Cumhurbaşkanı Erdoğan: Açtıkları çukurları onlara mezar edeceğiz

15.12.2018
A+
A-

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Denizli’de toplu açılış töreninde bir konuşma yapıtı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Denizli’de katıldığı toplu açılış töreninde vatandaşlara hitap ediyor.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

Bu yatırımların hayata geçirilmesinde emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Belediyecilik AK Parti’nin işidir. CHP filan bu işten anlamaz. Ben İstanbul’u kimden aldım? CHP’den aldım. İstanbul’da belediyeyi aldığımız İstanbul susuzdu, çöp dağları vardı. Hava kirliliği tavan yapmıştı. O susuzluğun olduğu İstanbul’a dağları delerek su getirdik. Ve 2040’a kadar İstanbul’un su sorununu çözdük. Bir taraftan Istranca dağlarından bir taraftan Sakarya’dan su getirdik. Boğaz’ın altından da karşılıklı deplase ettik. İstanbul’da artık su sorunu yok. Biz buyuz.

Şimdi inşallah İzmir’i de alacağız. Ona hazırlanıyoruz. Onun için hep birlikte gayret göstereceğiz. İstanbul’a çöp dağları yükselmişti. Ümraniye’de vahşi depolama patladı, 39 vatandaşımız öldü. CHP’li belediyeydi. Herkes bunu unuttu. Bay Kemal senin haberin var mı bundan? Sen önce bunun hesabını ver. Gazeteler maske dağıtıyordu. 50 bin haneye doğalgaz gelmişti. Belediye başkanlığım süresince 1 milyon 250 bin eve doğalgaz bağlattım. Şimdi şunu söylüyorum, CHP demek çöp demektir, CHP demek susuzluk demektir, CHP demek yolsuzluk demektir, CHP demek yasaklar demektir. İşte biz bunları kaldırdık.

Şimdi önümüzde 3.5 ay var. 3.5 ay sonra sandıklardan inşallah AK Parti’yi en güçlü şekilde çıkartıyor muyuz? Zaten AK Parti demek gençlik demektir. Unutmayın, 2 tane dev proje dedim. Bunlardan birisi millet bahçeleri. 1 ay olmadı, İstanbul’da 5 millet bahçesinin açılışını yaptık. Oralar muhteşem oldu. Bir de ne demiştim, millet kırahathaneleri demiştim. Şu anda muhteşem millet kırahathaneleri açıyoruz. İçinde çay ve kek, ücretsiz olarak gençlere dağıtılıyor. Bu CHP ne dedi, kumarhane açıyorlar dedi. Çünkü bunların işi okey ıstakasını koyacak, tuğlaları dizecek. Bu kırahathanelerde gençlerimiz gelecek derslerini çalışacak. Ama çayını da kahvesini de simidini de kekini de orada bulacak. Bu devletin milletiyle kaynaşması demektir.

Türkiye’nin yükselişi herkes tarafından görülüyor ve kabul ediliyor. Sadece ana muhalefet bu gerçeklere sağır ve kör. Bay Kemal bak terörle mücadelede neler yapıyoruz. Gördün mü, duydun mu? Bak Sincar’a girdik mi, girdik. Uçaklarımız o PKK teröristlerine oraları mezar yaptı mı, yaptı. İftihar etmen lazım. O kol kola gezdiğin terör örgütü mensupları var ya, onların açtıkları çukurları kendilerine mezar edeceğiz. Sen kimlerin yanında yer alacağını öğrenemedin. Sen onlarla beraber devam et, biz milletimizle beraber devam ediyoruz.

Nerede bir sıkıntı varsa, orada biz olacağız. Çıkmışlar parlamentoda bize akıl veriyorlar. Diyorlar ki, arkadaşlarımızı vurdular. Ya sizin arkadaşlarınız değil vatandaşlarımızı kırdıran. Bizim Kürt kardeşlerimizi sokağa döken değil miydi bunlar. Bir tanesi içeride yatıyor işte. Bölücü terör örgütünün başıyla ilgili yaptıkları ortada. PKK’sı PYD’si YPG’si FETÖ’sü bunların hepsi aynı. Bunlar halkımızı böldüler, parçaladılar. Milletimize göğüslerini gererek ifade edebilecekleri hiçbir projeleri olmadığı için işi yüzsüzlüğe vurdular. Geçtiğimiz günlerde CHP lideri bütçe görüşmeleri için çıktığı kürsüde bir sürü zırvayı sıraladı. Diyor ki, hastanelerde tedavi yapılmıyor, hastanelerde muayene yok. Bay Kemal senin genel müdürlüğündeki hastaneler yok. Onlar mazi oldu. Benim halkım gerçekleri biliyor. Senin dönemindeki gibi kuyruklarda ölenler yok. İlacını alamıyordu benim vatandaşım. Şimdi ilacını hastanenin eczanesinden almaya gerek yok. Şimdi bir de şehir hastanelerini yapmaya başladık.

Avrupa Komisyonu başta olmak üzere uluslararası kuruluşların araştırmalarına göre, ülkemizde yargıya olan güvenin oldukça yüksek bir seviyede seyrettiği görülüyor. Milletimizin büyük bir bölümü, anlaşmazlıklarını yargı kanalıyla çözmeyi tercih ediyor. Geçmişte önce vesayet güçleri ardından FETÖ tarafından yıpratılan adalet sistemimiz milletimizin gönlündeki yerini korumaya devam ediyor. Ülkemiz ve yargımız böylesine ölümcül bir virüsten temizlenmişken, yargının güvenilirliğini sorgulamak terör örgütlerinin değirmenine su taşımaktır. Ülkemizde artık adalet sistemi, sadece ve sadece Türk milleti adına görev yapacaktır.

Bay Kemal egemenlik kayıtsız şartsız değil mi? 20 Temmuz’da OHAL kararını meclis aldı. Sana mı soracaktı? Kararı alan TBMM, iş bitmiştir. Bu zat kendisinin de içerisinde olduğu TBMM’nin iradesini darbe olarak niteliyor. Bunların milletin temsilcilerine saygısı bu kadardır. FETÖ terör örgütü diyemeyenler, bölücü örgütün güdümündeki partiyle koyun koyuna seçime gidenler elbette darbe diyecek. Şimdi bunların koalisyonunda kim var, malum terör örgütünün beslemesi olan parti var. Bizim MHP ile azami müştereklerimiz var. İnşallah 31 Mart’ta cumhur ittifakının zaferini hep birlikte yaşayacağız.

Şimdi bu zat çıkıyor, Cemal Kaşıkçı cinayeti konusunda akla hayale sığmayan iftiralarda bulunuyor. Azıcık aklı, mantığı, izanı, vicdanı olan bir insan bu sözleri etmeye utanır. Olayın en başından sonuna kadar nasıl gerçekleştiğini anlattık. Grup toplantısında tüm dünyaya üç dilde yayın yaptık. Ama kulağı var duymuyor, gözü var görmüyor. Çünkü kalbi mühürlenmiş. Yargı, emniyet ve istihbarat birimlerimiz cinayetle ilgili bilgi ve belgeleri, çok büyük emek sarf ederek ortaya çıkarttı. Amerika’dan, Suudi Arabistan’dan, Fransa’dan, Almanya’dan, Kanada’dan geldiler dinlettik. Dün İstanbul’da İslam İşbirliği Teşkilatı Anayasa Mahkemesi Başkanları zirvesinde bunu etraflıca anlattım. Arkasından Kudüs Zirvesi’nde de anlattım. Sonunda ne oldu? Amerika Senatosu kararını verdi; Bunun arkasında filanca var. Katillerin ülkemizi terk ettikleri saatlerde, daha olayın ne olduğu bile bilinmiyordu. Bu olayı sıkı bir şekilde takip etmeseydik, cinayetin ortaya çıkması da mümkün olmayacaktı. Dünyanın tamamının gördüğü bir hususu Bay Kemal görmüyorsa, bu da kendi sorunudur. Bu zata milletimiz hak ettiği cevabı sandıkta, 31 Mart’ta verecektir. CHP’nin başındaki zat, diğer pek çok mesele gibi burada da aynı şeyi yapıyor. Terör örgütleriyle birlikte oluyor. Bütün bunlar karşısında biz terör örgütleriyle mücadelemizi Gabar’da Cudi’de aralıksız devam ettiriyoruz.

Kılıçdaroğlu’nun bir diğer hezeyanı bilmem kaç gazetecinin içeride olduğu yalanıdır. Bunlar gazeteciliği bırakıp terör örgütüyle beraber olanlar. Binlerce dosyayı mesleklerine göre ayırmak bizim aklımıza gelmiyor. Bir kısmının terör örgütleriyle ilişkileri, bir kısmının da adi suçlar nedeniyle cezaevinde olduğunu görüyoruz. İşsizlik diyor, bir başka yalan bu. Türkiye’de iş gücü arzının sadece son 10 yıla baktığımızda 23 milyondan 33 milyona çıktığını görüyoruz. Bu başarıyı 2008 küresel finans krizine ve son 5 yılda yaşadığımız onca badireye rağmen ortaya koyduk.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.