Dikkat çökebilir!
Ülke gündemini iki kelimeyle özetlemek mümkün; ”çöken çökene…”
Çökme; mafya lugatında gayri meşru işlerde yapılan eylemin adı olarak isimlendirilirken, sosyal hayatımızda çökme afet olayları konusunda uyarıcı olarak kullanılan bir eylem kelimesi…
Fakat insan menfaatinin doğal felaketlerden daha önde olduğu gerçeğini sanırım ilk mafya keşfetmiş olacak ki yaptıkları işleri çökme olarak lanse ediyorlar.
Suç örgütü üyesi Sedat Peker’in iddiaları sayesinde öğreniyoruz ki eline devletin gücünü geçirenler, garip gureba, gazi, şehit, yetim ve millet hakkı demeden paralara ve mülklere çökmüşler, iyi mi?
Çöken çökene algısının odağında tatil beldesi Bodrum’da bir otel vardı. Fakat otelin ilk sahibi de eski çökücülerden çıkınca bahse konu otel arsasına da çöküldüğü ortaya çıktı ve otelin mirasçıları pay almak için Amerika’dan Türkiye’ye gelip dava açmışlar.
Söz konusu otele ben hariç çökmeyen kalmamış gözüküyor ve halen sahibi belli olmadığı gibi çökmek için sırada tankla bekleyenlerin olduğunu sözlü beyanlardan öğreniyoruz.
Ayakkabı boyacılığından gelen çökertme Sezgin Baran Korkmaz, Koç grubunun bir holdingine dahi çökmeye çalışmış, iyi mi?
Adamdaki cesarete bak!
Bizim millet enteresandır; doğru söylenene bakmaz, mafya üyesinin söylediğine dikkat kesilir.
Neyse.
İlk çökmeler devletin rejiminin değişmesiyle başladı aslında ve çoğu Osmanlı dönemi tapusu yok hükmünde uygulandı yerelde. Tapu kadastro geçmeye başlayınca çoğu kişi topraksız olduğunu yıllar sonra anladı. Türkiye sanayileşmeye başlayınca bir başka çökme ise verimli ovalar üzerinde yaşandı. Şu an Türkiye’deki ovaların içinde bulunan devlet arazilerinin sahipleri kimler oldu acaba?
Bursa ovalarında büyük parça alımları kimlere ait örneğin?
Dahasında imar aflarının 90’lı yılların başında uygulanması, ne arsalar üretildi ne araziler imara açıldı.
Bire bin kazanan çökme gizli iş adamlarını öğrenmedik mi?
Hatta son dönemde gündemde yerini alan İstanbul’daki arsa meselesi mesela… Bilmem kim baltazara satıldı, bir günde 20 küsur milyon dolar kazanmış kendi ifadesine göre.
Geçmişte çökme; gayri meşru para kazananlara yönelik olurdu ve haraç alınırdı. Şimdilerde toptan alınıyor. İddialara göre yani hamutunla götürüyor götürenler mafya yardımıyla…
Aklıma ‘Cengiz’e Bak’ oyunu geldi yazıyı kaleme alınca. İşin aslı cambazı seyretmeye gelenlerin cebindeki paralara çökmek üzerine… Bu sefer cambazı ipin üzerine çıkaranların asıl amacı tüm memlekete çökmekmiş gibi duruyor. Çünkü hem devlete, hem de milletin paralarına çöküldüğüne şahit oluyoruz.
Adalet, yaşanan çökme olaylarına karşı ilk adımları atmaya başladı sessiz ve derinden. Sonu gelir mi bilinmez, lakin her dönemin bir sonu vardır. Bu son her zaman çökülmek ve çökertilmek istenen halk tarafından sonlandırılır.
Hatırlayalım tarihin ilk süper güçlerini; örneğin Roma İmparatorluğu, yaşadığı sosyal çöküntü nedeniyle tarihten silinmesine neden oldu. Bir başka süper güç Osmanlı İmparatorluğu, nasıl çöktürüldü yönetenleri tarafından.
Tarih tekerrürden ibarettir derler, umarım bu sefer olamaz. Çünkü çökersek bir daha ayağa kalkma şansımız olamayabilir.
Dikkat çökebilir!