Dış ülkelerdeki yatırımlarda yapılan hatalar
Ülkemizin gelişmişlik düzeyinin yükselmesi, değişen siyasi coğrafya ve ülkemizdeki bazı sektörlerdeki ekonomik sıkıntılar, şirketlerimizi ve bireysel yatırımcılarımızı dış ülkelere yöneltti.
Önce inşaatçılarımız uluslararası piyasaya açıldılar. Libya’da kazanılan deneyimlerden sonra Ortadoğu ülkelerinde alınan ihaleleri Rusya’da kazanılan ihaleler izledi. Şu anda dünyanın ilk 225 inşaat firması içinde 22 inşaat firmamız var. Dünyanın her tarafında iş yapıyorlar. Bu alanda dünyada ilk üçteyiz. Ancak ciro, şirket sayısına göre düşük kalıyor.
Sonra Osmanlı coğrafyasındaki Balkan ülkelerine yöneldik. Gerek kültürel bağlar, gerekse Osmanlı bakiyesi Türk ve Müslüman azınlıklar doğal bir kültür köprüsü oluşturuyorlardı. Sanayi ve ticaretteki gelişmişlik düzeyimizle Balkan ülkelerine birçok alanda önder olduk.
Türk şirketleri Arnavutluk’tan Romanya’ya; bankacılıktan şişe cama; fırıncılıktan konfeksiyona; inşaattan tavukçuluğa her alanda yatırım yaptılar. Balkan ülkelerinin sırayla AB’ye üye olması firmalarımız için bu ülkeleri köprü haline getirdi. Yatırımcılarımızın bilgi birikimi Balkan ülkelerindeki ekonomik gelişmeyi olumlu yönde etkiledi.
TEKSTİL VE GIDADA HAYAL KIRIKLIĞI
Bizim AB’ye üyelik hikâyemiz mi? Ona hiç girmeyelim. Ayrıca üye olmamız gerekiyor mu? Bence hayır. Bölgesel büyük devlet olduğumuzu; büyük bir imparatorluğun mirasçısı olduğunu unutmamamız gerekiyor. AB’ye üyeliğimizi Fransa halkına soracak da, biz niye kendi halkımıza sormuyoruz.
Dışa açılmamız Ortadoğu’dan sonra Kafkasya ve Orta Asya ile devam etti. İnşaat sektörü dışında bazı alanlarda bilhassa tekstilde, gıdada yatırımcılarımız hayal kırıklığına uğradılar.
Kendi deneyimlerimin ışığında en çok rastlananları sıralayacağım:
Yapılan hataların en başında yatırım yapılacak ülke hakkında yetersiz bilgi edinilmesi ve kulaktan dolma bilgilerle ülkelere gidilmesi geliyordu. Bilhassa “Şu arkadaşım, tanıdığım şu alana yatırım yaptı, ben de yapayım. Komşum şu makinayı aldı, ben de bir fazlasını alayım” anlayışıyla sanayiciliğe atılmış insanlar/firmalar bugün alışkanlıklarını değiştirmeden, “Komşum şu ülkeye gitti, ben de gideyim” anlayışında.
Şu anda moda Mısır. Yeterli iş gücü var mı? Enerji şimdilik ucuz, bulunuyor; ya yarın? Su yeterli mi? Mısır’da ürettiğin malı ABD’ye satmak için mal bedelinin yüzde on üçü kadar İsrail’den malzeme almak zorundasın. Yani bir çeşit vergi ödüyorsun. Kotalar kalktığında bu yatırımların bir cazibesi kalacak mı?
YATIRIM İÇİN ARAŞTIRMA YAPILMALI
Konuyu toparlarsak bir ülkeye yatırım yapmak istiyorsak;
- Ülkenin yatırım mevzuatını, verdiği teşvikleri iyice öğrenmeliyiz. Firmanın o ülkeden bir avukatı olmalı. Yatırım yapılacak ülkedeki ticaret ateşimizden ve yatırım yapılacak ülkenin ticaret ateşesinden bilgi almalıyız.
- Yatırım yapılacak ülkedeki enerji maliyetleri ve yeterli enerji olup olmadığı anlaşılmalı. Ülke içinde enerji açısından bölgesel yetersizlikler, sıkıntılar olabilir.
- İşgücü maliyetleri iyi analiz edilmeli. Şu anda dünyanın hiçbir yerinde 20-30 dolara kalifiye işçi bulmak mümkün değil. Kalifiye işçi her yerde pahalıdır. İşgücü açısından da dünya globalleşti. İnsanlar daha çok para kazanacakları yerlere, ülke içi-ülke dışı göç ediyorlar.
İşgücünün maliyeti yanında bulunabilirliği de önemli bir konu. Yatırım yapılacak ülkenin her yerinde bilhassa kırsal kesimlerde nitelikli işgücü bulmak mümkün olmayabilir.
- Fabrikanın yer seçimi çok önemli. Türki cumhuriyetlerinde yapılacak yatırımlar için büyük kentler ve sanayi için kurulmuş yerleşim bölgeleri tercih edilmeli.
- Yer seçiminde bölgesel yatırım ve teşvikleri bulunup bulunmadığı, diğer faktörler göz önünde bulunarak iyice incelenmeli. Bazen teşviksiz bölgelerdeki merkezler enerji ve iş gücü açısından daha cazip olabilir.
- Türkiye’deki alışkanlıklar terk edilmeli. Ülkemizde arıtma çoğu sanayici için problem değil. Her türlü zehirli atık içeren suları en yakın kanala, dereye, nehire akıtmak serbest. Yatırım amacıyla gidilen ülkelerde “rüşvet” yaygınsa da bulunduğum ülkede şu ana kadar tanıdığım hiçbir yatırımcı bunu başaramadı. Hiçbir boyahane arıtmasız çalışamadı.
- Pazar araştırması, yatırım başlamadan yapılmalı. Yatırım yapılacak ülkenin çevre ülkelerle olan gümrük indirimleri incelenmeli. Türki cumhuriyetlerinde yapılacak yatırımlar için Rusya (150 milyon) ve çevresi (70 milyon) ile 220 milyonluk gelişen, hızla büyüyen bir pazar.
PAZAR ARAŞTIRMASI ŞART
Rusya ve hinterlantındaki ülkelerin ürettiği petrol, doğalgaz, altın ve diğer madenlerden; sattıkları pamuk ve gıda maddelerinden elde ettikleri gelirler artmıştır. Bu ülkeler hızla altyapılarını yenilemeye başlamış, hızla yeni okullar, konutlar, hastaneler yapılmakta; yeni fabrikalar kurulmakta. Yatırımcılar bu pazarı göz ardı etmemelidirler.
Kısaca toparlarsak;
- Doğru yatırım alanı
- Doğru ülke
- Yatırım yapılacak ülkenin konumu; çevre ülkelerle ekonomik ve siyasi ilişkileri
- Yatırım yapılacak ülkenin yatırımcıya sağladığı genel ve bölgesel teşvikler
- Yatırım yapılacak bina ve arazinin kolayca bulunması
- Enerji fiyatları ve enerji temininin problem olmaması
- İş gücünün ucuz olması; nitelikli iş gücünün kolayca bulunabilmesi.
- Bankacılık sektörünün gelişmiş olması; para transferlerinde problem yaşanmaması, Türk bankası var mı?
- İletişimin kolay olması. Telefon, faks, internet kullanımının yaygın olması
- Türkçe bilen çalışanların kolayca bulunabilmesi
- Türkiye’yle kültürel yakınlık
- Pazara ve Türkiye’ye nakliyenin kolay olması
- İç pazarın durumu
- Devlet görevlilerinin yatırımcılara karşı tavrı.
- Ve en önemlisi; bu projeyi yönetecek deneyimli bir lider.
Bu listeyi uzatmak mümkün. Kısaca iyi pazar araştırması, iyi plan, iyi yer seçimi, iyi bir lider…