Davulun tokmağı…

2023 seçimlerine çok zaman var…

Ama aylar öncesinden sancıları hepimizi titretiyor.

İktidar, koltuğu kaptırmamakta kararlı.

Menfaat çevreleri iktidara akıl hocalığı yapıyor.

Siyaset sofrasının müdavimleri o kadar şaşkın durumdalar ki…

Muhalefet ittifakına hırsız demekten utanmıyor.

İnşallah seçim yapılır, iyi olan kazanır da hırsız diyen dilleri koparır.

Milletimiz belki rahat nefes almaya kavuşur.

Temennimiz, adil bir seçimle şerefli olanların kazanmasıdır.

Türkiyemiz’de bir seçim havası esmektedir.

Cumhurbaşkanının gezileri ve mitingleri hız kesmiyor.

Gerçekler ortada; zamlar, ekonominin çökmüş olması belli…

Toplum barut fıçısı, ‘açız‘ diye  feryat ediliyor.

Dinleyen yok, toplum yorgun ve bitkin…

Cumhuriyet tarihinde görülmemiş talihsiz günler yaşıyoruz.

Bu kadar derin maddi ve manevi bir buhran görülmedi.

Dışarıdan ve içeriden kuşatılmış olan iktidar çok öfkeli…

Çare ararken bile ne yaptığını bir türlü anlatamıyor!

Kısaca partili Cumhurbaşkanlığı iyi bir yönetim değil.

Bunu Cumhur İttifakının düşündürmesi lazım.

Bizim çözülemeyecek bir sorunumuz yok.

Acı ve gerçekleri olağan göremiyoruz.

İnsani ve vatanseverlik konusunda sınıfta kaldık..

Dilimiz kirli, bakışımız şaşı, nefret fırtınası sürüklüyor.

Fırtınalı günler yaşıyoruz ama ötekileştiğimizi de bilmiyoruz.

Bu sebeple görev yapan liyakatli insanlarımız kızakta sessiz…

Fırsatçıların, çetelerin, ekran ve yazılı basının davulu tokmaklanıyor.

Sedat Peker haftalarca konuştu, güçlü devlet bunlara sessiz kalabilir mi?

Bunlar toplumda derin yaralar açacak olan olaylar değil midir?

Ötekileştirmeyi artırdı umutları ve güveni söndürdü, haberimiz yok.

Kısa keselim; Adaletin olmadığı yerde devlet olur mu?

Adaletin celladı olduk diyenler haksız mı?

Davulcular sabah akşam tokmağı başımıza vuruyor.

Fırsattan istifade eden din tacirliği yapanlar da ayrı bir dert.

Adaletsizliği işleyen, çekenden daha sefildir.

Yalan mı?

”İnsanın kendisi ile yüzleşmeye yüzü yoksa, başkalarının hatası ile oynar durur.”

Vur davulcu tokmağı davula… Hayır, yetmedi.

Başımıza vur, uyanırız belki…

Hak ettik biz…

Unutmayalım; hatırladığım için tekrar yazıyorum:

”HATALI SOLLAMA ÖLÜM,

HATALI OYLAMA ZULÜM GETİRİR.”