CHP’li Adıgüzel’den ‘Eğitim Danışma Kurulu’ çağrısı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Adıgüzel, “Bilim Kurulu ile eş güdümlü çalışacak, sendikaları, eğitimcileri, öğretmenleri ve hatta öğrenci ve velileri kapsayacak bir Eğitim Danışma Kurulunun çoktan oluşturulmuş olması gerekirdi.” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel, yazılı açıklamasında, Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) salgın sürecine hazırlıksız yakalanmasının faturasının öğrenci ve eğitimcilere kesildiğini savundu.
Milyonlarca öğrenci ve eğitimciyi ilgilendiren konuların günlük yapılan planlara göre şekillendiğini aktaran Adıgüzel, “18 milyonu aşkın öğrenci ve 1 milyonu aşkın öğretmenden bahsediyoruz. 20 milyona yakın bir popülasyona günlük çözüm olmaz. Bilim Kurulu ile eş güdümlü çalışacak, sendikaları, eğitimcileri, öğretmenleri ve hatta öğrenci ve velileri kapsayacak bir Eğitim Danışma Kurulunun çoktan oluşturulmuş olması gerekirdi.” değerlendirmesini yaptı.
MEB’in sendikaları, meslek odalarını dışlayıcı, eğitimcilerin talep ve uyarılarını göz ardı eden tutumunun kabul edilemeyeceğini vurgulayan Adıgüzel, öğretmenler, öğrenciler ve veliler açısından soru işaretlerinin giderek arttığını ileri sürdü.
Yalnızca İstanbul’da ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde 2 milyon 800 bini aşkın öğrencinin eğitim aldığını aktaran Onursal Adıgüzel, şunları kaydetti:
“198 bini aşkın da öğretmen görev yapıyor. İstanbul’daki 7 bin 60 okulda derslik başına ilkokul-ortaokul düzeyinde 38, genel ortaöğretimde 34, mesleki ve teknik eğitimde 26 öğrenci düşüyor. Böylesi bir ortamda eğitimin normal şartlarda devam edemeyeceği ortada.”
“Öğrenciler için interaktif bir eğitim ortamı sağlanamadı”
İstanbul Gençlik Platformu tarafından paylaşılan “Online Eğitim Çalıştayı Raporu”na da değinen Adıgüzel, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Öğrencilerin anlatımlarından çıkardığımız, özellikle devlet ve özel okullar arasındaki ayrımın net bir şekilde hissedildiği yönündedir. Ayrıca okullar arasında herhangi bir standart uygulama olmaması, bütünlük sağlanamaması da dikkat çekmektedir. Bazı okullarda dersler EBA üzerinden işlenmeye çalışılırken, diğer okullarda Zoom ya da Google uygulamalarının tercih edildiği görülmektedir. Yine özellikle Fen ve Anadolu Lisesi düzeyindeki okullarda öğretmenler kendi inisiyatifleri dahilinde okula giderek okul tahtasında ders anlatım videosu çekerek ve bu videoları öğrencilerle paylaşarak eğitimi sürdürmeye çalışmıştır. Bu da bize ortak bir online eğitim altyapısının olmadığını, EBA’nın yetersiz kalmasının bir sonucu olarak her okul ve öğretmenin kendi online eğitim altyapısını kurmaya çalıştığını göstermektedir. Bir nevi okullar ve öğretmenler kendi kaderlerine terk edilmiş, öğrenciler için interaktif bir eğitim ortamı sağlanamamıştır.”
(AA)