Dünyada vahşi yaşam popülasyonu 46 yılda ortalama yüzde 68 düştü

Dünya Doğayı Koruma Vakfının raporunda, doğanın insanlar tarafından daha önce görülmemiş oranda tahrip edildiği ve Kovid-19 salgınının, doğa ve insanın iç içe geçmesinin sert bir ihtarı olduğu ifadesine yer verildi.

Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF), dünyada vahşi yaşam popülasyonunun son 46 yılda ortalama yüzde 68 düştüğünü bildirdi.

WWF’nin “Yaşayan Gezegen 2020” raporunda, 1970-2016 yıllarında, gözlemlenen 4 bin 392 memeli, kuş, balık, sürüngen ve amfibi türünün nüfuslarında yaşanan düşüş değerlendirmeye alındı.

Raporda, bu türlerin popülasyonlarında son 46 yılda ortalama yüzde 68 gerilediği, sayılarının 1970’ten bu yana her yıl ortalama yüzde 4 azaldığı kaydedildi. Bunun yavaşlama eğilimi göstermeyen “feci bir düşüş” olduğuna işaret edildi.

Vahşi yaşam popülasyonundaki düşüşten en kötü etkilenen bölgeler Latin Amerika ve Karayipler’de bu oranın ortalama yüzde 94’ü bulduğu belirtildi.

Raporda, doğanın insanlar tarafından daha önce görülmemiş oranda tahrip edildiği uyarısında bulunuldu, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının, doğa ve insanın nasıl iç içe geçtiğinin sert bir ihtarı olduğu ifadesine yer verildi.

İnsanoğlunun buzullarla kaplı olmayan yeryüzünün yüzde 75’ini başkalaştırdığına, ekosistem yıkımının şu anda 500 bini böcek olmak üzere bir milyona yakın türü tehdit ettiğine dikkat çekildi. Raporda, “21. yüzyıl yaşam biçimlerimizi beslemek için Dünya’nın biyokapasitesinin en az yüzde 56’sını gereğinden fazla kullanıyoruz.” ifadesine yer verildi.

WWF’nin İngiltere Üst Yöneticisi Tanya Steele, “Evimiz dediğimiz yeri, dünyayı yok ediyoruz. Dünya üzerinde sağlığımızı, güvenliğimizi ve hayatta kalma olasılığımızı riske atıyoruz. Şimdi doğa bize umutsuz bir imdat çağrısı yapıyor. Zaman azalıyor.” değerlendirmesini yaptı.

Vakfın ABD Başkanı ve Üst Yöneticisi Carter Roberts da “Rapor bize gezegeni kendimizi tehlikeye atacak biçimde yok ettiğimizi hatırlatıyor. İnsanoğlunun izi, bir zamanlar vahşi olan bölgelere doğru genişledikçe, türlerin popülasyonlarını tahrip ediyoruz. Aynı zamanda iklim değişikliğini ağırlaştırıyoruz ve Kovid-19 gibi hayvanlardan insanlara bulaşabilen hastalıklar riskini artırıyoruz.” ifadelerini kullandı.