CHP Grup Başkanvekili Altay: ABD’nin ayarına ihtiyacımız yok
CHP Grup Başkanvekili Altay, ABD’li senatörlerin Türkiye mektubunu eleştirerek, “ABD’nin ayarına ihtiyacımız yok. ABD, sen bu işe karışma, biz hallederiz” ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, ABD’li 54 senatörün Başkan Joe Biden’e Türkiye ile ilgili gönderdiği mektubu eleştirerek “ABD’nin ayarına ihtiyacımız yok. ABD, sen bu işe karışma, biz hallederiz. Erdoğan, ABD, Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerimizden geri adım atmamızı isterse dimdik duracaksın. Kimsenin Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaretine fırsat verme, verdirmeyelim.” dedi.
Altay, parlamentoda düzenlediği basın toplantısında, “şanlı Türk devletinin, her gün biraz daha çürütüldüğünü, devlette ehliyet ve liyakatin yerini partizanlık, torpil, emanete ihanet, yağma aldığını” savundu.
Devletin çürümesinin yeni ve farklı bir örneğini anlatacağını belirten Altay, Abdi Serdar Üstünsalih’in, 27 Mayıs 2019’da Vakıfbank Yönetim Kurulu üyeliğine atandığını, akabinde Genel Müdür olduğunu söyledi. Altay, Vakıfbank, Halk Bankası, Ziraat Bankasının Yönetim Kurulu üyelerinin AK Parti’li olduğunu ileri sürdü.
Altay, Bankacılık Kanunu 25. maddesinin, “Banka genel müdürlerinin hukuk, iktisat, maliye, bankacılık, işletme, kamu yönetimi ve dengi dallarda en az lisans düzeyinde, mühendislik alanında lisans düzeyinde öğrenim görmüş olanların ise belirtilen alanlarda lisansüstü öğrenim görmüş olmaları ve bankacılık veya işletmecilik alanında en az 10 yıllık mesleki deneyime sahip olmaları şarttır.” hükmünde olduğunu anımsattı.
CHP’li Altay, “Bu arkadaş, Karadeniz Teknik Üniversitesi Fizik Bölümünden mezun. Sabahtan beri araştırıyoruz. Bu üniversitede fizik mühendisliği olaydı ve bu arkadaş mühendislik alanında alaydı, şartları taşırdı. Bu muhtemelen fen edebiyat fakültesinin kimya, biyolojii, fizik bölümü gibi. Bu olmaz. Bunun olması için Bankacılık Kanunun 25. maddesini değiştirmen lazım.” diye konuştu.
Üstünsalih’in banka genel müdürü atanmasının altında yatan asıl düşüncenin ne olduğunu soran Altay, devletin, şeffaf ve hesap verebilir olması gerektiğini söyledi. Altay, Erdoğan’ı, “TBMM’de çıkan kanunlara uymaya çağırdığını” ifade ederek görevi, makamı ne olursa olsun herkesin kanunlara uyması gerektiğini, kimsenin, kaynağını anayasadan almadığı bir yetkiyi kullanamayacağını söyledi.
Altay, “Sen anayasayı alıp üstünde tepineceksin, kanunları yırtıp çöpe atacaksın, sonra milletin karşısına çıkacaksın ‘Yeni bir anayasa yapalım…’ Önce sen kanunlara, anayasaya uymayı, Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı göstermeyi öğren. Git ihtisas, master yap, sonra gel.” dedi.
“Halının altında saklanıyor”
CHP Grup Başkanvekili Altay, “devlette çürümenin, sadece banka, valilik, kaymakamlık, rektörlükte değil her yerde olduğunu” iddia etti.
Balyoz ve Ergenekon kumpaslarının 10. yılında olduklarını dile getiren Altay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Balyoz, Ergenekon kumpasını yapanları, temizle temizle bitiremiyoruz. Ama bazen de FETÖ ile mücadelede göze batan çöpler, temizlenip çöpe atılmıyor halının altında saklanıyor. Neden? Serdar Atasoy, 2020 Yüksek Askeri Şura’da albaylıktan tuğgeneralliğe terfi ettiriliyor. Kara Kuvvetleri İstihbarat Daire Başkanı olarak görevlendiriliyor. Bu arkadaş, 2017’de FETÖ soruşturması geçirmiş, takipsizlik almış. Kara Kuvvetleri Komutanımız bu terfiye YAŞ’ta karşı çıkıyor. Sayın Erdoğan’a soruyorum; Kara Kuvvetleri Komutanı’nın bu uyarısına rağmen Serdar Atasoy nasıl terfi etti? Adamı şimdi FETÖ’cü diye tutukladılar, itirafçı olmuş, adli kontrolle dışarıda. Gene adama hafif kıyak var. Bu adamın kerameti ne Erdoğan? Ayrıcalıklı, torpilli, imtiyazlı FETÖ’cüler hep olmuştur ve halen vardır. Sayın Erdoğan, FETÖ ile mücadele kriterin ne? 17 yaşındaki lise çocuğunu hapiste tutarken, Kara Kuvvetleri Komutanın uyarmış, bu adamı niye general yapıp, istihbarat dairesinin başına veriyorsun? Bunu sana yaptıran kim, bunu bul. Belki sen isteyerek bunu yapmıyorsun, senin sarayında halen bir ton kripto FETÖ’cü var.”
Kovid-19 aşısı için talep, kapasite ve kampanya olduğunu ancak aşının bulunmadığını öne süren Altay, “Aşı işinin kampanyası, tahmini olmaz, takvimi olur. Dünyanın en büyük ülkeleriyle aşık atıyorsun; hepsi takvimini yapmış. Bizde her gün yeni takvim, yeni tahmin.” değerlendirmesinde bulundu.
“Bahçeli, bu imam efendi hakkında yorum yapacak mı?”
Türkiye’deki kamu görevlilerinin, organize şekilde toplumun değer yargılarına, sinir uçlarına, hassasiyetlerine karşı provokatif saldırılarını sürdürdüğünü savunan Altay, bunu bazen bir rektör, dekan; bazen bir vali, kaymakam; bazen de bir imamın yapabildiğini iddia etti.
İmam Prof. Dr. Mehmet Boynukalın’ın, yeni anayasa için Erdoğan’a sufle verdiğini, “Laiklik anayasadan çıkarılsın.” dediğini belirten Altay, şunları kaydetti:
“Sonradan, ‘Bunu düşünce özgürlüğü olarak söyledim.’ diye biraz kıvırsan da toplumun sinir uçlarına provokatif söylemi, düşünce özgürlüğü diye pazarlayamazsın. Sayın Devlet Bahçeli, bu imam efendi hakkında yorum yapacak mı? Düşüncelerini asla tasvip etmem ama Bahçeli’nin Atatürk ve laiklikle bir sorunu olduğunu zannetmiyorum. Her konuşmamıza hakaretamiz yanıtlar veren Bahçeli’nin, bu imamın söylediklerine cevap verip vermeyeceği merak konusu. İmam efendiye bir cevap vermek istiyorum: Anadolu’da bilinen bir söz var, din ile devlet ayrı şeydir, birleşmez; din bir duygudur ona kimse ilişmez. İmam efendi ilişme milletin dinine, ibadetine. Herkes haddini bilecek.”
“ABD’nin ayarına ihtiyacımız yok”
Altay, Türkiye’nin hiçbir ülkeden tehdit, hakaret almasını, aşağılanmasını CHP olarak kabul etmediklerini bildirerek “ABD, Rusya, Fransa, Almanya hiç fark etmez. Hiçbir ülke Türkiye Cumhuriyeti Devletine ayar verecek, hakaret edecek, küçümseyecek bir iş ve işlemin içinde olamaz.” diye konuştu.
ABD’li 54 senatörün ABD Başkanı Joe Biden’a Türkiye ile ilgili bir mektup yazdığını vurgulayan Altay, bu mektupta Türkiye’nin aşağılandığını ancak henüz AK Parti’den “tık” gelmediğini savundu.
Mektupta, Türkiye’nin, hukuk ve demokrasisindeki daralmadan dolayı yargılandığına dikkati çeken Altay, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye’de hukuk ve demokrasi alalında daralma var ama ABD sen işine bak, gölge etme başka ihsan istemiyoruz. ABD’nin Türkiye’ye verecek demokrasi ve hukuk dersi yoktur. Biz demokrasi mücadelemizi sokakta, meydanda, köy köy, kahve kahve, ev ev gezerek ve en son sandıkta kazanacağız. ABD’nin ayarına ihtiyacımız yok. ABD, sen bu işe karışma, biz hallederiz. Türkiye’de CHP, Millet İttifakı var. Bizim Türk demokrasisini, AK Parti’nin lime lime ettiği demokrasimizi güçlendirecek imkanımız, fırsatımız var, milletimizden de bunun işaret ve ışığını alıyoruz, sen karışma. ABD 5 maddeyi saymış, arkası şudur. ABD, Türkiye’ye demek istiyor ki Doğu Akdeniz, Ege, Kıbrıs, Suriye’de hareketlerine dikkat et, buralarda taviz ver, ben de seni darlamayayım. Erdoğan’a sesleniyorum: Taviz vermeyeceksin, biz arkanda olacağız. ABD, bunlar yoluyla Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerimizden geri adım atmamızı isterse dimdik duracaksın. Kimsenin Türkiye Cumhuriyeti’ne hakaretine fırsat verme, verdirmeyelim. Stratejik akılla diplomasini götür. Hak ve menfaatlerimizden taviz verirsen iki elimiz yakanda, taviz vermezsen ulusal meselelerde her türlü destek var.”
Eski CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu ile ilgili 14. Ağır Ceza Mahkemesinin kararının, TBMM Başkanlığına ulaştığını anımsatan Altay, ancak mahkemenin intikam alırcasına Anayasa Mahkemesinin ikinci kararından sonra Berberoğlu’nun fezlekesini değiştirdiğini, hüküm giydiği maddelerin dışında yeni maddeler eklediğini belirtti.
Altay, 14. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı’na, “TBMM otoritesine karşı güç gösterisinde bulunmaya kalkma haddini bil.” diye seslendi.
(AA)