Dikkat! Okuyacağınız satırlar kanınıza dokunabilir
Ana akım medya denilen, bize göre yandaş-yalaka medyada bulamayacağınız bir haber.
Sosyal medyada, bizim de başlığa taşıdığımız cümle ile paylaşılmış.
“Dikkat! İzleyeceğiniz görüntüler kanınıza dokunabilir.”
İzledim ve kanıma dokundu.
Rus Devlet Televizyonu “Rossiya 1”, Erdoğan’ın Rusya ziyareti sırasında Putin’in kapısında bekletildiği anların görüntülerini zaman sayacı eşliğinde yayınlamış.
İki dakikalık bir bekleyiş.
Ama eminim Sayın Erdoğan’a iki asırdan uzun gelen iki dakika.
Görüşmenin yapılacağı salondan hemen önce, ön kabul odası benzeri bir mekan.
Duvarlarda Rus tarihinde önem atfedilen komutanların büyük boy yağlı boya tabloları.
Bir kaç büro masası. Duvar kenarına dizilmiş sandalyeler.
İşte bu odaya, iki kanatlı geniş bir kapıdan giren Sayın Erdoğan ve kalabalık heyetini bir görevli, akan trafiği durduran bir trafik polisi edası ile durduruyor.
Sayın Putin hazır değil…
Gözlerde bir şaşkınlık. Ne yapacağını bilememe hali.
Beklemeye başlıyor Sayın Erdoğan ve yanındaki heyet…
Ve o an ekranın sol alt köşesindeki zaman sayacı çalışmaya başlıyor.
İç siyasette esen gürleyen, en üst perdeden önüne gelene verip veriştiren, AKP’li de olsa Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı öyle ne yapacağını bilmez bir halde görmek kanıma dokundu.
Sadece Sayın Erdoğan değil, o kalabalık heyetin her bir üyesinin gözlerinde aynı şaşkınlık ve eziklik var.
Kimi tavanı seyrediyor, kimi kıravatını düzeltiyor.
Boş gözler ile sağa sola bakıyor Sayın Cumhurbaşkanı.
Saniyeler yıllar kadar uzun.
En az üç dört kamera çekim yapıyor ve hiç bir detay kaçırılmıyor.
O kameralardan biri yakın çekime alıyor Sayın Erdoğan’ın gözlerini.
Dokunsan ağlayacak bir ruh hali.
Beklemekten yorgun ve ne yapacağını bilmez bir halde duvarın kenarına sıralanmış sandalyelerden birine oturmaya karar veriyor Sayın Erdoğan.
Hafif öne eğik, gözleri sabit bir noktaya kitlenmiş, yıkılmış bir insan portresi.
Aynı karede Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ve damat Berat Albayrak da var.
Reiz’lerinin bu haline ilk defa şahit olmanın şaşkınlığı var yüzlerinde.
Damat bir eli ile yüzünü meshediyor. ‘Allahım nasıl düştük bu duruma’ der gibi…
Kameraman, Sayın Erdoğan’ı duvarda sıralanmış yağlı boya tablolardan biri ile aynı karede görüntülemek için özel gayret sarfediyor ve başarıyor da bunu.
Rus komutan Aleksandr Suvorov’un resmi.
18.yüzyıl Osmanlı-Rus Savaşları’ndaOsmanlılara karşı büyük bir başarı göstermiş Rus mareşal.
Olan bitene bakınca bütün bunların, o an gelişen olaylar zinciri olmadığını söylemek zor değil.
Ve nihayet; kapıdan, beklenen el işareti geliyor.
Sayın Erdoğan, heyeti ile birlikte salona alınıyor.
***
Düşünüyorum da;
AKP’li Cumhurbaşkanı, “One minute”den sonra “Two minutes” şansını kendi ayağı ile tepti.
Kameraların önünde sözlerine başlarken;
Sayın Putin’e kendilerini kabul ettiği için teşekkür etmek yerine, “yaşananların devletler arası nezaket kurallarına aykırı olduğunu, Türk milleti adına bu tavrı kabul etmesinin mümkün olmadığını” söyleyebilse, iç siyasete kendisine bir değil, 5 seçim daha kazandıracak rüzgarı yakalayabilirdi.
Sonrasında nasılsa, bu tepkinin Sayın Putin’e değil, “moderatöre” olduğunu söyleyip işin içinden sıyrılma olanağı da vardı.
Ama bunu yapmadı, yapamadı.
Peki neden tepti bu fırsatı?
Acaba Rusya’nın elinde “Erdoğan ailesinin IŞİD ile petrol ticareti yaptığına ilişkin belgeler’ olduğu yönündeki haberler doğru olabilir mi?
Veya 15 Temmuz kalkışmasına ilişkin Ruya’nın çok kritik bilgilere sahip olduğu yönündeki haberler…
Ve bu ezik tavrın temelinde böyle çirkin bir şantaj etkili olmuş olabilir mi?
Tıpkı, “mal varlığının araştırılması” tehdidinden sonra, Trump’ın açıkça Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği o aşağılık mektubu, Sayın Erdoğan’ın Sayın Trump’a takdim etmesi örneğinde olduğu gibi….