Depresyon

07.06.2018
A+
A-

Uzm. Dr. Hatice ALKAN AKDAĞ – Psikiyatrist/Psikoterapist

Toplumda sık gördüğümüz ruhsal rahatsızlıkların başında ‘depresyon’ gelir. Özellikle mevsim geçişlerinde daha da bir belli eder kendini. Bazen tetikleyen üzücü bir olayın ardından (sevilen bir kişini vefatı ya da iş ile ilgili yaşanan sıkıntılar) bazen de her şey yolunda olmasına rağmen içsel kaynaklı başlayabilir.

Tüm dünyada en fazla yeti kaybına neden olan 4. hastalık iken, gelişmiş ülkelerde ilk sırada yer almaktadır. Kabaca her 10 kişiden birinde görülen bu rahatsızlık hem fiziksel hem de ruhsal olarak tüm ağırlığıyla hayatı dayanılmaz kılmaya başlar.

Hüzün, umutsuzluk, çökkünlük ve keder neredeyse günün her anına egemendir. Değersizlik duyguları, kendini yetersiz hissetmek, hiçbir şey yapmayı istememek, yaşamı anlamlı bulmamak ve hatta yaşamaya değer bulmamak… Gittikçe artan düzelemeyeceği inancıyla birleştiğinde depresyon artık kişinin tüm yaşam alanlarına yayılmış demektir.

Sıklıkla bu duygulara fiziksel belirtiler de eşlik eder. Uyku bozuklukları, iştahta ve kilo da değişimler, hareketlerde yavaşlama, konuşmanın azalması, konuşma içeriğinin fakirleşmesi ve bitmek bilmeyen bir yorgunluk hissi… En basit işleri bile yapmak bile zorlaşır ya da imkansızlaşır.

Depresyon tanısı bu belirtilere neden olabilecek diğer tıbbi hastalıkların dışlanması ve diğer ruhsal hastalıkların ayrımını sağlayacak bir psikiyatrik muayene neticesinde konur.

Tedavide; hasta için en uygun yöntem belirlenerek psikoterapi ve ilaçlardan ayrı ayrı ya da birlikte kullanılarak bir yol izlenir. İyi tedavi edilmemiş depresyon, hastalığın süreğenleşmesine, alkol ve madde kullanımı başta olmak üzere farklı ruhsal hastalıklara zemin hazırlayabilmektedir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.