DP Genel Başkanı Uysal, 14 Mayıs’ın yıldönümünde YSK eleştirisi yaptı
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, 14 Mayıs’ın yıldönümü dolayısıyla yayınladığı mesajda YSK’nın verdiği kararlara ilişkin eleştirilerde bulunarak “Demokrasiye dair umutlarımız, demokrasiye ve milletin iradesine olan inancımızla “bayram gibi” kutlayacağımız yıl dönümleri dileğiyle, 69 yıl evvel milletin namusunu namusu bilmiş YSK Üyelerini, “hür seçimler”in tecellisinde emeği olan kıymetli şahsiyetleri, vesileyle Başbakanımız Adnan Menderes ve arkadaşlarını saygıyla anıyor, demokrasinin ölmez bir mefkure olduğu hatırlatması ile bayramınızı tebrik ediyorum” dedi.
Çok partili sisteme geçişteki ilk serbest, hür seçimlerin yapıldığı ve Demokrat Parti’nin 27 yıllık tek parti dönemine son vererek iktidara geldiği gün olan 14 Mayıs 1950 seçimlerinin Demokratlar için Demokrasi Bayramı olduğunu ifade eden Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, bu vesileyle yayınladığı mesajda şunları kaydetti:
“Milletin hür iradesi, bu iradenin akıbetini garanti etmekle mükellef bir kurum tarafından gasp ediliyorken “demokrasi bayramı” kutlamak…”
“Ülkemizde birçok bayram, kutlama yapmaya yeter sebeplerden yoksun olarak idrak edilmektedir.
Çocukların küçücük elleri ile çalışmak zorunda olduğu, istismara uğradığı, aç yattığı bir dönemde “çocuk bayramı”, iş cinayetlerinde, örneğin 5 sene evvel gözünü para hırsı bürümüş sermayedarların vurdumduymazlığı ile 301 insanın hayatını kaybettiği, hesabının sorulmadığı, çalışandan, işçiden milyonlarcasının hakkını alamadığı, hakça yaşayamadığı bir ülkede“işçi/emekçi bayramı” günbegün anti demokratik uygulamalar yerleşir ve kanıksanırken, siyasetçisi, gazetecisi, iş insanı, sanatçısı, sporcusu görüşleri nedeniyle fiziksel şiddete dahi uğruyor, sorumluları hesap vermiyorken, milletin hür iradesi bu iradenin akıbetini garanti etmekle mükellef bir kurum tarafından gasp ediliyorken “demokrasi bayramı” kutlamak…
Bugün, Türk demokrasisinin, 14 Mayıs 1950 yılında gerçekleşen “hür seçimler” vesilesiyle doğum günü, biz demokratlar içinse“demokrasi bayramı”; kutlu olsun.
69 yıldır, türlü müdahalelere, bir takım güçlerin tasallutuna, kimilerinin tahakkümüne karşı, defalarca kesintiye uğramasına rağmen, dün ve bugün çeşitli şekillerde örselenmeye devam edilirken dahi, geleceğe dair sahip olduğumuz umut ve demokrasi için mücadele etmiş herkesin aziz hatırası namına kutladık, kutlamaya da devam edeceğiz.
Türk Siyasi hayatında çok partili sistem içinde ilk serbest seçimlerin yapılması üzerinden 69 yıl geçtikten sonra, “demokrasiyi nasıl daha işler kılabiliriz” tartışması yerine “demokrasiyi geri getirmek” şeklinde bir tartışma içinde olmak, buna vesile olayları yaşamak, ülkemiz için, geleceğimiz için son derece ürkütücüdür.
Bugüne kadar “daha fazla” için mücadele edebilecekken ara rejimler, ismine dahi kahrettiğimiz darbeler yüzünden, elimizden alınanı tazmin edebilmek gayreti ile menkul bir demokrasi serüvenine sahibiz.
27 Mayıs’tan 28 Şubat’ kadar, darbeci zihinlerin, milletten gasp ettiği demokratik değer ve ilkeleri, hak ve hürriyetleri “yeniden” tesis edebilmek için harcadığımız zaman, zaman yönetiminin rekabette ne derece etkili olduğunu düşündüğümüzde kaybımızı daha net bir biçimde ortaya koyacaktır. “Darbeler ülkeleri 10–20 yıl geriye götürür” deyişi bu bakış açısı ile değerlendirildiğinde daha çok anlam kazanacaktır.
“14 Mayıs 1950 Seçimleri, YSK’nın “hakem”liğinde, sevk ve idaresinde “hür” kimliğine kavuşmuştu”
1839 Tanzimat Fermanı’ndan itibaren defaatle denenen ancak 14 Mayıs 1950 seçimlerine kadar vakıf olunamayan “hür seçimler” demokrasinin yerleşmesi, işlerlik kazanması bakımından mihenk taşıdır.
Millet, idarecilerini “tercih” edebiliyor olduğunda, sahip olduğu egemenliği hür rızası ile emanet edebildiğinde, hürriyet bilinci, hak arama bilinci, adalet bilinci ve nihayetinde demokrasi bilinci yerleşecektir.
14 Mayıs Seçimleri milletimizin hak ve hürriyetlerine nasıl sahip çıkacağını da göstermiştir.
Sandık vesilesi ile yalnız idarecilerini tasnif etmediğini, aynı zamanda geleceğini tanzim ettiğini öğrenen milletimiz için sandık, bu tarihten itibaren “namus” olarak adlandırılmıştır.
Bugün 31 Mart seçimleri özelinde ve fakat son birkaç seçimdir aldığı kararlarla varlık gayesi sorgulanır hale gelen YSK, 14 Mayıs’tan hemen önce milletin namusunu muhafaza etmek gayesi ile kurulmuştur. 14 Mayıs 1950 Seçimleri, YSK’nın “hakem”liğinde, sevk ve idaresinde “hür” kimliğine kavuşmuştur.
YSK, 69 yıl önce demokrasinin doğumuna ebelik etmişti, şimdi katline aracılık ediyor”
Acı ki, 69 yıl önce Türk Demokrasisi’nin doğumuna ebelik eden YSK, bugün aldığı kararla demokrasinin üzerine toprak sermek istemekte ya da sermek isteyenlere küreklik etmektedir.
Türkiye için “beyaz” bir sayfa açılmasından hareketle partimizin, hürriyetçi demokratların “beyaz ihtilal” olarak adlandırdığı bugünün yıl dönümünde demokrasiye kara çalan YSK kararları bir utanç vesikasıdır.
Ülkemizin yüz binlerce sayfada anlatılamayacak iki yüz yıllık demokrasi gayretleri, demokrasiyi korumakla mükellef bir kurumun birkaç satırlık kararı ile baltalanmak istenmiştir.
“YSK her ne karar alırsa alsın millet iradesi yine oluşacaktır”
YSK ve kendisine bu kararı aldıranlar bilmelidir ki demokrasi kararlarla değil, kararlılıkla ve inançla hayat bulur; tıpkı kararlarla ölemeyeceği, yok olamayacağı gibi…
Bu bakımdan YSK her ne karar alırsa alsın, silahlara, tanklara, topa, tüfeğe eğilmeyen ve elbet vücut bulan millet iradesi, yine oluşacaktır.
Demokrasiye dair umutlarımız, demokrasiye ve milletin iradesine olan inancımızla “bayram gibi” kutlayacağımız yıl dönümleri dileğiyle, 69 yıl evvel milletin namusunu namusu bilmiş YSK Üyelerini, “hür seçimler”in tecellisinde emeği olan kıymetli şahsiyetleri, vesileyle Başbakanımız Adnan Menderes ve arkadaşlarını saygıyla anıyor, demokrasinin ölmez bir mefkure olduğu hatırlatması ile bayramınızı tebrik ediyorum.”