Emniyet, kürtaj yaptıran kadınların listesini istedi
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, ‘gizli’ ibaresiyle İl Sağlık Müdürlüğü’ne gönderdiği yazıda, kentteki tüm hastanelerde ‘polikistik over sendromu’ olan ve kürtaj yaptıran 30 ile 40 yaş aralığındaki kadınların listesini istedi.
Skandal listeyle ilgili açıklama yapan İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Öztürk, “Sağlık verileri, özel verilerdir. Bunların kişilerin izni olmadan kaydedilmesi, işlenmesi ve paylaşılması suçtur. İşlense bile sağlık sisteminde anonim hale getirilerek işlenebilir” dedi.
Öztürk, “Büyük ihtimalle Türkiye’deki vatandaşların büyük bölümünün sağlık bilgileri Fetullah Gülen Cemaati’nin elinde” diye belirtti.
İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü’nden İstanbul Sağlık Müdürlüğü’ne ‘ivedi’ ve ‘gizli’ ibareleriyle 29 Ağustos’ta bir yazı gönderildi. Emniyet, ‘FETÖ silahlı terör örgütüne üye olma’, ‘rüşvet’ ve ‘Cumhurbaşkanı ile devlet büyüklerine hakaret’ konularından yürütülen soruşturma kapsamında 1 Ocak 2017 ile 31 Mayıs 2019’da kentte kürtaj yaptıran, 30-40 yaş aralığında ve polikistik over sendromu olan kişilerin listesini İl Sağlık Müdürlüğü’nden istedi.
Birgün’den Uğur Şahin’in haberine göre yazıda, şöyle denildi:
“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca ilgi sayılı FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma, Rüşvet ve Cumhurbaşkanı ile Devlet büyüklerine hakaret konularından yürütülmekte olan soruşturma kapsamında ilimizde 01.01. 2017 ile 31.05.2019 tarihleri arasında tüm kamu ve özel hastanelerde polikistik over sendromu olup kürtaj işlemi yaptıran 30-40 yaş aralığında olan kişilerin listesini soruşturmada kullanılmak üzere ivedi olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmek üzere müdürlüğümüz görevlilerine teslim edilerek gönderilmesi hususunu; arz ederim.”
“Sağlık verileri, özel verilerdir. Bunların kişilerin izni olmadan kaydedilmesi, işlenmesi ve paylaşılması suçtur”
T24’e konuşan İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Osman Öztürk, “İl Sağlık Müdürlüğü, bu talebi özel ve kamu hastanelerine iletmiş, demek ki uygun görmüş. Bu mümkün değil. Türk Ceza Kanunu maddelerinde kişisel verilerin korunmasıyla ilgili maddeler vardır. Sağlık verileri, özel verilerdir. Bunların kişilerin izni olmadan kaydedilmesi, işlenmesi ve paylaşılması suçtur. İşlense bile sağlık sisteminde anonim hale getirilerek işlenebilir” diye konuştu.
Olayın tıbbi etik boyutuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Öztürk, tepkisini şöyle dile getirdi: “Böyle bir şey olabilir mi? Savcılık, kriterler vererek kürtaj yaptıran kadınların listesini istiyor. Yarın da başka kriterler vererek başka bilgileri Sağlık Müdürlüğü’nden alacak demektir. Bu akla hayale sığmayacak bir şey. Bu, hastaların hekimlere olan güvenini yerle bir edecek. Hasta-hekim ilişkisi bir güven ilişkisidir. İnsanların başka hiçbir ortamda veya kişiyle paylaşmadığı bilgilerini paylaşır, eşiyle bile. Özellikle jinekolojik, psikolojik sorunlarda… Hekimin, sır saklama yükümlülüğü vardır.
Normalde bir insanın vücuduna kimse dokunamaz. Biz insanların vücuduna dokunuyoruz, kesiyoruz, tedavi ediyoruz. Bu, bir güven ilişkisi. Siz bir hekime güvenmezseniz vücudunuzu ona teslim eder misiniz? Sağlık Müdürlüğü’nün bu bilgileri ne amaçla olursa olsun, yaygın bir şekilde kullanacağını bilseniz neden paylaşasınız? Hekimlik, en eski etik kuralları olan meslektir. Tıp fakültesinden mezun olurken Hipokrat Yemini ederiz, ‘Hastamın bana verdiği sırları, bilgileri hastam ölse bile saklayacağım; onun izni olmadan paylaşamayacağım’ diye. Böyle bir gerekçeyle, bu kadar uzun zaman aralığında bu kadar geniş bir yaş diliminde bütün kurumlardan bütün bu bilgileri toplamak kabul edilemez.”
Hastalık bilgileri anonim olarak işlenmeli
Osman Öztürk, hasta bilgilerinin, kamu ve özel hastanelerde kurallar çerçevesinde kayıt altında olduğunu ifade ederek, “Bu kayıtlara kimse erişemez. Bu bilgiler sağlık sistemi içinde değerlendirilebilir. Burada da Sağlık Bakanlığı ve Türk Tabipler Birliği olarak mücadele ediyoruz, sürekli dava açıyoruz. Bu bilgilerin anonim olarak toplanması ve işlenmesi gerekiyor. Sağlık otoritesi, hastalıkların, hastaların istatistiklerini bilmek, önlem almak ister. Ancak bunun için özel kişisel bilgileri, kişi paylaşmadığı sürece toplayamaz. Dünyanın hiçbir yerinde olmaz. Yalnızca hastalıkla ilgili bilgileri toplayabilir” diye konuştu.
“Hastaneler 2,5 yılda kürtaj olan bütün kadınların listesini göndermiş olabilir”
“Yıllardır birlikte çalıştıkları cemaatin peşinde dolaşıyorlar. Hiçbir koşulda, 2,5 yılda kürtaj yaptıran kadınların bilgilerinin istenmesi mümkün değildir. ‘Polikistik over sendromu olup kürtaj yaptıran’ diyorlar ancak bu hastalığın tedavisinde kürtaj yoktur. Polikistik over sendromu olup kendi isteği veya tıbbi zorunlulukla yapılmış kürtajlar da olabilir, ancak kayıtlarda böyle olmayabilir. Şu ihtimal daha yüksek görünüyor: Hastaneler 2,5 yılda kürtaj olan bütün kadınların listesini göndermiş olabilir.
İl Sağlık Müdürlüğü, Emniyet Müdürlüğünü’nü uyarmalıydı
Emniyet bilemeyebilir -bilmesi gerekir- ancak Sağlık Müdürlüğü’nün bu yazı kendilerine geldiği zaman, “Durun, ne yapıyorsunuz?” diyerek uyarması gerekiyor. Onun işi sağlık. Bu, hasta hekim ilişkisini yerle bir edecek bir şeydir.
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü bünyesindekiler hiç mi Hipokrat Yemini diye bir şey bilmiyorlar, tıbbi etikle ilgili bir uzman çalıştırmıyorlar, görüş almıyorlar. Ben hekim olarak görünce yerimden zıpladım. Böyle bir şey olamaz. Herhangi bir hekime de sorsanız böyle der. Ne yapacaksın, nerede kullanacaksın, yarın bu bilgilerin başka yerlerde kullanılmayacağını nereden bileceğiz?
Türkiye’de çoğu kişinin sağlık bilgileri Fetullah Gülen Cemaati’nin elinde olabilir
“Bilgiler, Türkiye’de 2 şekilde toplanıyor; Sağlık Bakanlığı’nın ve Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sistemi var. Hatta SGK’nın topladığı bilgileri özel şirketlere sattığı daha önce kamuoyuna yansıdı. SGK’da iki kez göreve gelip uzun yıllar başkanlık yapan Fatih Acar, FETÖ ismi konulan operasyon kapsamında tutuklandı. Büyük ihtimalle Türkiye’deki vatandaşların büyük bölümünün sağlık bilgileri Fetullah Gülen Cemaati’nin elinde.
Bu olay basına yansıdığı için haberimiz oldu.
Bu olay basına yansıdı da haberimiz oldu. Demek ki bizim bilgilerimiz Emniyet Müdürlüğü’yle vs. bir yerlerle paylaşılabiliyor. Muhtemelen paylaşılıyor da, daha önce de benzer şeyler oldu. Bu hekimliğin en temel eğerlerine aykırı bir şey.”
Kişisel Verilerin Korunması Kanunu
MADDE 6- (1) Kişilerin ırkı, etnik kökeni, siyasi düşüncesi, felsefi inancı, dini, mezhebi veya diğer inançları, kılık ve kıyafeti, dernek, vakıf ya da sendika üyeliği, sağlığı, cinsel hayatı, ceza mahkûmiyeti ve güvenlik tedbirleriyle ilgili verileri ile biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel veridir.
(2) Özel nitelikli kişisel verilerin, ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesi yasaktır.
(3) Birinci fıkrada sayılan sağlık ve cinsel hayat dışındaki kişisel veriler, kanunlarda
öngörülen hâllerde ilgili kişinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir. Sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.
(4) Özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesinde, ayrıca Kurul tarafından belirlenen yeterli
önlemlerin alınması şarttır.
Polistik Over Sendromu nedir?
Polikistik over sendromu; üreme çağındaki kadınlarda en sık görülen endokrin (hormonal) bozukluklardan biri. Sendrom; kadının adet düzenini, çocuk sahibi olma yeteneğini, hormonlarını, kalbini, damarlarını ve hatta dış görünüşünü etkileyebilmekte. Kadınların yüzde 15-20’sinde gözlenebilen polikistik over sendromunun nedeni tam olarak bilinmemekte.
(tele1)