Ekrem İmamoğlu’na Esenler’de semt pazarında vatandaşlardan sevgi seli…
Resmi olmayan sonuçlara göre İBB’nin yeni Başkanı Ekrem İmamoğlu, bir yandan mazbatasını beklerken bir yandan da halkla buluşmaya devam ediyor. Esenler, Kazım Karabekir Mahallesi’nde kurulan semt pazarına giden İmamoğlu, vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaştı. ”Mazbatayı ver, İmamoğlu’na mazbatayı ver” tezahüratıyla karşılanan İmamoğlu, pazar turunu yaşanan izdiham nedeniyle zorlukla tamamlayabildi. Pazarın bitiminde gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, YSK’yı, sayım sürecini sonlandırmaya davet ederek, ”Yahu, oylar sayılsın mı istiyorsunuz, sayılmasın mı istiyorsunuz. Amacınız ne. Ben anlamış değilim. Yani bir seçimin sonuçlanması, bu ülkenin demokrasi ruhunun lehine. Dünyaya karşı olan itibarının lehine. Siz neyi düşünüyorsunuz? Tek derdiniz, İstanbul’daki seçim sonuçlanmasın. Sonuçlanmayınca ne elde edeceksiniz? Zaman kazanınca ne elde edeceksiniz. Samimi olun” dedi. İmamoğlu, maçlara gitmeyi sürdüreceğini de belirtti.
Resmi olmayan sonuçlara göre İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu, Esenler Kazım Karabekir Mahallesi’ndeki semt pazarını öğlen saatlerinde ziyaret etti. Erken saat olması nedeniyle tezgahlarını dizmekle meşgul olan pazarcı esnafı, karşılarında İmamoğlu’nu görünce kısa bir şaşkınlık yaşadı. İlk anda boş olan pazar, vatandaşların birbirini haberdar etmesiyle dolmaya başladı. Pazarcıları sorunlarını dinleyen İmamoğlu, göreve başladıkları andan itibaren sorunların çözümüne yönelik çalışmaları başlatacaklarını belirtti. Bu sırada bir vatandaş, İmamoğlu’na, ”Sabah seninle başlayıp, akşam da seninle uyuyoruz. Bizi unutma” dedi. İmamoğlu’nun vatandaşa yanıtı, ”Biz, kimseyi unutmayız” oldu.
”Vatandaş mazbatayı vermiş zaten”
Evde 2 ağır hastasının olduğunu belirten Ersin Uzun adlı bir vatandaş, İmamoğlu’ndan yardım talebinde bulundu. İmamoğlu, ”Sağlık danışmanın seni arasın” diyerek Uzun’un iletişim bilgilerini aldırdı. Bir kadın vatandaş da İmamoğlu’na, ”Mazbatanı verirler inşallah. Anan kurban olsun sana” deyince, İBB Başkanı’ndan, ”Vatandaş mazbatayı vermiş zaten. Bu işin bir an önce bitmesi lazım. Gerçek meselelere dönelim. Ekonomiyi konuşalım. İşsizliği konuşalım” yanıtını aldı. İmamoğlu, pazarın kurulduğu sokak üzerinde bulunan Ferdi Çağlayan isimli yurttaşa ait konfeksiyon atölyesini ziyaret etti. Çalışanlarla sohbet eden İmamoğlu, ”Üreten insanı bulmak kolay değil. Üretene ve ürettirene kurban olurum” dedi. İş yeri sahibi Çağlayan da İmamoğlu’na, ”Bu gerginliğin şeffaf bir biçimde bitmesi lazım” şeklinde temennide bulundu. İmamoğlu da Çağlayan’a, ”Ben kimsenin mülkünü istemiyorum. Sanki biri bana mülkünü devrediyor. Memleketin asıl meselelerini konuşamıyoruz bu yüzden” yanıtını verdi.
”Rabia” işareti yapan vatandaşa: ”Sen de benimsin, sen de”
Atölye çıkışında kendisini görmeye gelen yüzlerce vatandaşın biriktiğini gören İmamoğlu, kısa süreli bir şaşkınlık yaşadı. Vatandaşlar, ”Mazbatayı ver, İmamoğlu’na mazbatayı ver” tezahüratıyla İmamoğlu’na destek verdi. Vatandaşların arasında ilerlemekte zorluk çeken İmamoğlu, yurttaşlardan gelen ”selfie” taleplerini karşılıksız bırakmadı. Vatandaşlar, İmamoğlu ile fotoğraf çektirebilmek için adeta birbirleriyle yarıştı. Bu sırada vatandaşlar tarafından İmamoğlu’na yönelik şu cümleler kuruldu: ”Geleceğin cumhurbaşkanı olacak”, ”Adamın kralı geliyor”, ”Başkanım, seni seviyoruz”, ”Mazbata ona anasının ak sütü gibi helal. Onu sandıktan halk çıkarmış” ve ”Oy canım benim Karadenizlim”. Sevgi gösterilerinin yanı sıra bir vatandaş da İmamoğlu’na, ”Rabia” işareti yaptı. İmamoğlu, vatandaşa ”Sen de benimsin, sen de” şeklinde karşılık verdi.
Pazar turunu yaşanan izdiham nedeniyle zorlukla tamamlayabilen İmamoğlu, gazetecilerin sorularını da sokakta yanıtladı. İmamoğlu, soruları, şu şekilde yanıtladı:
Maltepe’de gelen itirazla bazı sandıklarda yeniden sayım yapılacağı ve 10 gün kadar süreceğine dair tahminler var. Ne söyleyeceksiniz?
Seçim bittikten sonra, tüm gerekçeleriyle sürece itiraz eden AK Parti. Bu süreçte ”Geçersiz oylar sayılsın” dendi, sayıldı. ”Bazı ilçelerin tamamı sayılsın” dendi, sayıldı. Bazı sandıklarla ilgili, sondaj sandıklar belirlendi 57 adet, sayıldı. Maltepe, ”Tamamı sayılsın” dendi, kabul edildi, sayılıyor. ”Yahu kardeşim, hızlı sayılsın. 1 ay mı sürecek” denildi, kurullar artırıldı, sayılmaya başlandı. Ya ”Sayılsın” diyen siz, ”Sayılmasın” diyen siz. Ben anlamış değilim. Maltepe’de yapılan iş, akıllara durgunluk veren bir iş. Talep eden, ”Sayılsın” diye oradaki kurulları oluşturan 2 seçim kurulu hakimliği var. Sonrasında gelip, engellemeye çalışan, siz. Sonrasında ”Niye fazla kurul kuruldu. 2 kurulla sayılsın” diyen de siz.
”Sayılsın mı, sayılmasın mı?”
Yahu, sayılsın mı istiyorsunuz, sayılmasın mı istiyorsunuz. Amacınız ne. Ben anlamış değilim. Yani bir seçimin sonuçlanması, bu ülkenin demokrasi ruhunun lehine. Dünyaya karşı olan itibarının lehine. Siz neyi düşünüyorsunuz? Tek derdiniz, İstanbul’daki seçim sonuçlanmasın. Sonuçlanmayınca ne elde edeceksiniz? Zaman kazanınca ne elde edeceksiniz. Samimi olun ya. Kardeşim, seçimden, süreçten endişe eden bizdik. Seçimlerin adil olması konusunda tereddütleri olan bizdik. Siz, ”Hiçbir şekilde endişe etmeyin” diyerek tüm yetkililer sahaya çıktınız, dediniz ki, ”Milyonun üzerinde görevli var. Devlet, tüm tedbirleri aldı. Seçmen listesine yüzde 100 güvenin.” YSK, açıklama yaptı. E ne oluyor kardeşim.
”YSK, bu konuda son noktayı koymak zorundadır”
Hiç kimse kusura bakmasın. YSK, bu konuda son noktayı koymak zorundadır. Artık bizim güvenimizi sarsmayı başlamıştır bu süreç. Üzülüyoruz. YSK, vazifelidir. Milli bir vazifesi ve sorumluluğu vardır. Ülkenin, geçmişten bugüne, yarınlara dönük demokratik sürecine ya katkı sunacaklar ya da çok kötü bir iz bırakacaklar. Dönüm noktasıdır. Yapmasınlar. Her şeyi denediler olmadı. Büyükçekmece’yi de denediler, olmadı. Bir baktılar ki, kendileri bazı yanlış işlemler yaptılar, döndüler, ”Acaba Maltepe’de ne çıkarırız. Aman yavaş, acele etmeyin, bir şey bulmaya çalışalım” dediler. Aklı ermiyor insanın. Benim aklım ermiyor. YSK’yı göreve davet ediyorum.
Maçlara gitmenizle ilgili tehditler olduğu öne sürülüyor. Maçlara gitmenizi kim istemedi?
Bence milletin nezdinde hiç polemik meselesi değil. Son yıllarda, en barışçıl, en huzurlu iki maçı izledim. Hiç sorunsuz. Hem de dünyanın en önemli derbilerinden biri, Fenerbahçe-Galatasaray. Çok güzel. İnsanlar sadece bize sevgi ve coşku gösterisinde bulundular. Bakın buradan söyleyeyim. Bu coşkuyu ve sevgiyi gören birçok insan toplumun önüne geçer amigoluk yapar. Beni eleştirenlerin amigoluğa bile talip olacaklarını biliyorum. Ben bu durumdan tevazu çıkartırım. Bu durumdan mahcubiyet çıkartırım. Tevazu ve mahcubiyetle hareket eder, görev ve sorumluluk duygumu arttırır işime bakarım. Onun için bıraksınlar maça niye gitti, gitmedi meselesini…
”Maçlara gitmeye devam edeceğim”
Evet beni kulübün yetkilisi aradı. Efendim tehdit unsurları var, maça gelmesi doğru değildir. Ben de dedim ki, hayır kardeşim. Eğer böyle bir süreç varsa sorumlusu siz değilsiniz. Orası kamuya açık bir alan. Benim maça gitmeme kimse engel olamaz. Eğer bir sorun tespiti varsa beni arasınlar. Siz benden bunun ismini açıklamamı bekliyorsunuz. Ben açıklamam. Kendisi yaptığı şeyi açıklasın. Ben cevap veririm. Kamuya bu süreci açıklayacak olan kulüp yetkilisini arayan kişidir. Ben maçlara gitmeye devam edeceğim. Ben bu şehrin, milletin oy vererek seçtiği belediye başkanıyım. Maçlara da gideceğim, amatör maçlara da gideceğim, basket maçlarına da gideceğim, voleybol maçlarına da gideceğim, pazarlara gideceğim. İşsizsizliği göreceğim, sıkıntıları göreceğim ki çözüm üreteyim. Toplumun arasındayım, her zaman da arasında olacağım. Bunu böyle bilin.