEŞİM…. uzun yıllardır gidiyoruz… gitmeye de devam edeceğiz… Milli Bayramları kutlamaz isek geçmişimize sahip çıkamayız…

  11. Celal Sönmez dedi ki:

    Yazıyı okurken inanın sanki o gece bende oradaydım, o yolları aştım,o heyecanı ve duyguları aynen yaşadım,çok teşekkür ederim

    1. Tansel Saylı dedi ki:

      CELAL Abim… çok çok teşekkürler… evet. o an ve heyecanı yaşamak demek … Cumhuriyetimizin kurucu ilkelerine sahip çıkmak demektir… selam olsun…

  12. Günseli GÜZELTOPRAK dedi ki:

    O mavi gözlü büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile o yüce Türk Milletinin verdiği mücadele sayesinde bağımsız bir Türk devletinde taşıyabiliyoruz,Tansel Saylı arkadaşım seni gönülden kutluyor ve alkışlıyorum.NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

  13. Tansel Saylı dedi ki:

    GÜNSELİ ARKADAŞIM…. güzel yorumun için teşekkürler… Elbette her daim ”NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE…”