CHP YİNE YANLIŞ YAPIYOR!

13.02.2025
A+
A-

CHP ve Cumhurbaşkanlığı Adaylığı: Aynı Yanlışı Tekrarlamak

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 2028 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için aday belirleme sürecine şimdiden girdi. Parti Genel Başkanı Özgür Özel’in açıkladığına göre, aday ön seçimle, 1.6 milyon CHP üyesinin katılımıyla belirlenecek. CHP içinde demokrasi adına önemli bir adım gibi görünen bu yöntem, Türkiye siyasetinin gerçekleri göz önüne alındığında büyük bir hata olabilir.

Öncelikle unutulmaması gereken en temel gerçek şu: Cumhurbaşkanlığı seçimini CHP kazanmayacak, muhalefet kazanacak! CHP’nin oy oranı son anketlere göre %25-30 bandında seyrediyor. Cumhurbaşkanı seçilebilmek için ise en az %50+1 oy gerekiyor. CHP’nin adayı, seçimi kazanabilmek için İYİ Parti, Zafer Partisi, DEVA, Saadet, Gelecek ve hatta DEM’in desteğini almak zorunda. Ancak parti içi ön seçimle belirlenen bir aday, diğer muhalefet partileriyle uyum içinde olacak mı? Ya da onlar tarafından kabul görecek mi? İşte asıl kritik soru bu.

Daha önce 2018 ve 2023 seçimlerinde muhalefetin yaptığı stratejik hatalar ortada. 2018’de CHP, Muharrem İnce’yi tek taraflı aday gösterdi ve kaybetti. 2023’te ise Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı, altılı masa içinde bile tartışmalı hale geldi ve sonuç yine hüsran oldu. Şimdi aynı hatayı tekrar etmek, muhalefetin Erdoğan’a karşı üçüncü kez altın tepside seçim sunması anlamına gelir.

Mansur Yavaş’ın Haklı Çıkacağı Senaryo

Toplantıya katılan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ön seçime yönelik çekinceleri son derece yerinde. Yavaş, Cumhurbaşkanı adayının belirlenmesi için henüz erken olduğunu ve bunun anketlerle, toplumsal mutabakatla yapılması gerektiğini vurguluyor. Eğer CHP, parti içi ön seçimde Ekrem İmamoğlu’nu tek aday olarak seçerse, bu durum şu riskleri beraberinde getirir:

1. Katılım Düşük Olabilir: Tek adaylı bir yarış heyecan yaratmaz. CHP üyeleri “nasıl olsa belli” diyerek sandığa gitmeyebilir. Seçime katılım oranı düşük kalırsa, İmamoğlu’nun parti içindeki meşruiyeti bile tartışmalı hale gelir.

2. %50’nin Altında Kalma Riski: Ön seçimde İmamoğlu’nun oy oranı %50’nin altında kalırsa, Cumhur İttifakı ve medya bu durumu “Kendi partisinde bile %50 alamayan biri, Türkiye’de nasıl %50+1 alacak?” şeklinde kullanacaktır.

3. Mansur Yavaş’ın Önü Açılır: Eğer ön seçimde İmamoğlu’na %50’nin altında bir destek çıkarsa, bu Mansur Yavaş’ın elini güçlendirebilir. Parti içi muhalefet, ön seçimde İmamoğlu’nun zayıf kaldığını savunarak yeni bir tartışma başlatabilir.

4. Muhalefet Partileri Dışlanmış Olur: CHP içi ön seçimle belirlenen aday, diğer partilerin fikri alınmadan belirlenmiş olur. İYİ Parti, Zafer Partisi gibi kritik aktörler, “Bu adayı bize dayatıyorlar” diyerek sürecin dışında kalabilir. Bu da muhalefetin bölünmesine neden olur.

Stratejik Olarak Doğru Yöntem Ne Olmalı?

CHP eğer gerçekten bir Cumhurbaşkanı seçtirmek istiyorsa, parti içi ön seçim gibi dar bir çerçevede karar almak yerine şu adımları atmalıdır:

Geniş Katılımlı Anketler Yapılmalı: Türkiye genelinde, farklı muhalefet seçmenlerini de kapsayan geniş bir anket çalışması yapılmalı. En çok desteklenen aday kimse, onun üzerine yoğunlaşılmalı.

Diğer Muhalefet Partileriyle Önceden Uzlaşılmalı: CHP tek başına Cumhurbaşkanı seçtiremeyeceğini bilmeli ve aday belirleme sürecinde İYİ Parti, Zafer Partisi ve diğer muhalif kesimlerle ortak hareket etmeli.

Aday Belirleme İçin Erken Hareket Edilmemeli: Seçime daha 3 yıl var. Şimdiden bir aday belirlemek yerine, iktidarın politikalarına karşı güçlü bir muhalefet yürütmek daha mantıklı olacaktır.

Özetle, CHP’nin ön seçim hamlesi parti içi demokrasiyi güçlendirme iddiası taşısa da, Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin dinamikleri farklıdır. Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak için sadece CHP üyelerinin değil, tüm muhalefet seçmenlerinin rızası gerekir. Eğer CHP, 2023’te yapılan hataları tekrarlarsa, sonuç yine değişmeyecek: Atı alan Üsküdar’ı geçecek!

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.