Çiftçisin sen; ‘işçi’ kal!
Önce topladılar.
Bitince başka yerden topladılar.
Sonra toprak işlemeyi öğrendiler.
Koyunu, keçiyi evcilleştirdiler. Onların peşinden ovalar dağlar aştılar, dolaştılar.
Sonra birilerinin serf’i, kölesi, reayası, marabası, uşağı oldular.
Usta, zanaatkâr, tüccar hatta isyankâr ve hatta devrimci oldular.
Sonra kendi yarattıkları dev için işçi oldular.
Sonunda sermaye bile oldular. İşçi ve emek pazarında alınır satılır oldular.
Ama hiç sömüren ol/a/madılar.
Buna rağmen nedense hep itilip kakıldılar.
*** ***
Evet, bugün 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü.
*** ***
Tarihsel arka plana bakınca toplumsal, ekonomik, ideolojik ve kültürel bütün oluşumların ana kaynağıdır tarım.
Zaten “kültür-cultura” sözcüğünün kendisi, “tarım” anlamında değil midir?
Islah etmek, terbiye etmek, şekillendirmek, biçimlendirmek değil midir kültür?
O yüzden Türkçesi, “ekin” değil midir kültürün?
O yüzden, tarım bir bütün değil midir?
*** ***
Tarım toplumundan sanayi topluma geçişin kaynağı, sermayesi, işçisi tarım değil midir?
*** ***
Alman Kimyager Justus Freihher von Liebeg, kimyasal gübreyi bulduktan sonra tarımsal hammadde lehine işleyen ekonomik mekanizma, sanayi lehine dönmeye başlamadı mı?
“Yeşil Devrim” üzerinden, tarımın, toprakları – üreticisi, sanayiye meta olmaya başlamadı mı?
Üzerine gelen “mekanizasyon” ile çiftçi ve köylüler kentlere akın etmedi mi?
Kentlerin yapısı, biyokütlesi, yaşam tarzı, kültürü değişip, yeni kentler ve biçimleri ortaya çıkmadı mı?
Yeni kentlerde çiftçiler, köylüler işçileştirilip, kötü yaşam koşullarına maruz kalmadı mı?
Onun bunun burun kıvırdığı insan olmadı mı?
*** ***
Ne oldu yetmedi mi ki, üzerine neoliberal ideolojiyi dayattınız?
Yetmedi mi ki, bize hamburger kültünü, kültürünü dayattınız?
Yetmedi mi ki, çocuklarımızı obez yapıp; onların bedenlerine yabancılaşmasını görmezden geldiniz?
*** ***
Evet, siz sorumlusunuz; F.A. von Hayek, Milton Friedman.
Ronald Reagan, Margaret Teacher.
Ve ulusötesi şirketler.
Gıdamızı, doğamızı, ekosistemimizi, suyumuzu, toprağımızı, kültürümüzü kirlettiniz.
Sağlığımızı çaldınız.
*** ***
Şimdi ne oldu da Dünya Çiftçiler Günü’nü buldunuz?
*** ***
Bumerang geri dönmeye başladı değil mi?
Postmodern kültür ve postendüstüriyel yapı artık sizi de risk algısının içine aldı değil mi?
O yüzden mi aman aile işletmeciliği, aman küçük çiftçilik diyorsunuz?
O yüzden mi kooperatif, kolektif üretim, sözleşmeli üretim diye tutturuyorsunuz?
Ne oldu “Gıda rejimi kuramınıza”?
Ya “organik tarım” kimin için sizce?
Yani, “hep bana rabbena” durumları.
Yani “çiftçisin sen işçi kal” diyorsunuz.
Oysa sen de iyi biliyorsun ya; oku bak girişte yazdım:
HEPİMİZ BİRER ÇİFTÇİYİZ.
İŞÇİ OL diyen sensin.
NEDEN?